Translation of "Varsa" in Spanish

0.019 sec.

Examples of using "Varsa" in a sentence and their spanish translations:

Eksik tarafımız varsa

si nos falta un lado

Ormanda kurtlar varsa silahlanın!

Si hay lobos en el bosque... ...¡ármense!

Eğer ki izlemeyenler varsa

si hay personas que no miran

Ve kuru öksürükte varsa

y si hay tos seca

Cesaretin varsa beni korkut!

¡Témeme, si te atreves!

Eğer varsa hataları düzelt.

Corrija los errores si hay alguno.

İstediğin ne varsa bağışla.

Dona lo que estés dispuesto a donar.

Eğer varsa, hataları düzeltin.

Corrige los errores, si es que hay.

Zamanın varsa, benimle gel.

Si tienes tiempo, acompáñame.

Büyük pençeleri varsa, silahları odur.

Si tienen ese gran aguijón, es como un arma.

Şansımız varsa bir akrep yakalarız.

Con algo de suerte, atraparemos un escorpión.

Kadının malı varsa erkeğe aittir

Si la mujer tiene la propiedad pertenece al hombre

Dini inancınız varsa da günahtır

También es pecado si tienes creencias religiosas

Eğer izlemeyen varsa şuradan izleyebilir.

Si no está mirando, puede verlo desde aquí.

Tom ne borcu varsa ödemelidir.

Tom debería pagar lo que debe.

Bir sorun varsa elini kaldır.

Levanta la mano si tienes alguna pregunta.

Söyleyecek bir şeyin varsa, söyle.

- Si tienes algo que decir, dilo.
- Si tenéis algo que decir, decidlo.
- Si tiene algo que decir, dígalo.
- Si tienen algo que decir, díganlo.

Eğer hatalar varsa, onları düzelt.

Si hay errores, corrígelos.

Eğer varsa amirlerine saygılı ol.

Sé respetuoso con tus superiores, si tienes alguno.

Eğer varsa, birkaç hata var.

Hay pocos errores, si es que hay alguno.

Allah ne muradın varsa versin.

Que Dios te conceda alcanzar tu objetivo, sea el que sea.

Bilirsiniz, konuşmamdan alacağınız, bir şey varsa,

Ya saben, si hay algo que concluir de mi charla,

Çocuklarıma''Tehlike varsa, yardım iste.'' derim.

Les digo a mis niños: "Cuando haya peligro, pidan ayuda".

Bir seçeneğiniz varsa, yumurtadan uzak durun!

Si se puede elegir, ¡hay que evitar los huevos!

Dolayısıyla bir ilişki, bir aşk varsa

y entonces cuando aparece una relación, un afecto,

varsa ki kaçak kazı yapan insanlar

si hay personas que cavan ilícitamente

Merak eden soru sormak isteyen varsa

si alguien quiere hacer preguntas

Ama karantina gerektiren bir durumunuz varsa

Pero si tienes una situación de cuarentena

Belirtmediğimiz özellikler varsa karınca ile ilgili

si hay características que no hemos mencionado sobre la hormiga

Herhangi sorularınız varsa, şimdi sorma zamanıdır.

Si tienes alguna pregunta, ahora es el momento de hacerla.

Sorununuz varsa, ben size yardımcı olurum.

- Si usted tiene problemas, le voy a ayudar.
- Si ustedes tienen problemas, les voy a ayudar.
- Si tenéis problemas, os voy a ayudar.

Eğer yardıma ihtiyacınız varsa diye sordum.

Le preguntaba si necesitaba ayuda.

Sahip olduğun her ne varsa alacağım.

Tomaré cualquiera que tengas.

Bir sorunuz varsa lütfen elinizi kaldırın.

Si tienes una pregunta, alza la mano, por favor.

Daha fazlasına ihtiyacın varsa bana bildir.

Permítame saber si usted necesita más.

Tom Mary'ye neye ihtiyacı varsa verdi.

Tom le dio a Mary lo que necesitaba.

Anlamadığın bir şey varsa bana bildir.

