Translation of "Arkadaşlarına" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Arkadaşlarına" in a sentence and their japanese translations:

Arkadaşlarına İngilizce öğretir.

- 彼は友達に英語を教えている。
- 彼は友人に英語を教えている。

Suçu arkadaşlarına attı.

彼は責任を友人になすりつけた。

Arkadaşlarına selam söyle.

- あなたの友達によろしくとお伝え下さい。
- あなたの友だちによろしく。
- お友だちによろしくお伝えください。

Arkadaşlarına bahsetmeleri daha olası.

友人に紹介する確率が高いです

İnsan arkadaşlarına ihanet etmemeli.

人は友を裏切ってはいけない。

Arkadaşlarına karşı doğru olmalısın.

- 君自分の友人に忠実でなけらばいけない。
- 君は友達には忠実でなければならない。
- 君は自分の友人には忠実でなければならない。

Arkadaşlarına haberi söyledin mi?

そのニュースを友達に話しましたか。

O bazı arkadaşlarına yazıyor.

彼は何人かの友人に手紙を書いています。

O, arkadaşlarına karşı cömerttir.

彼は友人に対して寛大だ。

Arkadaşlarına yazmakla çok meşgul.

彼は友達に手紙を書くのにとても忙しい。

O, arkadaşlarına sırrını anlattı.

彼は友達に自分の秘密を話したんだ。

Onun sırrını arkadaşlarına söyledi.

彼は彼女の秘密を彼の友人に漏らした。

Patty Kanada'da arkadaşlarına yazmayı bitirdi.

パティはカナダに住んでいる友達への手紙を書き終えた。

Tom sırrı arkadaşlarına tesadüfen verdi.

トムはたまたま友人たちにその秘密を漏らしてしまった。

O, arkadaşlarına karşı zorbalık yapardı.

- 彼はよく友人をいじめたものだ。
- 彼は以前友達をいじめていた。

Muhtaç arkadaşlarına asla sırtını dönmez.

彼は困っている友達を決して見捨てない。

Sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çalışıyor.

彼はクラスの仲間に後れをとらぬようにしている。

İlk kez arkadaşlarına ihanet etti.

- 彼女ははじめて友達を裏切った。
- 彼女は初めて仲間達を裏切った。

Sonrasında iş arkadaşlarına bir email gönderdi.

そして彼は社内の人たちにメールしました

Her şeyin ötesinde arkadaşlarına sadık olmalısın.

何よりもまず友人に誠実でなければならない。

O, arkadaşlarına ihanet edecek son kişidir.

- 彼は友達を裏切るような人ではない。
- 彼は決して友達を裏切るような人ではない。

O, sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çalışıyor.

彼はクラスの仲間に後れをとらぬようにしている。

Jimmy onunla alay eden arkadaşlarına alıştı.

- ジミーは友達が自分をからかうことに慣れていた。
- ジミーは友達にいじられるのには慣れていた。

O, bütün sınıf arkadaşlarına karşı samimidir.

彼はクラスのみんなと仲がよい。

Bu, onun, arkadaşlarına olan bağlılığını gösteriyor.

このことは友人に対する彼の誠実さを示すものだ。

Gerçek bir beyefendi asla arkadaşlarına ihanet etmez.

本当の紳士なら、友達を裏切ったりしないだろう。

John, sınıf arkadaşlarına yetişmek için çok çalışmalıdır.

- ジョンは、彼のクラスメートに追いつくために、一生懸命勉強しなければならない。
- クラスメートに追いつくために、ジョンは頑張らないといけない。

O, yeni bisikletini arkadaşlarına göstermek için istekliydi.

彼は新しい自転車を友達に見せびらかしたくてしょうがなかった。

Arkadaşlarına ayak uydurmadığı için, o sonunda geride kaldı.

友人についていくことができなかったので、とうとう彼は、遅れてしまった。

Kenji Hindistan yolculuğu hakkında arkadaşlarına bir hikaye anlattı.

健二は友達にインド旅行の話をした。

- Bencilliğin sana arkadaşlarına mâl olacak.
- Bencilliğin sana arkadaşlarını kaybettirecek.

君のようにわがままでは友達がいなくなるよ。

Bir kişinin nasıl biri olduğunu onun arkadaşlarına bakarak söyleyebilirsin.

友達を見ることによってどんな人かわかる。

O, sınıf arkadaşlarına yetişmek için çok çalışmak zorunda kaldı.

- 彼女は一生懸命勉強してクラスの人に追いつかねばならなかった。
- 彼女は一生懸命勉強してクラスの人に追いつかなければならなかった。
- 彼女はクラスのみんなに追いつくため、懸命に勉強しなければならなかった。

Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.

いつもクラスの友人のあいだで目立ちたがる子供だった。