Translation of "Paylaşmak" in German

0.040 sec.

Examples of using "Paylaşmak" in a sentence and their german translations:

Paylaşmak istiyorum.

und was es für Sie bedeutet.

Paylaşmak istemiyorum.

Ich will nicht teilen.

Çocuklara paylaşmak öğretilmeli.

Man muss Kinder das Teilen lehren.

Sırrımı seninle paylaşmak isterim.

Ich möchte mit dir mein Geheimnis teilen.

Bunu seninle paylaşmak istiyorum.

Ich will das mit dir teilen.

Düşüncelerimi seninle paylaşmak istiyorum.

Ich will meine Gedanken mit dir teilen.

Sırlarını paylaşmak kolay değil.

Es ist nicht leicht, seine Geheimnisse zu teilen.

Paylaşmak mutlu eder insanı.

Teilen macht den Menschen glücklich.

Sizlere paylaşmak istedim o kadar

Ich wollte so viel mit dir teilen

Mary oyuncaklarını arkadaşlarıyla paylaşmak istemiyor.

Maria will nicht, dass ihre Freunde mit ihren Spielsachen spielen.

Tatlımı benimle paylaşmak ister misin?

Sollen wir uns meinen Nachtisch teilen?

Paylaşmak isterseniz lütfen yorumlar kısmında belirtin

Wenn Sie teilen möchten, geben Sie dies bitte im Kommentarbereich an

Üzüntüyü paylaşmak neşeyi paylaşmaktan daha kolaydır.

Mitleid ist leichter als Mitfreude.

Odasını erkek kardeşiyle paylaşmak zorunda kaldı.

Er musste sein Zimmer mit seinem Bruder teilen.

O, odasını erkek kardeşiyle paylaşmak zorundaydı.

Sie musste ihr Zimmer mit ihrem Bruder teilen.

Tom bir odayı erkek kardeşiyle paylaşmak zorunda.

Tom muss sich ein Zimmer mit seinem Bruder teilen.

Bir yabancı ile otel odasını paylaşmak zorunda kaldı.

Er musste sich das Hotelzimmer mit einem Fremden teilen.

Odasını kız kardeşi ile birlikte paylaşmak zorunda kaldı.

Er musste sein Zimmer mit seiner Schwester teilen.

Erkek ya da kız kardeşlerinle bir yatak odasını paylaşmak zorunda kaldın mı?

- Musstet ihr euch ein Schlafzimmer mit euren Brüdern oder Schwestern teilen?
- Mussten Sie sich ein Schlafzimmer mit Ihren Brüdern oder Schwestern teilen?
- Musstest du dir ein Schlafzimmer mit deinen Brüdern oder Schwestern teilen?

Yolculuğum hakkında bir şey paylaşmak için doğal olarak şimdi herkesin beni beklediğini biliyorum.

Ich weiß, dass jetzt natürlich alle darauf warten, dass ich etwas von meiner Reise erzähle.

Dinsel görüşlerini sizinle paylaşmak isteyen insanlar, sizin dinsel görüşünüzü onlarla paylaşmanızı neredeyse hiç istemezler.

Leute, die ihren religiösen Glauben mit dir teilen wollen, wollen fast nie, dass du deinen mit ihnen teilst.