Si hay algo que no entendáis, decídmelo.

Ve bazı çılgın ve cesur fikirleriniz varsa

y tienen ideas locas o audaces,

Burada bir kurt varsa bu mağarada kalamayız

No podemos quedarnos si hay un lobo,

Veya dönen devasa bir altın küre varsa

o un enorme globo dorado giratorio,

Arada duvar varsa daha az bir mesafeye.

un poco menos si hay una pared de por medio.

Eğer yapmaktan çok hoşlandığınız bir aktivite varsa,

Si hay alguna actividad que de verdad les guste,

Yani deprem varsa ve hala devam ediyorsa

es decir, si hay un terremoto y aún continúa

Hastalığımız varsa tabii ki de tedavi olalım

Si tenemos la enfermedad, por supuesto, seamos tratados

Eğer acelem varsa burada caddeyi geçmekten kaçınırım.

Evito cruzar la calle por aquí si estoy apurado.

Eğer bir tıp diploman varsa, onu getir.

Si tienes un certificado médico, tráelo.

Acil bir şey varsa, benimle bağlantıya geçebilirsiniz.

Si hay algo urgente, puedes ponerte en contacto conmigo.

Bir sorun varsa, bana söylersin, değil mi?

Si hubiera un problema me lo dirías, ¿verdad?

Gel ve beni yakala eğer cesaretin varsa.

Ven a por mí si te atreves.

Bunu yapabilecek birisi varsa, o da sensin.

Si alguien puede hacerlo, eres tú.

Eğer ihtiyacınız varsa bir şemsiye ödünç alabilirsiniz.

Puedes tomar un paraguas si necesitas uno.

Demlikte varsa biraz daha çay alabilir miyim?

¿Puedo tomar más té si es que queda algo?

Söyleyecek bir şeyin varsa onu yüzüme söyle.

- Si tenés algo que decir, decímelo en la cara.
- Si tienes algo que decir, dímelo a la cara.
- Si tenéis algo que decir, decídmelo a la cara.

Eğer bir vizen varsa sadece Çin'e gelebilirsin.

- Solo puedes venir a China si tienes un visado.
- Solo puedes venir a China si tienes una visa.

Tom, İtalyan arabalarıyle ilgili ne varsa bilir.

Tom sabe todo lo que hay que saber sobre autos italianos.

İhtiyacımdan fazla param varsa, banka hesabıma koyarım.

Si tengo más dinero del que necesito, lo deposito en mi cuenta bancaria.

Fakir olmanın avantajları eğer varsa nedir sence?

Según tú, ¿cuáles son las ventajas de ser pobre, si es que las hay?

Bölgede ayılar varsa iki kat dikkatli olmanız gerekir!

Si hay osos cerca, ¡deben tener el doble de cuidado!

Ama bilginiz varsa en küçük ayrıntıyı bile görürsünüz,

Si lo tienen, incluso apreciarán los pequeños detallas,

Kaç tane arkadaşı varsa o kadar sayıda hazırlardı

cuántos amigos tenía, tantos estarían preparados

Eğer zaten böyle bir öğretmenimiz varsa vay halimize

si ya tenemos tal maestro, wow

Eğer sende varsa bana biraz ödünç para ver.

Préstame dinero si tienes.

- Geleceği varsa göreceği de var.
- İnsan ektiğini biçer.

- El que sembró su maíz, que se coma su pinole.
- Quien siembra vientos, recoge tempestades.
- Tú recoges lo que siembras.
- Tú cosechas lo que siembras.
- Recoges lo que siembras.

Şemsiyeye ihtiyacın varsa sana bir tane ödünç verebilirim.

Si necesitas un paraguas, te puedo prestar uno.

Eğer herhangi bir sorun varsa sağ elini kaldır.

- Si tenéis alguna pregunta alzad la mano derecha.
- Si tienes una pregunta, por favor alza tu mano derecha.

Yardım etmek için elimden gelen ne varsa yaparım.

Haré todo lo que esté en mi poder para ayudar.

Eğer zamanınız varsa, ara sıra birkaç satır yaz.

