Translation of "Bakıyor" in Hungarian

0.008 sec.

Examples of using "Bakıyor" in a sentence and their hungarian translations:

Dinozorlara bakıyor.

Egy dinoszauruszra hasonlít.

Bakıyor musun?

Nézel?

Otel göle bakıyor.

A szálló a tóra néz.

Odam doğuya bakıyor.

A szobám keletre néz.

Tom bana bakıyor.

- Tom éppen rám néz.
- Tom engem néz.

Birisi bakıyor mu?

Néz valaki?

Tom resme bakıyor.

Tomi a festményt nézi.

Çocuklara kim bakıyor?

Ki vigyáz a gyermekekre?

O bize bakıyor.

Ő minket néz.

Tom hâlâ bakıyor.

Tom még mindig néz.

Kathy yıldızlara bakıyor.

Kati a csillagokat nézegeti.

Tom hâlâ Mary'ye bakıyor.

Tomi még mindig Marit bámulja.

Tanrım, herkes bana bakıyor!

Te jóságos ég! Mindenki engem néz.

Neden herkes bana bakıyor.

Miért néz rám mindenki?

Tom, hasta babasına bakıyor.

Egy kertész gondozza a területet.

Bu köpeğe kim bakıyor?

- Ki gondoskodik erről a kutyáról?
- Ki törődik ezzel a kutyával?

Sanırım Tom Mary'ye bakıyor.

Bizonyára Máriáról gondoskodik most Tomi.

Leo Eyhards ailesine bir bakıyor,

ahol Leo Eyharts lenézett a szüleire,

Ağzındaki alıcılar havanın tadına bakıyor.

Szájának receptoraival ízleli a levegőt.

O varolmayan bir şeye bakıyor.

Egy nem létező valamit néz.

Ve Yuri, Moskova üzerinde aşağı bakıyor

Jurij Moszkvában nézett le,

- Çocuklara kim bakıyor?
- Çocuklara kim bakar?

Ki vigyáz a gyerekekre?

Fakat hepsi 45 derece hareket yönüne bakıyor.

de mind 45 fokkal néznek másfelé a haladási irányukhoz képest.

Bu yavrular ilk defa etin tadına bakıyor.

A kölykök először kóstoltak húst.

- O kadınları hor görür.
- Kadınlara tepeden bakıyor.

Ő lenézi a nőket.

- Tom kadınlara tepeden bakıyor.
- Tom kadınları hor görüyor.

Tom lenézi a nőket.

Bu seçenekler şu an bize bakıyor ve biz bir seçim yapmak zorundayız.

E választásokkal szembesülünk, és döntenünk kell az egyik lehetőségről.

Sözde birinci dünyadan insanlar biz Latinlere tekerleği henüz icat etmemiş gibi bakıyor.

Az úgynevezett első világban élők úgy tekintenek ránk, latin-amerikaiakra, mintha még a kereket sem találtuk volna fel.

- Jack, evde bir kedi ve bir papağan bakıyor.
- Jack, evde bir kedi ve bir papağan besliyor.

Jakab egy macskát és egy papagájt tart otthon.

- O elden ayaktan düştü.
- Onun bir ayağı çukurda.
- Onun bir gözü toprağa bakıyor.
- Onun bir ayağı mezarda.
- O, ölüme yaklaştı.

Fél lábbal a sírban van.