Translation of "Suçu" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Suçu" in a sentence and their japanese translations:

Polis suçu araştıracak.

警察はその犯罪を調査しようとしている。

Bill suçu işlemedi.

ビルはその罪を犯していなかった。

Suçu arkadaşlarına attı.

彼は責任を友人になすりつけた。

Ve suçu kabullenmek üzereydi,

罪を認めようとしたところに

Şiddet suçu banliyölere yayıldı.

暴力犯罪は郊外にも広がった。

O suçu üzerime attı.

彼はそれを僕のせいにした。

Polis, suçu çözmeye koyuldu.

警察は、その犯罪の解決に着手した。

Bu onların suçu değil.

それは、彼らの誤りではありません。

Suçu üstlenmeye razı oldu.

彼女はその非難を受けることに同意した。

Bazen bazıları suçu onlarda buluyor.

制度のせいで 道を踏み外すほどに 追い込まれてしまうこともあります

Suçu için hiç pişmanlık göstermedi.

彼は自分の罪に対して後悔の気持ちをまったく示さなかった。

O suçu işlediğini itiraf etti.

彼は自分が罪を犯したと白状した。

Zina suçu 1947'de kaldırılmıştı.

昭和22年に姦通罪は廃止されました。

O, suçu işlediğini itiraf etti.

彼は罪を犯したことを認めた。

Tüm suçu benim üstüme atamazsın!

あなたは過ちを私の身に押し付けることはできない。

Yeni yasa birazcık organize suçu kapsamalıdır.

新しい法律は組織犯罪を減少させるでしょう。

Suçu işlemesi için onu tahrik ettiler.

彼らは彼をけしかけてその悪事を働かせた。

Onun suçu ölüm cezasını hak ediyor.

彼の罪は死刑に値する。

Bir suçu kaydetmek için mi geldin?

被害届を出すためにきたのか?

Suçu benimsedi ve onu çıkar için sattı.

犯罪性を含み 利益のために 売られるようになりました

Suçu işlemiş de işlememiş de olsanız kabulleniyorsunuz.

罪を認めるのです 自分が本当にやったか否かに関わらず

Polis, adamın suçu işlediğine dair kanıt buldu.

警察はその男が犯人だという証拠をつかんだ。

Veya mutsuz olduğumuz zaman suçu onlara yüklediğimiz sürece

あるいは不幸を 他人や状況のせいにしている限り

Sonuçta, o şiddet suçu sebebiyle beş yıl hapis yatmıştı.

ついに、彼はその暴力犯罪を犯したことで懲役5年の判決を言い渡された。

Katilin suçu kanıtlandı ve ömür boyu hapse mahkum edildi.

殺人犯は有罪判決を受けて終身刑に処せられた。

- Herkesin hatası, kimsenin hatası değildir.
- Herkesin suçu kimsenin hatası değildir.

みんなの責任は、誰の責任でもない。

Sonunda o şiddet suçu için beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

ついに、彼はその暴力犯罪を犯したことで懲役5年の判決を言い渡された。

- Her şeyi itiraf etsen iyi olur.
- Suçu itiraf etsen iyi olur.

君はすべてのことを打ち明けるほうがよい。

- Tüm suçu bana yüklemeye çalışma.
- Tüm bunun için beni suçlamaya çalışma.

全部私のせいにしようとしないでよ。

- Bu insanlar masum olmaktan başka bir şey değiller.
- Bu insanların hiçbir suçu yok.

この人たちは無実どころではありません。

- Bunun kendi hatası olmadığına beni ikna etti.
- Onun onun suçu olmadığına beni ikna etti.

彼はそれは彼のせいでないことを私に納得させた。