Translation of "Bakıyor" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Bakıyor" in a sentence and their dutch translations:

Bakıyor musun?

Ben je aan het kijken?

Odam doğuya bakıyor.

Mijn kamer kijkt uit op het oosten.

Birisi bakıyor mu?

Kijkt er iemand?

O bakıyor mu?

- Bent u aan het kijken?
- is hij aan het kijken?
- is zij aan het kijken?

Tom teleskopla bakıyor.

Tom kijkt door de telescoop.

Tom kime bakıyor?

Naar wie kijkt Tom?

Herkes bana bakıyor.

Iedereen kijkt naar mij.

O bize bakıyor.

Zij kijkt naar ons.

Arkadaşının fotoğrafına bakıyor.

Hij kijkt naar de foto van zijn vriend.

Tom şaşı bakıyor.

Tom loenst.

O şaşı bakıyor.

Zij loenst.

Mary şaşı bakıyor.

Maria loenst.

Keyfinize bakıyor musunuz?

Hebben jullie het naar je zin?

Tezahüratları ile sana bakıyor.

Ze scanderen: "Moktor! Moktor!"

Tom pencereden dışarı bakıyor.

Tom is uit het raam aan het staren.

Her şey paraya bakıyor.

- Het draait allemaal om geld.
- Het gaat allemaal om geld.

Arkadaşının bir fotoğrafına bakıyor.

Hij kijkt naar een foto van zijn vriend.

Bu köpeğe kim bakıyor?

Wie zorgt er voor deze hond?

- İş arıyor.
- İş bakıyor.

Hij zoekt werk.

Ağzındaki alıcılar havanın tadına bakıyor.

Receptoren in zijn bek proeven de lucht.

O, her zaman size bakıyor.

- Hij kijkt altijd naar u.
- Hij kijkt altijd naar jullie.

Büyük beyaz köpek o kediye bakıyor.

De grote witte hond kijkt naar die kat.

Neden herkes Tom'a dik dik bakıyor?

Waarom staart iedereen naar Tom?

Tom bu akşam Mary'nin çocuklarına bakıyor.

Tom past vanavond op de kinderen van Mary.

Tüm müşteriler dönüp size bakıyor ve gülüyorlar.

En alle klanten draaien nu jouw kant op en kijken en lachen.

Bu yavrular ilk defa etin tadına bakıyor.

Dit is de eerste keer dat deze welpjes vlees proeven.

Kedi sandalyede oturuyor ve mutfak masasında duran ete bakıyor.

De kat zit op de stoel en kijkt naar het vlees dat op de keukentafel ligt.

- Batılı medya kuruluşları Müslümanlara farklı gözle bakıyor.
- Batı medyası Müslümanları farklı lanse ediyor.

Moslims worden in een ander licht geportretteerd door westerse media.

Sanırım küçük sesleri fark ediyor, ışıkları görüyor, pencereden televizyona bakıyor, böyle şeylere dikkat ediyor.

...hij heeft door hoe stil het is, ziet lichten... ...van de tv in de ramen, let op dat soort dingen.

- O elden ayaktan düştü.
- Onun bir ayağı çukurda.
- Onun bir gözü toprağa bakıyor.
- Onun bir ayağı mezarda.
- O, ölüme yaklaştı.

Hij staat met één been in het graf.