Translation of "Yıldızı" in German

0.005 sec.

Examples of using "Yıldızı" in a sentence and their german translations:

Onun yıldızı sönüyor.

Sein Stern verblasst.

Gösterinin yıldızı Tom'du.

Der Star der Show war Tom.

Yıldızı görüyor musun?

Siehst du den Stern?

Bak, o, Kuzey Yıldızı.

Guck mal, es ist der Polarstern.

En sevdiğin TV yıldızı kimdir?

Wer ist dein Lieblingsfernsehstar?

88 resmi takım yıldızı vardır.

Es gibt 88 offizielle Sternbilder.

Onlar yıldızı görünce çok sevindiler.

Da sie den Stern sahen, wurden sie hoch erfreut.

Yörünge ise kuyruklu yıldızı güneşten uzaklaştırıyor

Die Umlaufbahn entfernt den Kometen von der Sonne

Hayattaki amacı bir film yıldızı olmak.

Ihr Ziel im Leben ist es, Schauspielerin zu werden

Tom şu an reality show yıldızı.

Tom ist jetzt der Star einer Realityshow.

Bu gezegen iki yıldızı yörüngesine alır.

Dieser Planet umläuft zwei Sterne.

Tom bir rock yıldızı gibi davranıyor.

Tom wirkt wie ein Rockstar.

Çoğu insanın bildiği bir takım yıldızı Büyükayı'dır.

Ein Sternbild, das die meisten kennen, ist der Große Wagen.

O bir rock yıldızı gibi hareket ediyor.

Er benimmt sich wie ein Rockstar.

O kız bir film yıldızı olmak istiyordu.

- Das Mädchen wollte eine berühmte Schauspielerin werden.
- Dieses Mädchen wollte ein Filmstar werden.

Tom bir rock yıldızı olmayı hayal etti.

Tom träumte davon, Rockstar zu werden.

Venüs aynı zamanda Sabah Yıldızı olarak da bilinmektedir.

Die Venus wird auch als Morgenstern bezeichnet.

- En sevdiğiniz TV yıldızı kim?
- Gözde TV yıldızın kim?

Wer ist dein Lieblingsfernsehstar?

Çilleri olmayan bir yüz yıldızı olmayan bir gökyüzü gibidir.

Ein Gesicht ohne Sommersprossen ist wie ein Himmel ohne Sterne.

Ben 5 yıldız yaptım. 6 yıldızı yaptım ben sen yapabildin mi

Ich habe 5 Sterne gemacht. Ich habe 6 Sterne gemacht, kannst du das machen?

- Bu yıldızı çıplak gözle görebilmek mümkün değil.
- Bu yıldız çıplak gözle görülemez.

Dieser Stern ist mit bloßem Auge nicht sichtbar.

Bir sürü yılan yıldızı istilaya geliyor. Ne yapacağından, nasıl başa çıkacağından emin değil gibi.

Eine Masse von ihnen überwältigt ihn, und er scheint sich nicht sicher zu sein, was er tun soll.

- Galaksinin Yay ve Perse takım yıldızı bölümleri binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.
- Galaksinin Yay ve Kahraman kolları binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.

Der Sagittarius- und der Perseusarm der Galaxis blieben jahrtausendelang unerforscht.

Mary her zaman sol eğilimli olmuştur, ama o Sol Parti için mecliste bir koltuğa sahip olduğundan beri, o, ​​radikal kapitalizm eleştirisi ile bir medya yıldızı oldu.

Maria war schon immer links gesinnt, aber seit sie für die Linkspartei ins Parlament einzog, ist sie mit ihrer radikalen Kapitalismuskritik zum Medienstar geworden.