Translation of "Boyu" in Italian

0.017 sec.

Examples of using "Boyu" in a sentence and their italian translations:

Onların boyu kaç?

Quanto sono alti?

Gün boyu onu bekledim.

L'ho aspettato per tutto il giorno.

Işığın dalga boyu nedir?

Qual è la lunghezza d'onda della luce?

Yüzyıllar boyu çözülemeyen bir bulmaca.

Da secoli ci lasciano perplessi.

O kızın boyu ne kadar?

- Quanto è alta?
- Lei quanto è alta?

Polis kıyı boyu devriyesini artırdı.

La polizia ha aumentato le proprie pattuglie costiere.

Bu bir ömür boyu şanstır.

Questa è l'occasione di una vita.

Tom Yaz boyu Boston'da kaldı.

Tom è rimasto a Boston per l'estate.

boyu 30 santimetreyi aşabilen bu hayvanın...

Lunga più di 30 cm,

Tom, ömür boyu hapse mahkûm edildi.

A Tom hanno dato l'ergastolo.

Yaşam boyu öğrenmenin gerekli olduğuna inanıyorum.

Credo che sia essenziale un apprendimento che duri tutta la vita.

Üçü ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

- A tre persone è stato dato l'ergastolo.
- A tre persone fu dato l'ergastolo.

Tom üç ömür boyu hapis cezası çekiyor.

Tom sta scontando tre ergastoli.

En küçük erkek kardeşinin boyu ne kadar?

- Quanto è alto il tuo fratello più giovane?
- Quanto è alto il suo fratello più giovane?
- Quanto è alto il vostro fratello più giovane?

- Tom çok kısa.
- Tom'un boyu çok kısa.

Tom è molto basso.

Üçü hapishanede ömür boyu hapse mahkûm edildi.

- Tre sono stati condannati all'ergastolo.
- Tre sono state condannate all'ergastolo.

Tom'a bir ömür boyu hapis cezası verildi.

- A Tom è stato dato l'ergastolo.
- A Tom fu dato l'ergastolo.

Fakat yaşam boyu bu nasıl gelişiyor henüz bilmiyorum.

Non so ancora come si sviluppino nel corso della vita.

Kremlin'de çalışmak benim ömür boyu süren düşüm olmuştur.

- Lavorare al Cremlino è sempre stato il mio sogno.
- Lavorare al Cremlino è il sogno della mia vita.

- Onun boyu ne kadar?
- Onun boy uzunluğu nedir?

Quant'è lungo?

Asya orman kırkayağı, korkutucu bir üne ve yüzyıllar boyu

La scolopendra delle foreste è una creatura da incubo

O benden iki yaş büyük ama boyu benden kısa.

- Ha due anni in più di me, ma è più basso di me.
- Lui ha due anni in più di me, ma è più basso di me.
- Ha due anni in più di me, però è più basso di me.
- Lui ha due anni in più di me, però è più basso di me.

Katilin suçu kanıtlandı ve ömür boyu hapse mahkum edildi.

L'assassino fu dichiarato colpevole e condannato all'ergastolo.

- Benim birader bayağı uzundur.
- Erkek kardeşimin boyu aşırı uzun.

Mio fratello è veramente alto.

Gün içinde biriken buhar gece boyu devam eden fırtınalar doğuruyor.

Il vapore accumulato durante il giorno crea temporali continui durante la notte.

Bazı ülkelerde vatan hainliği için ceza ömür boyu hapis olabilir.

In alcuni paesi, la pena per il tradimento può essere il carcere a vita.

Britanya kıyısında, boyu sadece dört santim olan bir teke kapana kısılmış.

Sulla costa britannica, un gamberetto di appena quattro centimetri è rimasto intrappolato.

Tom bir dizi cinayetten dolayı iki ömür boyu hapis cezası çekiyor.

Tom sta attualmente scontando due ergastoli per una serie di omicidi.

- O babası kadar uzundur.
- Boyu babası kadar.
- Babasıyla aynı boyda.
- Babası kadar uzun.

- È alto come suo padre.
- Lui è alto come suo padre.

Mahkûm uyuşturucu satıcısı ölüm cezasını ömür boyu hapis cezasına düşürtmek için yetkililere boyun eğmeye istekliydi.

- Lo spacciatore condannato era disposto ad assecondare le autorità per avere la sua sentenza di morte ridotta ad un ergastolo.
- Lo spacciatore di droga condannato era disposto ad assecondare le autorità per avere la sua sentenza di morte ridotta ad un ergastolo.

Ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış biri için hapishane hücresinden daha acı bir şey olabilir mi?

Potrebbe esserci qualcosa di più triste della cella di prigione di qualcuno condannato all' ergastolo?

- Hava gün boyu nemli ve soğuktu, tam bir güz günüydü yani.
- Rutubetli ve soğuk bir gündü; klâsik bir sonbahar günü işte.

La giornata è stata umida e fredda, un'autentica giornata autunnale.