Translation of "Çıkmaya" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Çıkmaya" in a sentence and their japanese translations:

Laleler çıkmaya başladı.

チューリップが芽を出し始めた。

Benimle çıkmaya ne dersin?

ぼくと付き合ってくれませんか。

Gece dışarı çıkmaya alışkındı.

彼は夜の外出になれていた。

Çıkmaya ne zaman başladınız?

いつから付き合い始めたの?

- Ben yola çıkmaya hazırım.
- Ayrılmaya, çıkmaya hazırım. (Bir seyahate v.b.)

出発の準備はできあがっています。

Bu sıvıların çıkmaya başladığını görebilirsiniz.

液体が出てくる 出てきたぞ

Planımıza karşı çıkmaya hakkın yok.

- 君には、私たちの計画に反対する権利はない。
- あなたには私達の計画に反対する権利はない。

Benimle balığa çıkmaya ne dersin?

- 一緒に釣りに行くのはどうですか。
- 一緒に魚釣りに行きませんか。

Onu odasından çıkmaya çalışırken yakaladık.

私たちは彼が部屋から出ようとしているところを見つけた。

Dışarı çıkmaya utandım, böyle giyindim.

こんな身なりで外出するのは気が引ける。

Beni bıraktı ve bölmeden çıkmaya çalıştı.

ヒョウは私を放し 敷地外へ出ようとした

Güneş ışığı insanları dışarı çıkmaya özendirdi.

太陽の日差しに誘われて人々が外出した。

Bir yemek için çıkmaya ne dersin?

食事にしませんか。

Gelecek hafta yürüyüşe çıkmaya can atıyorum.

私達は来週ハイキングに行くのを楽しみにしています。

Onu odadan dışarı çıkmaya çalışırken yakaladım.

私は彼が部屋から出て行こうとしているところを捕まえた。

Yürüyüş için dışarı çıkmaya ne dersin?

散歩に出かけませんか。

Yoğun olmayan zamanlarda yola çıkmaya çalışmak gibi.

例えば、通勤ラッシュを避ける

Öğle yemeğinden sonra yürüyüşe çıkmaya ne dersin?

- 昼食の後、散歩をするのはどうですか。
- 昼食のあと散歩するのはどうですか。

Kötü havaya aldırmadan dışarı çıkmaya karar verdim.

天気が悪かったけれど出かけることにした。

Akşam yemeği için dışarı çıkmaya ne dersiniz?

- 夕食に出かけませんか。
- 夜ご飯、食べに行かない?

Sağnak yağmura rağmen, o dışarı çıkmaya karar verdi.

雨が激しく降っていたが、彼は外出することに決めた。

Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.

フレッドはジェーンが好きになり、彼女と付き合い始めた。

Onun ayakta durması herkesin odadan çıkmaya başlama işaretiydi.

彼が立ち上がったのを合図に皆は部屋から出始めた。

Hava kötü olmasına rağmen dışarı çıkmaya karar verdim.

天気が悪かったけれど出かけることにした。

Tom Mary'den ayrıldıktan sonra Alice ile çıkmaya başladı.

トムはメアリーと別れてからアリスと付き合い始めた。

- Yürüyüş yapmaya ne dersin?
- Yürüyüşe çıkmaya ne dersin?

散歩でもしませんか。

Yağmur yağdığı için, Nancy dışarı çıkmaya tereddüt etti.

激しく雨が降っていたので、ナンシーは外出するのをためらった。

Daha sonra ise depresyon semptomları tekrar ortaya çıkmaya başladı.

その後 次第に うつの症状が戻り始めました

Kısa bir yürüyüş yapmak için dışarı çıkmaya ne dersin?

ちょっと散歩に出かけませんか。

Ancak Davout'un diğer Mareşaller arasında müttefik eksikliği ortaya çıkmaya başladı.

しかし、他の元帥の間でダヴーの同盟国の欠如が現れ始めました。

O aptal erkek arkadaşınla daha ne kadar çıkmaya devam edeceksin?

あんなウダツがあがらない男といつまで付き合ってるの。

Akşam yemeğinden sonra bir yürüyüş için dışarı çıkmaya ne dersin?

夕食後散歩に出かけるのはどうだろう。

Kimse doktora karşı çıkmaya ne cesaret etmiş ne de bunu düşünmüş.

誰もその医師に対峙しようと 思うことさえしなかったのです

İlk yumurtalar yaklaşık iki ay önce bırakıldı. O yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı.

‎早い者は2ヵ月ほど前に ‎産卵している ‎その卵が‎孵化(ふか)‎し始めた

Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.

最初、その計画は良いと思ったが、考え直してみて反対することにした。

- Eski elbiselerle gitmeye utandım.
- Eski elbiselerle gitmeye utanıyordum.
- Eski elbiselerle dışarı çıkmaya utandım.

古い服を着て出かけるのは恥ずかしくて嫌だった。

Tom ve Mary lisede arkadaştı ve mezun olduktan birkaç yıl sonra çıkmaya başladılar.

トムとメアリーは高校の友達で、卒業してから数年後に付き合い始めた。