Translation of "Olanları" in Hungarian

Raftaki kırmızı olanları seviyorum.

A pirosak tetszenek a polcon.

Olanları Tom'a anlatmak zorundayız.

Meg kell mondanunk Tomnak, hogy mi történt.

Bu yüzden; olanları televizyondan izleyen,

Azokét, akik tévén és közösségi médián

Tom, Mary'ye olanları hiç anlatmadı.

Tom soha nem beszélt Marinak arról, hogy mi történt.

Bu sabah olanları duydun mu?

Hallottál róla, hogy mi történt ma reggel?

Olanları anlattım ve bana: "Demek öyle.

Elmeséltem neki mi volt, mire azt mondta:

Daha az pahalı olanları var mı?

Van valami kevésbé drága?

- İhtiyacımız olanları alacağım.
- Neye ihtiyacımız varsa alacağım.

- Megveszem, ami kell.
- Megveszem, amire szükségünk van.

Ben kahverengi ayakkabıları istiyorum, siyah olanları değil.

Barna cipőt akarok, nem feketét.

En acı dolu olanları komik bir şeye dönüştürebileceklerini

a fájdalmas történeteket vidámmá alakítják,

Güneş battıktan sonra bu kumsalda olanları kimse kaydetmemişti.

Még senki se filmezte, ami a parton történik napnyugta után...

- Bana ait olanı alacağım.
- Bana ait olanları alıyor olacağım.

Elveszem, ami az enyém.

Daha fazla aşılanmış insan, o kadar fazla virüse karşı hassas olanları koruyabilir.

Minél több immunis ember van, annál jobban védik az összes többi embert a vírustól.

- John'a olanları duydun mu?
- John'un başına geleni duydun mu?
- John'a olanı duydun mu?

- Hallottad, mi történt Johnnal?
- Hallottál arról, hogy mi történt Johnnal?

Japon flütleri çoğunlukla bambu kamışından yapılır, fakat son zamanlarda bazı ağaç olanları ortaya çıkmıştır.

A legtöbb sakuhacsi bambuszból készül, de az utóbbi időben fából készült példányok is feltűntek.