Translation of "şeyin" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "şeyin" in a sentence and their japanese translations:

Kazanacağın çok az şeyin ve kaybedeceğin çok şeyin var.

得る所は少なく損ばかりですよ。

Her şeyin değişmesi gerek

すべてを変える必要があります

Bir şeyin peşine düşmezseniz

自分が何か行動しなければ

Her şeyin var mı?

忘れ物ない?

Her şeyin fiyatı arttı.

あらゆる物品の価格が上昇した。

Her şeyin limiti vardır.

物には限界というものがある。

- Her şeyin bir sonu olması gerekir.
- Her şeyin bir sonu olmalı.

何事にも必ず終わりがある。

Bu şeyin içi yağla dolu.

オイルが詰まってる

Bu hiçbir şeyin kanıtı değil.

何の証明でもなく

çünkü aklında söylediği şeyin ciddiliğini

彼女は 心の中で 自分の言った事の重みや

Dünyadaki her şeyin tasarlanması gerek.

この世のすべては デザインを必要とする と

Şikâyet edecek bir şeyin olmamalı.

君がどうこう言うことはないだろう。

Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.

何か腐った臭いがします。

Yiyecek bir şeyin var mı?

- 何か食べる物を持っていますか。
- 何か食べるものある?

Bir şeyin eksik olduğunun bilincindeydim.

何か見えなくなったもののあるのに気がついた。

Sırtımda bir şeyin süründüğünü hissettim.

何かが背中をはっているのを感じた。

Yere bir şeyin düştüğünü duydum.

何かが地面に落ちる音が聞こえた。

Yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.

- 何かが焦げてる匂いがする。
- 何か焦げ臭いよ。

Montgomery her şeyin başladığı yerdi.

モンゴメリーは、そのすべてが始まった所であった。

Her şeyin nerede olduğunu biliyorsun.

どこに何があるか知っているでしょ?

Boynuna bir şeyin dokunduğunu hissetti.

彼女は何かが首に触れるのを感じた。

Söyleyecek hiçbir şeyin yok mu?

何も言うことはないの?

Bir şeyin yanlış olduğunu hissediyorum.

何かおかしいと思います。

Her şeyin iyi sonuçlanacağını söyledi.

彼は万事がうまくゆくことになるといった。

Bir şeyin garip olduğunu düşündüm.

何かが変だと思いました。

Her şeyin bir sırası var.

まずははじめの一歩から。

Her şeyin bir sonu vardır.

何事にも必ず終わりがある。

Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım.

私は自分が選んだものにあまり興味がもてないということがわかった。

Okuyacak bir şeyin var mı?

あなたは何か読むものを持っていますか。

Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.

彼の言った事に意味はない。

Söyleyecek bir şeyin var mı?

- 何か言うことはありますか。
- あなたは何か意見がありますか。

Yazacak bir şeyin var mı?

書く事がありますか。

Her şeyin ötesinde arkadaşlarına sadık olmalısın.

何よりもまず友人に誠実でなければならない。

Yazmak için bir şeyin var mı?

- 何か書くものをお持ちですか。
- 何か書くもの、ありますか?

Kötü bir şeyin olacağı içime doğmuştu.

何かいいことがありそうな気がした。

Daha ucuz bir şeyin var mı?

もっと安いのはありますか。

Üşüttüğüm için, hiçbir şeyin tadını alamıyorum.

風邪をひいているので味が分からないんです。

Sonunda her şeyin yolunda gideceğinden eminim.

結局は万事うまくいくものと確信しています。

Söyleyecek başka bir şeyin var mı?

何かこれ以上言うことがありますか。

Gelecek Çarşamba bir şeyin var mı?

今度の水曜日何か予定がありますか。

Mutfakta yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.

台所で何か焦げ臭いにおいがします。

Bir şeyin yanlış olduğunu hemen hissettim.

すぐに何かおかしいと感じました。

Tom bir şeyin yanlış olduğunu biliyor.

トムは何かがおかしいと気づいている。

İyi sağlık her şeyin en değerlisidir.

健康はすべてのものの中でもっとも貴重である。

Eğer açsan, her şeyin tadı iyidir.

お腹がすいていると何でもおいしいんだよ。

Fransızlar hiçbir şeyin imkansız olmadığını düşünürler.

フランス人はなにかが不可能だとは考えない。

O, aldığı her şeyin kaydını tutar.

彼女はすべての買い物を記録する。

Böyle bir şeyin yapılabileceğinden emin misin?

そんなこと本当にできちゃうと思ってるの?

Evin içinde bir şeyin dolaştığını hissettim.

私は家の中で何かが動くのを感じた。

Bir şeyin bacağından yukarı çıktığını hissetti.

彼は足に何かが這い上がってくるのを感じた。

Ben bir şeyin tuhaf olduğunu düşündüm.

何かが変だと思いました。

Sanırım her şeyin bir nedeni var.

人生に無駄なことなんて一つもないと思う。

Söyleyecek bir şeyin varsa, sadece söyle.

言いたいことがあるならはっきり言ってよ。

Yanan bir şeyin kokusunu alıyorum, Anne.

お母さん、何か焦げている臭いがするわ。

Yanlış giden bir şeyin var mı?

あなたは体の具合がどこか悪いのですか。

Taşımak istediğin şeyin taşınmasına gerek yok.

あなたが運ぼうと思う物は運ぶ必要はありません。

Üşütme için bir şeyin var mı?

