Translation of "Yapabileceği" in German

0.003 sec.

Examples of using "Yapabileceği" in a sentence and their german translations:

Doktorların yapabileceği bir şey yoktu.

Die Ärzte waren machtlos.

Doktorların yapabileceği hiçbir şey yoktu.

Die Ärzte waren machtlos.

Bu herkesin yapabileceği bir şey değil.

Das ist nichts, was jeder Beliebige tun kann.

Tom'un yapabileceği en iyi bu mu?

Ist das alles, was Tom zu bieten hat?

Bu herhangi birinin yapabileceği bir şey değil.

Das ist nichts, was jeder Beliebige tun kann.

Tom yapabileceği bir şey olup olmadığını sordu.

Tom fragte, ob er etwas tun könne.

- Tom elinden gelen her şeyi yaptı.
- Tom, yapabileceği her şeyi yaptı.
- Tom yapabileceği her şeyi haptı.

Tom hat alles getan, was er konnte.

Bu iş bir çocuğun bile yapabileceği kadar kolaydır.

Diese Arbeit ist so einfach, dass selbst ein Kind sie zu tun vermag.

Bir insanın yapabileceği en iyi şey sessiz olmaktır.

Das Beste, was man tun kann, ist schweigen.

Tom Mary'ye yardım etmek için yapabileceği her şeyi yaptı.

Tom half Maria, so gut er konnte.

Bunu değiştirmek için herhangi birinin yapabileceği bir şey yok.

Niemand kann etwas daran ändern.

Mary'nin yapabileceği şey hakkında hiçbir fikrin yok.Ona dikkat et!

Du weißt ja gar nicht, wozu Maria fähig ist. Hüte dich vor ihr!

Mary'ye yardım etmek için Tom'un yapabileceği bir şey yoktu.

Es gab nichts, was Tom tun konnte, um Mary zu helfen.

- Tom elinden gelen her şeyi yaptı.
- Tom yapabileceği her şeyi haptı.

Tom hat alles getan, was er konnte.

Sadako'nun şimdi yapabileceği bütün şey kağıttan vinçler yapmak ve bir mücize beklemekti.

Alles, was Sadako jetzt noch tun konnte, bestand darin, Origami-Kraniche zu falten und auf ein Wunder zu hoffen.

Her şeyi, her zaman doğru yapmaya çalışan, belki de hayatında yapabileceği en güzel hatayı kaçırabilir.

Wer immer versucht alles richtig zu machen, verpasst vielleicht den schönsten Fehler seines Lebens.

- Tom para biriktirmek için yapabileceği her şeyi yapar.
- Tom para biriktirmek için elinden gelen her şeyi yapar.

Tom spart, wo es nur geht.