Translation of "Gittiğimde" in German

0.005 sec.

Examples of using "Gittiğimde" in a sentence and their german translations:

Gittiğimde beni özleyeceksin.

Du wirst mich vermissen, wenn ich nicht mehr da bin.

Tatile gittiğimde bir araba kiralayacağım.

Wenn ich in Urlaub fahre, werde ich ein Auto mieten.

Ben gittiğimde köpeğime bakmanı istiyorum.

Ich würde Sie gern bitten, sich während meiner Abwesenheit um meinen Hund zu kümmern.

Okula gittiğimde zil çoktan çalmıştı.

Die Glocke hatte schon geläutet, als ich in der Schule ankam.

- Babamla Fuji dağına gittiğimde sekiz yaşındaydım.
- Babamla Fuji Dağ'ına gittiğimde sekiz yaşındaydım.

Ich war acht Jahre alt, als mein Vater mit mir zum Fuji gefahren ist.

- Çin'e son gittiğimde Şangay'ı ziyaret etmiştim.
- Çin'e son kez gittiğimde, Şangay'ı ziyaret ettim.
- Çin'e son gittiğimde, Şangay'ı ziyaret ettim.

Als ich das letzte Mal in China war, habe ich Shanghai besucht.

Sakıncası yoksa yüzmeye gittiğimde eşyalarıma bakar mısın?

Würde es dir etwas ausmachen, auf meine Sachen aufzupassen, während ich baden gehe?

Ben gittiğimde konferans salonu mağara gibi ve karanlıktı.

Doch als ich den Hörsaal betrat, erschien dieser kahl und dunkel.

Tom'u kurtarmak için yanan eve gittiğimde neredeyse ölüyordum.

Ich wäre fast dabei umgekommen, als ich das brennende Haus betrat, um Tom zu retten.

Ben ona gittiğimde o uyuyordu, ama ben onu uyandırdım.

Als ich zu ihm ging, schlief er gerade, aber ich weckte ihn auf.

Erkek torunumu görmeye gittiğimde her zaman ona bir şey veririm.

Wenn ich meinen Enkel besuche, schenke ich ihm immer etwas.

- Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi anladım.
- Eve gittiğimde, kaybetmiş olduğum cüzdanımı buldum.

Als ich zu Hause ankam, bemerkte ich, dass ich meine Brieftasche verloren hatte.

Lady Gaga konserine son gittiğimde tüm şarkılarını bitirmesine rağmen seyircinin çoğu tatmin olmamıştı.

Als ich das letzte Mal bei einem Konzert von Lady Gaga war, waren viele Zuhörer nicht zufrieden, obwohl sie alle ihre Lieder zu Ende gesungen hatte.

O adam gerçekten tembel. Ben her zaman onun ofisine gittiğimde o orada yoktur.

Dieser Typ ist echt faul. Jedes Mal, wenn ich in sein Büro gehe, ist er nicht da.

- 27 Kasım günü gece yatağıma gittiğimde kör kedimi kucağıma aldım ve ona şunu dedim. "Bu dünyada seninle ben yalnız kaldık." Ama iki gün sonra kör kedim öldü ve yapayalnız kaldım.
- 27 Kasım akşamı yatmaya gittiğimde kör kedimi kucağıma aldım ve ona "Sen ve ben bu dünyada yalnız kaldık." dedim. Ama iki gün sonra kör kedim öldü ve ben yapayalnız kaldım.

Als ich am 27. November abends zu Bett ging, nahm ich meine blinde Katze in den Arm und sagte zu ihr: „Du und ich, wir sind allein auf dieser Welt.“ Doch zwei Tage später ist meine blinde Katze gestorben, und ich bin ganz und gar allein geblieben.

27 Kasım günü gece yatağıma gittiğimde kör kedimi kucağıma aldım ve ona şunu dedim. "Bu dünyada seninle ben yalnız kaldık." Ama iki gün sonra kör kedim öldü ve yapayalnız kaldım.

Als ich am 27. November abends zu Bett ging, nahm ich meine blinde Katze in den Arm und sagte zu ihr: „Du und ich, wir sind allein auf dieser Welt.“ Doch zwei Tage später ist meine blinde Katze gestorben, und ich bin ganz und gar allein geblieben.