Translation of "Sadık" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Sadık" in a sentence and their japanese translations:

Söylediklerine sadık olmalısın.

自分の言った事に忠実であるべきだ。

Sözüne sadık kalmalısın.

君はあくまでも約束を守らなければならない。

Sözüne sadık olmalısın.

約束には忠実でなくてはいけない。

Tom karısına sadık.

- トムは妻に忠実です。
- トムは奥さんに素直です。

Köpekler sadık hayvanlardır.

犬は忠実な動物です。

Biz planımıza sadık kalmalıyız.

我々は我々の計画に固執するべきだ。

Ana fikre sadık kalmalıyız.

問題点からそれないようにしましょう。

O, sözüne sadık kalmayacaktır.

彼女は約束を守らないだろう。

O sözüne sadık kaldı.

彼は約束を守り抜いた。

O, prensiplerine sadık kalıyor.

彼は自己の主義に忠実でいる。

O prensiplerine sadık kaldı.

彼はずっと自分の主義に忠実である。

O sonuna kadar sadık kaldı.

彼は最後まで忠実であった。

Sadece kendi çizgine sadık kal.

自己の方針をあくまで守れ。

O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.

彼はその恐竜の精巧な縮小模型をじっと見つめた。

Her şeyin ötesinde arkadaşlarına sadık olmalısın.

何よりもまず友人に誠実でなければならない。

- O ailesine sadık.
- O ailesine itaatkâr.

彼女は親の言う事を良く聞く。

Çevirin Japoncaya biraz daha sadık olamaz mı?

もう少し日本語に忠実に訳すことはできないでしょうか。

Ününe bakacak olursak, işine sadık biri gibi görünüyor.

評判で察すると、彼女はその仕事にふさわしいようだ。

Onun köpeği uysal olduğu kadar çok sadık değildir.

彼女の犬は忠実というよりはむしろよく慣れている。

Onlar sonuçta orijinal plana sadık kalmaya karar verdiler.

彼らは、結局最初の計画に固執することに決めた。

Sadık köpek Hachiko'nun heykeli Şibuya İstasyonu önünde duruyor.

忠犬ハチ公の像は渋谷駅前に立っている。

Eski yöntemlere sadık kalmaya çalışmanın bir faydası yok.

古い方法にこだわっても仕方がない。

İstediğin kadar gül; ben sonuna kadar planıma sadık kalacağım.

君がいくら笑っても、僕はあくまでも自分の案を固守します。

Bir şey yapmaya karar verdikten sonra ona sadık kalın.

一度何かやると決めたら、あくまでやり通せ。

Biz evlendiğimizden beri o sadık bir aile babası oldu.

結婚して以来、彼はマイホーム主義になった。

Bir köpek sadık bir hayvandır, bu yüzden insan dostu olduğu söylenir.

犬は誠実な動物なので、人間の友達といわれている。

Davout, Savaş Bakanı ve Paris valisi yapıldı: parlak ve sadık bir yönetici gerektiren hayati roller

ダヴーは戦争大臣とパリ総督に任命されました。重要な役割であり、優秀で 忠実な管理者が 必要