Translation of "Olmak" in Korean

0.020 sec.

Examples of using "Olmak" in a sentence and their korean translations:

Hazır olmak için.

그는 준비가 되어있기를 바랬죠.

Mutlu olmak istemediğimiz

우리가 행복을 원하지 않는 날은

Dürüst olmak gerekirse

솔직히,

Yetişkin olmak üzere.

성인이 되는 관문 앞에 서 있습니다.

Kim olmak istiyorsun?

여러분은 어떤 사람이 되고 싶나요?

Ilk olmak ve o ilk domino taşı olmak.

남보다 앞장서고, 도미노가 되기로 했습니다.

Cesur olmak için doğdum

[우리는 용맹하게 태어났어]

Önden bağlı olmak yerine

아마 생각하시겠죠, 앞 부분이 연결된 것이 아니라

Tüm kadınların sesi olmak.

자신 안에 갇힌 거예요.

Çünkü kendiniz olmak devrimseldir.

나 자신이 된다는 건 혁신적인거니까요.

ırkçı olmak istemeyen insanlardan.

인종차별주의자가 되려고 하지 않는

Dayanıklılık uzmanı olmak yerine,

회복성 전문가가 아닌

Tıbbi doktor olmak üzere.

현재 의사 면허 취득 예정입니다.

Son çıkanlardan biri olmak...

‎마지막으로 부화한 새끼 거북은

Ama ölümsüz olmak istemiyorum.

그렇다고 영원히 살고 싶지도 않습니다.

Mizah mühendisi olmak istiyordum.

유머 공학자가 되고 싶다고 말이예요.

Hedefim genç kadınların sesi olmak.

젊은 여성들에게 알려주고 싶어요.

Sınıf başkanı olmak çok önemliydi.

반장은 엄청난 것이었습니다.

Bir konuda açık olmak istiyorum.

분명히 해두고 싶은게 있는데,

Bu şekilde olmak zorunda değil.

이대로여야만 하는 건 아닙니다.

Bu sefer gönüllü olmak istiyordum.

이번에는 자원봉사를 하고 싶었죠.

Tüm bebekler kare olmak istiyor.

모두 착한 네모가 되고 싶어했습니다.

Tekrar hareket halinde olmak istiyordum,

저는 다시 움직이고 싶었습니다.

Oysa kaba olmak öyle değil.

단지 버릇없다는 것은 그 정도까지는 아니거든요.

Bir kitabın olmak zorunda değil.

쇼로 만들었으면 하는 그런 책이 없어도 되죠.

Eğlenceli ve keşfetmesi kolay olmak.

그걸 즐기며, 쉽게 찾아볼 수 있도록 만들고자 했습니다.

"Arabulucu biz olmalıyız, olmak zorundayız."

우리는 평화주의자가 되어야 하고 틀림없이 평화주의자가 될 겁니다

Sınırlarımızda yardım arayan mülteciler olmak üzere

특히 우리 국경에서 도움을 청하는 난민,

Bunlar nedensiz yere mükemmel olmak isterler:

완벽해 지려는 비합리적인 욕망

Ama bu şekilde olmak zorunda değil.

그런 식으로 해결할 필요가 없다는 거죠.

Fakat sporlar çok oyunculu olmak üzere

스포츠는 멀티플레이어의 길로 들어서고 있습니다.

Ressam olmak dünyanın en güzel mesleği.

예술가는 정말 최고의 직업이죠.

Kötümser olmak daha iyi değil mi,

현실에 안주하는 것을 방지하고

Şirket burada kötü adam olmak istemedi.

한편 그 공기업은 이곳에서 악역을 맡고 싶지 않았습니다.

Hindistan Hükûmeti de dâhil olmak üzere

우리는 적절한 파트너들을 찾을 수 있었습니다.

çünkü iyi bir erkek olmak istemiyorum.

단순히 좋은 남자가 되고 싶은 것이 아니고

O domino taşı olmak bizim işimiz,

의무이자 도리입니다.

Ve bugün burada sizlerle konuşuyor olmak--

제가 이 자리에서서 여러분께 말씀드리는 것이

Ya bu şekilde olmak zorunda değilse?

만약, 그런 방법이 아니어도 된다면?

Baba olmak bir sorumluluk değil, bir fırsat.

아버지가 된다는 건 책임을 지는 것만이 아니라 기회가 생긴다는 걸 의미합니다.

Alabora olma ihtimaline karşı hazırlıklı olmak için

전복될 것에 대비하여

Ama riskleri de var. Hasta olmak istemezsiniz.

하지만 위험이 따르죠 병들고 싶진 않겠죠?

Akıllıca kararlar vermek ve kararlı olmak gerekir.

현명한 결정과 결단력이 필요하죠

Bunu insanlara yardımcı olmak için kullanabiliriz. Tamam.

사람들을 돕는 데 쓰일 겁니다 좋아요

Her zaman olmak istediğim gibi bir adam,

제가 언제나 되고 싶었던 그런 사람요.

Dahil olmak üzere pek çok Asya ekonomisinin

많은 아시아 경제가 경제 발전에 있어서

Modern tarımı öğrenme şansına sahip olmak istiyorlar.