風邪に効く薬はありますか。

Beyin hakkında düşündüğümüz ve anladığımız birçok şeyin

同時に 過去に得られたはずの 脳に関する知見の多くが

Hiçbir şeyin gerçeğin dışına çıkamayacağı ortaya çıkıyor.

今では その考えは 全くの見当違いだと わかっています

Kötüdense daha fazla iyi şeyin alışverişini yapıyordum,

悪いやり取りよりも 良好なやり取りを多くしていました

Her şeyin bir son kullanma tarihi var,

全てのものに有効期限が付いてます

Sıra dışı bir şeyin eşiğinde olduğunu hissediyorsun.

‎心を揺さぶる体験が ‎待っている

Yazacak bir şeyin olup olmadığını merak ediyorum.

- 君は何か書くものを持っているかしら。
- 何か書くものを持っているかい。

Şikâyet etmekten başka yapacak bir şeyin yok.

君には不満が全くない。

Bir konuşmaya girdiğinde söyleyecek bir şeyin olmalı.

会話に参加するためには、何か言うべきことを持っていなければいけない。

Yapacak daha iyi bir şeyin yok mu?

暇なやつだ。

Sıra dışı bir şeyin kokusunu alıyor musun?

- 何か妙なにおいがしませんか。
- 何か変なにおいしない?

Baş ağrısını hafifletecek bir şeyin var mı?

何か頭痛をやわらげるものを持っていますか。

Öyle tuhaf bir şeyin gerçekleşmesi muhtemel değildir.

そんな不思議な事は起こりそうもない。

Uyandığımda her şeyin bir rüya olduğunu anladım.

- 目を覚まして見ると、一切が夢だったことがわかりました。
- 目を覚ましてみると夢だったことがわかった。
- 目を覚ましてみるといっさいが夢であることが分かった。

Pazartesiye kadar her şeyin hazır olması önemli.

月曜までにすべてが整っていることが重要なのだ。

Hiçbir şeyin zamandan daha değerli olmadığı söylenir.

時間ほど大切なものはないといわれる。

Daha az pahalı bir şeyin var mı?

もっと安いのはありませんか。

Parayla her şeyin satın alınabileceği fikri yanlıştır.

お金があれば何でも買えるという考えは間違っている。

Bu tür şeyin yapılabileceğini gerçekten düşünüyor musun?

そんなこと本当にできちゃうと思ってるの?

Sonunda her şeyin iyi sonuçlanacağını ümit ediyorum.

- 最後には全て旨く行く事を願っている。
- 最後にはすべて旨く行くことを祈っている。

Açken insana her şeyin tadı güzel gelir.

ひもじい時にまずいものなし。

Tom'un yaptığı şeyin bu olduğuna emin misin?

本当にあれがトムのしてたことなの?

Mutfakta yanan bir şeyin kokusunu almıyor musun?

台所で何かが焦げているにおいがしませんか。

Dansta giymek için bir şeyin var mı?

あなたは何かダンスパーティーに着ていくものを持っていますか。

Endişelenmeyin. Size her şeyin iyi olacağını söyledim.

心配ないよ。全て上手くいくって言ったじゃないか。

Tom bir şeyin yapılmasını rica etmek yerine bir şeyin yapılmasını her zaman talep eden türden bir insan.

トムは常に、これこれをして欲しいと頼むより、それをしろと要求するタイプの人間だ。

Veya yaptığım korkunç bir şeyin kanıtı olduğuna eminler.

私のひどい行いの証拠だと 確信していて

Bir kiloluk bir şeyin, örneğin, ay yüzeyine götüreceğimiz,

例えば1キログラムの物体を 月の表面に運ぶには

Bir şekilde önündeki şeyin tehlikeli olmadığını fark ediyor,

‎僕は危険ではないと ‎判断して——

İnsanları mutlu eden şeyin ne olduğunu düşünmeye değer.

人々を幸福にするのは何なのかを考えることは価値がある。

Yan odada yanan bir şeyin kokusunu almıyor musun?

何かが隣の部屋で燃えている匂いがしませんか。

Böyle bir şeyin olmayacağından emin olmak sana kalmış.

そんなことが起こらないように気をつけるのは、君の務めだ。

Pazar günü yapacak özel bir şeyin var mı?

日曜に特に何かすることがありますか。

- Zaman bütün yaraları iyileştirir.
- Zaman her şeyin ilacıdır.

時はすべての傷を癒してくれる。

Endişe etme. Her şeyin iyi gideceğini söylemedim mi?

心配ないよ。全て上手くいくって言ったじゃないか。

Her şeyin çok yavaş değiştiği bir dünyayı sevmiyorum.

物事がそんなにゆっくり変化する世界は気にならない。

Tom'u gerçekten tedirgin eden şeyin o olduğuna inanamıyorum.

それがトムの本当に抱えている問題だとは思えない。

Şimdi ihtiyacın olan şeyin biraz uyku olduğunu düşünüyorum.

今あなたに必要なのは、少し眠ることだと思う。

Genellikle hiçbir şeyin zamandan daha değerli olmadığın söylenilir.

時間ほど大切なものはないとよく言われる。

Yapacak bir şeyin yoksa neden bir kitap okumuyorsun?

やることないなら本でも読んだら?

Bu öğleden sonra yapılacak bir şeyin var mı?

午後から何か用事がありますか。

Sürekli sabırsızlıkla beklediğim bir şeyin olması için çabalarım.

僕は 常に楽しみになる何かや 人生を豊かにする