Translation of "Uyanık" in Hungarian

0.009 sec.

Examples of using "Uyanık" in a sentence and their hungarian translations:

- Uyanık mısın?
- Uyanık mısınız?

Felébredtél?

Uyanık mısın?

Fönt vagy?

Tom uyanık.

Tom ébren van.

Uyanık kal.

Maradj ébren!

Uyanık kalamam.

Képtelen vagyok ébren maradni.

Tom şimdi uyanık.

Tamás most ébren van.

Uyanık kalmaya çalışıyorum.

Próbálok ébren maradni.

Tom uyanık mı?

Tom ébren van?

Uyanık kalmaya çalış.

Próbálj ébren maradni!

Tom uyanık görünüyordu.

Tom ébernek tűnt.

- Dikkatli olun.
- Uyanık olun.

Légy éber!

Uyanık kalmaya çalışmak zorundasın.

Ébren kell maradnod!

Sabaha kadar uyanık kaldım.

Reggelig ébren maradtam.

Seni ne uyanık tutuyor?

- Mi tartott ébren?
- Mi miatt nem tudtál aludni?

Kahve beni uyanık tutar.

A kávé ébren tart engem.

Uyanık olan var mı?

Ébren van valaki?

Ben sabaha kadar uyanık kaldım.

Reggelig ébren maradtam.

Canavar canlı, uyanık ve aç.

A szörnyeteg él, éber és éhes.

Her ikimiz de uyanık kalmalıydık.

Mindkettőnknek ébren kellett volna maradnunk.

Tom henüz tamamen uyanık değil.

Tom még nincs teljesen ébren.

Uyanık olduğumuz saatlerin çoğunu işte geçiririz.

A legtöbb időt munkával töltjük.

Korkulu rüya görmektense uyanık yatmayı yeğlerim.

Biztos, ami biztos.

Mary eve geldiğinde Tom uyanık değildi.

Tom nem volt ébren, mikor Mari hazaért.

MW: Yatakta çok uzun süre uyanık kalıyorsanız

MW: Ha túl sokáig vagyunk ébren az ágyban,

Benden binlerce kat daha uyanık ve zekiydi.

Több ezerszer éberebb és intelligensebb volt, mint én.

Geç saatlere kadar uyanık kalmasan iyi olur.

Jobb lesz, ha nem maradsz fenn sokáig.

Bütün gece hayalet hikâyeleri anlatarak uyanık kaldık.

Minden éjszaka fenn maradunk és kísértetes történeteket mesélünk egymásnak.

Tom ve Mary hâlâ uyanık değil mi?

De Tomi és Mari már ébren vannak, ugye?

Kendimi uyanık tutmak için bir bardak çay içtim.

Ittam egy csésze teát, hogy ébren maradjak.

Onlar yarın sabah 5.00'e kadar uyanık olmak zorunda.

Holnap reggel 5 órára ébren kell lenniük.

Tom kendini uyanık tutmak için birkaç fincan kahve içti.

- Tom megivott néhány csésze kávét, hogy ébren tartsa magát.
- Tom megivott pár csésze kávét, hogy ébren tartsa magát.

Aniden açılmış bir kalp uyanık, canlı ve aksiyonu ister durumdadır.

A megnyílt szív éber, élettel teli, cselekvésre kész.

- O beni gece uyanık tutar.
- O beni gece ayakta tutar.

Ez éjszaka ébren tart.