현대 농업을 배울 기회를 찾고 싶어합니다.

South China Morning Post'un CEO'su olmak için

제 집인 뉴욕을 떠나 홍콩으로 이주했습니다.

Yemek, içmek, mutlu olmak, çünkü yarın olmayacağız.

내일 죽더라도 먹고, 마시고, 즐기는 거죠.

Ve yeni bir şey öğrenmeye hazır olmak.

새로운 것을 배우는데 있습니다.

Dürüst olmak gerekirse benim amaçlarım da yok;

솔직히 전 목표가 없습니다.

Bu videoya sponsor olmak için Kurslar Artı.

이 비디오 제작에 후원해주신 Great Courses Plus에게도 감사드립니다.

Böyle bir ortama gerçekten yakın olmak istiyorsan

‎이런 바닷속 환경을 ‎온전히 체험하고 싶다면

Dönemlerini veya yıllarını aksatmadan bitirmelerine yardımcı olmak için.

학기를 마치거나 학년을 무사히 마칠 수 있도록 했습니다.

Belki de astronot veya roket bilimci olmak istemiştiniz.

우주 비행사나 로켓 과학자를 꿈꾸거나

Ben de o %1'lik kısımda olmak istiyordum.

전 그 1퍼센트가 되고 싶었어요.

Akıllı bir şehirde aşık olmak nasıl bir şey?

스마트 도시에서 사랑에 빠진다는 건 어떤 걸까?

Ama bu taşları çevirirken çok dikkatli olmak gerekiyor.

이런 돌을 뒤집을 땐 아주 조심하셔야 합니다

Ve söylemeliyim ki tekrar TEDx'te olmak çok güzel.

이렇게 TEDx로 다시 찾아뵙게 되어 기쁘네요.

Gelecekte ihtiyaç duyacakları tüm becerilere sahip olmak istiyorlar.

앞으로 필요한 모든 기술을 습득하길 원합니다.

Yaratıcı ve yenilikçi olmak, yeniden yaratmak bizim doğamızdadır,

창조와 혁신은 우리의 본성입니다.

Vay canına, düştüğü sırada bu uçakta olmak istemezdiniz.

와, 비행기가 추락할 때 여기 있었으면 큰일 났겠어요

Daha çok amfibi bir hayvan gibi olmak istiyorum.

‎오히려 양서류처럼 ‎다니기를 좋아하죠

önemli ölçüde yavaşladığını bir ekonomiye de sahip olmak, ...

경제적인 타격 등...

İyi bir dinleyici olmak iyi bir şovmen olmaktan yeğdir.

현란하게 말하는 것보다 잘 들어주는 게 더 낫습니다.

Şehirde başarılı olmak için... ...hayvanların caddelerde dolaşmayı öğrenmesi gerekir.

‎동물들이 도시에서 번성하려면 ‎거리에서 길 찾는 법을 ‎알아야 합니다

Sanki gey olmak, daha az erkek olmanızı sağlıyor gibi.

게이라면 남성성이 부족한 것 처럼요, 그렇죠?

Içinde bir yem olduğundan tam olarak emin olmak ister.

뭔가 소화할 만한 게 있다는 것을 확실하게 해두고 싶어합니다.

Ziyaretçiler, projemize destek olmak için genellikle para yardımında bulunuyor.

도로 정비에 보태라고 현금을 기부하는 사람도 많습니다.

Güney Kore'de bu kadar zengin olmak için ne yaptılar?

한국이 그렇게 부자나라가 될 수 있었나?

çünkü ona "iyi eş materyali"ne sahip olmak için Nijerya'da

'좋은 아내'에 대해 들어왔기 때문이죠.

Benzer şekilde, medeni olmak, iyi biri olmakla aynı şey olamaz,

또한, 예의 바른 것은 친절함과도 같을 수 없습니다.

Evet, suyum bu kadar azalmışken oraya gidecek olmak beni geriyor.

물이 별로 없는데 계속 가기가 불안합니다

Buradan inmeden önce sıkı bir öğle yemeği yemiş olmak istemezsiniz.

점심 많이 먹었다간 못 지나가겠네요

Her gece, aileme, daha iyi olmak için yüksek sesle okurdum.

그래서 매일 밤 부모님 앞에서 낭독시간을 가졌습니다.

Bu yüzden Çin bu alan üzerinde sağlam bir kontrol hissine sahip olmak istiyor.

그래서 중국은 신장에 대한 확고한 통제 의식을 갖고 싶어 합니다

Bazı insanlar da dahil olmak üzere, bir kısım ABD'lilerin emperyalizme şiddetle karşı olmasıydı.

왜냐하면 미국의사당에 있는 많은 의원을 포함한 일부 미국인들은 강한 반제국주의자 성향이었기 때문이죠

Bense dışında olduğumu hissettim. Ve o dünyanın içinde olmak için derin bir özlem duydum.

‎저는 외부인이 된 기분이었어요 ‎자연 속으로 ‎들어가고 싶은 마음이 간절했죠 ‎"18년 후"