Translation of "Ailesine" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Ailesine" in a sentence and their japanese translations:

- O ailesine sadık.
- O ailesine itaatkâr.

彼女は親の言う事を良く聞く。

Ailesine saygı duymaz.

彼は両親を尊敬していない。

Ailesine cevap verdi.

彼は両親に口答えした。

Tamamen ailesine bağımlıdır.

彼はまったく両親に頼りきっている。

O başarısını ailesine borçludur.

彼の成功は両親のおかげです。

Onun ölümü ailesine söylenecek.

彼の家族は彼の死について知らされるだろう。

O hâlâ ailesine bağımlıdır.

彼はまだ両親に頼っている。

Ailesine iyi geceler dedi.

彼は両親に「おやすみなさい」と言った。

Leo Eyhards ailesine bir bakıyor,

おそらくワインとチーズを嗜んでいる 両親のいる

Geçim giderleri için ailesine bağlıdır.

彼女は生活費を親に頼っている。

Onun evliliği ailesine mutluluk getirdi.

彼女は結婚して両親は幸せだ。

Ailesine bakmak için çok çalıştı.

彼は、家族を養うために一生懸命に働いた。

Kate ailesine evi terk ettirdi.

ケイトは家族に家を立ち去らせた。

...gece, fil ailesine trajedi yaşatmış durumda.

‎夜はゾウの家族に ‎悲劇をもたらした

Geliri ailesine bakamayacak kadar çok küçük.

彼の収入は少なすぎて家族を養うことはできない。

Ailesine böyle davrandığı için deli olmalı.

自分の両親をこんな風に扱うなんて、彼は気が狂っているに違いない。

John ayda bir ailesine mektup yazar.

ジョンは月に一度両親に手紙を書く。

O hâlâ mali olarak ailesine bağlı.

彼女はまだ親に頼っている。

- Ailesine yardımcı olmak için sıkı çalışmak zorunda.
- O, ailesine bakmak için çok çalışmak zorunda.

彼は家族を養うために一生懸命働かなくてはいけない。

Bu onun ailesine olan aşkının derinliğini gösterir.

それは家族に対する彼の愛の深さを示している。

O, ailesine hükmeder ve bütün kararları verir.

彼はその家を支配し、すべての決断をする。

Amcam sürekli olarak ailesine başına bela olur.

おじはいつも家族に波風を立てるようなことをする。

Onun maaşı ailesine bakamayacak kadar çok düşük.

- 彼は給料が安すぎて家族を養っていけない。
- 彼の給料は安すぎて一家を支えていけない。

O her iki ayda bir ailesine yazmaya özen gösteriyor.

彼は二ヶ月に一度、必ず両親に手紙を書くことにしている。

O 38 yaşında olsa bile, o hâlâ ailesine bağlı.

彼は38歳なのに両親に頼りきりです。

Beverly Hills gibi zengin kasabada Joneses ailesine ayak uydurmak zordur.

ビバリーヒルズのような高級住宅地で見栄を張り合うのは高くつく。

Bir çocuk ne kadar aptalca görünürse ailesine o kadar sevimli görünür.

馬鹿な子ほど可愛い。

Baldızı Aimée Leclerc ile evlenmeye teşvik ederek Davout'u Birinci Konsolos'un geniş ailesine kattı.

エイメ・レクレールと結婚することを奨励し、ダバウトを 第一領事の拡大家族の中に連れてきました。

O eski giysilerini erkek kardeşleri için eve gönderdi ve ailesine de para gönderdi.

古い洋服を弟達の為に家に送り、家族にお金も送りました。

Napolyon'un üvey kızı olan Aglaé-Louise Auguié ile evlendi ve onu Fransa'nın gelecekteki imparatorluk ailesine yaklaştırdı.

アグラエ・ルイーズ・アウグイエと結婚し 、彼をフランスの将来の皇族に近づけました。

Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.

社会における伝統的な男女の役割について思うとき、我々は夫が家族を支え妻が家と子供の面倒を見るものと考える。