Si tienes tiempo, envíame una línea de vez en cuando.

- Hatalıysam beni düzelt.
- Hatalıysam düzelt.
- Yanlışım varsa düzelt.

- Corríjame si me equivoco.
- Corrígeme si me equivoco.

Eğer paraya ihtiyacın varsa, sana biraz borç vereceğim.

Si necesitas dinero te lo presto.

Denememi okur musun, eğer varsa hataları düzeltir misin?

¿Puedes leer mi ensayo y corregir los errores que haya?

Kullanışlı olacak ne varsa sadece onu satın alır.

Él compra sólo lo que le será de utilidad.

Mary, Tom'un bir kız arkadaşı varsa öğrenmek istedi.

María quería saber si Tomás tenía novia.

Bir kalpte üzüntü varsa, o kalp benim kalbimdir.

Si hay tristeza en un corazón ese es el mío.

İhtiyacın olan başka bir şey varsa, bana bildir.

Si necesitas algo más, solo tienes que decirme.

Biraz ihtiyacın varsa sana biraz ödünç para verebilirim.

Puedo prestarte algo de dinero si necesitas.

''Eğer bir sorunun varsa konuşabileceğin güvenilir birini bul.'' derim.

"Busca a una persona de confianza para hablar en caso de un problema".

Eğer paylaşmak istediğin son birkaç şey varsa dinlemek isteriz

Si quieres decir unas palabras finales, adelante,

Ve orada yaşayan ne varsa orada kalmayı artık istemeyecektir.

y lo que sea que viva allí no querrá quedarse mucho más tiempo.

özellikle üzerinde çok az ya da hiç kontrolünüz varsa.

en especial si tenemos poco o ningún control sobre él.

Öyle devler falan yok, varsa bile Aşil topukları var.

No había gigantes sin un simple talón de Aquiles.

Yani eğer tarlayı sürerken bir taş varsa onu çıkarırsın

así que si tienes una piedra mientras aras el campo, la quitarás

Eğer gerçekten videoyu izledikten sonra vücudunuzda bir yorgunluk varsa

Si realmente tiene fatiga en su cuerpo después de ver el video

Bir kaleme ihtiyacınız varsa, size bir tane ödünç veririm.

Si necesitas un bolígrafo, te dejaré uno.

Tavsiyeme ihtiyacın varsa bunu size vermek için memnuniyet duyarım.

Si necesitas mi consejo, me alegraría dártelo.

Maymunlar da insan öldürür ama sadece onların silahı varsa.

Los monos también matan a gente, pero solo si tienen pistolas.

Sizin için yapabileceğim bir şey varsa, bana bildirmekten çekinmeyin.

Si hay algo que pueda hacer por usted, no vacile en avisarme.

Eğer herhangi bir ihtiyacınız varsa, bankadan biraz para çekebilirsiniz.

Si necesitas dinero lo puedes retirar del banco.

- Bir araban varsa, niçin yürürsün?
- Araban varken niye yürüyorsun?

- ¿Por qué vas andando si tienes coche?
- ¿Por qué vas a pie si tienes un auto?

Bir kaleme ihtiyacın varsa, sana bir tane ödünç vereyim.

Si necesitas un bolígrafo te dejo uno.

Doğada gücünüze ihtiyaç duyduğunuz bir yer varsa orası kesinlikle ormandır.

Si hay un lugar donde necesitan estar fuertes, es en la jungla.

"Evde denemeyin" denecek bir an varsa o an bu andır.

¿El momento de "no intenten esto en casa"? Es justo ahora.

Aşağıda su varsa bu orada hayvanların da olacağı anlamına gelir.

Y si allí hay agua, probablemente, también haya animales.

Ve eğer olabildiğimiz kadar iyiysek ve çeşitli ruh hâllerimiz varsa,

Y si somos tan buenos como sea posible, y tenemos variedad de estados de ánimo,

Bir saldırı varsa bu genellikle yavrusunu koruyan bir annenin tepkisidir.

Cuando ocurre un ataque, generalmente es una madre que protege a su cría.