Translation of "Yaşın" in German

0.004 sec.

Examples of using "Yaşın" in a sentence and their german translations:

Kırk yaşın üzerindedir.

Er ist über vierzig.

18 yaşın üzerindeyim.

Ich bin über 18.

- Kaç yaşındasın?
- Yaşın kaç?

- Wie alt bist du?
- Wie viele Jahre bist du alt?

O otuz yaşın üzerindedir.

Er ist über dreißig.

18 yaşın üzerinde misin?

Bist du über achtzehn?

Her yaşın bilgeliği vardır.

Jedes Alter hat seine Weise.

Cookie 5 yaşın altındadır.

Cookie ist noch keine 5 Jahre alt.

Zaten otuz yaşın üzerindeyim.

Ich bin schon über dreißig.

- Onun 40 yaşın üzerinde olduğunu düşünüyorum.
- Bence o 40 yaşın üzerinde.
- Sanırım o 40 yaşın üzerinde.

Ich glaube, dass sie über vierzig ist.

Adaylar otuz yaşın altında olmalılar.

Bewerber müssen unter dreißig Jahre alt sein.

O, elli yaşın üzerinde olmalı.

Er muss über fünfzig sein.

O otuz yaşın üzerinde olamaz.

Sie kann nicht älter als 30 sein.

Amerika'da 18 yaşın altındaysanız küçüksünüzdür.

In Amerika ist man minderjährig, wenn man jünger als 18 Jahre ist.

Bu şarap bir yaşın üzerinde.

Dieser Wein ist mehr als ein Jahr alt.

O, kesinlikle kırk yaşın üzerindedir.

Sie ist mit Sicherheit über vierzig.

O sadece otuz yaşın üstünde.

Er ist gut 30 Jahre alt.

18 yaşın altındaki çocuklar içeri alınmazlar.

Kinder unter achtzehn Jahren werden nicht akzeptiert.

Tahminimce bizim öğretmen elli yaşın üzerinde.

- Ich schätze, unser Lehrer ist älter als fünfzig.
- Ich schätze, unsere Lehrerin ist älter als fünfzig.

O evlendiğinde otuz yaşın üzerinde olmalı.

Sie muss über dreißig gewesen sein, als sie heiratete.

Üç yaşın altındaki çocuklar ücretsiz kabul ediliyor.

- Der Eintritt ist für Kinder unter drei Jahren frei.
- Kinder unter drei Jahren haben freien Eintritt.

O, genç görünüyor ama aslında kırk yaşın üstünde.

Sie sieht jung aus, ist in Wirklichkeit jedoch über vierzig.

Bir dil öğrenmek 70 yaşın üzerinde olduğunuzda zordur.

Mit über 70 Jahren fällt es schwer, noch eine Sprache zu lernen.

On sekiz yaşın üstündeki biri yetişkin olarak sayılır.

Jeder über achtzehn Jahre zählt als Erwachsener.

O genç görünüyor ama aslında 40 yaşın üzerinde.

Er wirkt jung, doch er ist in Wirklichkeit über vierzig Jahre alt.

- 18 yaşından küçükler evlenemez.
- 18 yaşın altındaki insanlar evlenemez.

Personen unter achtzehn Jahren dürfen nicht heiraten.

Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif.

Frau Klein ist über 80, aber sie ist noch sehr aktiv.

On sekiz yaşın altındaki insanların alkollü içki satın almamaları gerekiyor.

Menschen unter achtzehn Jahren dürfen keine alkoholischen Getränke kaufen.

On üç yaşın altındaki çocuklar bu yüzme havuzuna kabul edilmemektedir.

Kindern unter dreizehn Jahren ist der Zutritt zu diesem Swimmingpool untersagt.

On sekiz yaşın altındaki Amerikalılara başkanlık seçimlerinde oy kullanma izni verilmez.

Amerikaner unter achtzehn Jahren dürfen nicht in Präsidentschaftswahlen ihre Stimme abgeben.

Bu site 18 yaşın altındaki kişiler için uygun olmayan içerik içeriyor.

Auf dieser Seite gibt es Inhalte, die für Personen unter achtzehn Jahren nicht geeignet sind.

- 30'un üzerinde kimseye güvenme.
- 30 yaşın üzerindeki hiç kimseye güvenme.

Traue niemandem über dreißig.

- Sanırım o otuzun üzerindedir.
- Ben onun otuz yaşın üzerinde olduğunu tahmin ediyorum.

- Ich schätze, dass sie älter als dreißig ist.
- Ich schätze, sie ist älter als dreißig.
- Ich schätze sie auf über dreißig.

Biletler 30 dolar, park etmek ücretsiz ve on yaşın altındaki çocuklara ücretsiz giriş.

Der Eintritt kostet 30 Dollar (frei für Kinder unter zehn Jahren). Parkplätze stehen gratis zur Verfügung.

- 18 yaşın altındaki kişilere alkollü içki ve sigara satışı yapmıyoruz.
- 18 yaşından küçüklere alkollü içki ve sigara satışı yapmıyoruz.

An Unterachtzehnjährige verkaufen wir weder alkoholische Getränke noch Zigaretten.

- Sürücü ehliyeti almak için yeterli yaşta değilsin.
- Sürücü ehliyeti almak için yaşınız yeterli değil.
- Sürücü belgesi almak için yaşın yeterli değil.

- Du bist nicht alt genug, um einen Führerschein zu bekommen.
- Du bist noch nicht alt genug für einen Führerschein.