Translation of "Sağlam" in German

0.004 sec.

Examples of using "Sağlam" in a sentence and their german translations:

Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.

In einem gesunden Körper wohnt ein gesunder Geist.

Sağlam bir bahanesi

Eine solide Ausrede

Tarker Sağlam demişki

Sagte Tarker Sağlam

Bu köprü sağlam görünüyor.

Diese Brücke sieht solide aus.

Tom'un korkuları sağlam temelliydi.

Toms Befürchtungen waren wohlbegründet.

Eğer ki yapılarımız sağlam değilse

wenn unsere Strukturen nicht stark sind

Onun Allah'a inancı çok sağlam.

Ihr Glaube an Gott ist sehr stark.

Sağlam bir tartışma ortaya çıktı.

Es ergab sich eine heftige Diskussion.

Tom sağlam bir sesle konuştu.

Tom sprach mit fester Stimme.

Bu sandalyeyi al. O sağlam.

Nimm diesen Stuhl — der ist stabil!

Kolonlar sağlam bir temel sağlamaktadır.

Säulen bilden ein solides Fundament.

Onun sağlam bir inancı var.

Er hat einen festen Glauben.

Ve yeterince sağlam olup olmadığını bilmiyorum.

und ob es stabil und stark genug ist.

Binamız sağlam bütün güvenlik önlemlerini almışız

Unser Gebäude hat alle Sicherheitsvorkehrungen getroffen

Sağlam eşyaların yanında kendimizi güvene almalıyız

Wir müssen uns neben stabilen Gegenständen sichern

Sağlam çıkmak için bunları mutlaka yapmalıyız

Wir müssen diese Dinge tun, um stark zu bleiben

- Tom güvenilmez.
- Tom sağlam pabuç değil.

Tom ist unzuverlässig.

Bu evin sağlam bir temeli vardır.

Dieses Haus steht auf festem Grund.

Tom'un doktoru ona sağlam raporu verdi.

Der Arzt bescheinigte Tom einen ausgezeichneten Gesundheitszustand.

Bizde aile yapısı daha sağlam olduğu için

Weil die Familienstruktur bei uns robuster ist

Gökdelen sağlam bir temel üzerine inşa edildi.

Der Wolkenkratzer wurde auf einem soliden Fundament errichtet.

Cesetlerin daha sağlam kalabilmesi için pramitte kuartz kullanmışlar

Sie verwendeten Quarz in Pramite, um die Leichen stärker zu halten

- Bugün hava gerçekten rüzgârlı.
- Bugün sağlam rüzgâr var.

Es ist heute ganz schön windig.

Böyle bir şeyden sağlam kar ve buz blokları... ...yapamam!

Ich kann keine festen Schneeblöcke herstellen... ...aus dem hier!

- Tom çok güvenilir değil.
- Tom pek sağlam pabuç değildir.

Tom ist nicht sehr vertrauenswürdig.

Tasarımı, bir saldırganı son kaleye ulaşması için, üst üste sağlam

Sein Design wird jeden Angreifer dazu zwingen, aufeinanderfolgende Schichten starker Verteidigung zu überwinden, um

öyle sağlam bir yol yaptım ki küçük araçlar bile güvenle geçebilir.

habe eine Straße gebaut, die so sicher ist, dass kleine Fahrzeuge sicher passieren können.

Lannes hiçbir zaman bir iyiliği unutmadı - o ve Victor sağlam arkadaşlar kaldı.

Lannes vergaß nie einen Gefallen - er und Victor blieben feste Freunde.

- Tom babasından sağlam bir sopa yedi.
- Babası Tom'u eşek sudan gelinceye kadar dövmüş.

- Tom wurde von seinem Vater krankenhausreif geschlagen.
- Tom wurde von seinem Vater grün und blau geschlagen.
- Tom wurde von seinem Vater windelweich geprügelt.

Zor olan kısmı, çok fazla çıkıntı olması. Kayaların da ne kadar sağlam olduğunu bilmiyorum.

Dieser Überhang macht das ziemlich schwierig. Und ich weiß nicht, wie stabil dieser Fels ist.

Yeni konserve açacağım eskisinden daha sağlam, böylece umarım bezelyelerime kavuşmak artık 2 dakikamı almayacak.

Mein neuer Dosenöffner ist kräftiger als mein alter, also wird es hoffentlich nicht mehr 2 Minuten dauern, bis ich an meine Bohnen komme.

Tom'un sağlam delili yoktu, fakat o, annesinin elmas yüzüğünü çalan kişinin Mary olduğunu düşünüyordu.

Tom hatte zwar keine handfesten Beweise, hielt aber Maria für diejenige, die den Diamantring seiner Mutter gestohlen hatte.