Translation of "Dakikada" in German

0.005 sec.

Examples of using "Dakikada" in a sentence and their german translations:

On dakikada okula yürüyebilirim.

Ich kann in 10 Minuten zur Schule gehen.

Yaklaşık 20 dakikada makyaj yaptı.

Sie hatte sich in ca. 20 Minuten geschminkt.

Her otuz dakikada tuvalete koşarım.

Ich renne alle halbe Stunde aufs Klo.

Bir dakikada altmış saniye vardır.

Eine Minute hat sechzig Sekunden.

Maç son dakikada iptal edildi.

Das Spiel wurde in letzter Minute abgesagt.

Düğün son dakikada iptal edildi.

Die Hochzeit wurde in letzter Minute abgesagt.

Yaklaşık otuz dakikada geri döndü.

Sie kam nach ungefähr dreißig Minuten zurück.

Bir dakikada elli kelime yazabilirim.

Ich kann 50 Wörter pro Minute tippen.

Tom son dakikada sözünden döndü.

Tom hat im letzten Moment einen Rückzieher gemacht.

- Bizim planlar son dakikada suya düştü.
- Bizim planlar son dakikada başarısız oldu.

Unsere Pläne scheiterten in letzter Minute.

Otobüsler her on dakikada bir çalışır.

Die Busse fahren alle zehn Minuten.

Otobüs her on dakikada bir gider.

Alle zehn Minuten fährt ein Bus.

O, toplantıyı son dakikada iptal etti.

Er hat die Sitzung im letzten Augenblick abgesagt.

O, dört dakikada bin metre koşabilir.

Er kann tausend Meter in vier Minuten laufen.

Tren her otuz dakikada bir çalışır.

- Der Zug fährt alle halbe Stunde.
- Der Zug fährt jede halbe Stunde.

Her on dakikada bir otobüs kalkar.

Busse fahren alle zehn Minuten.

Her otuz dakikada tıraş olur musun?

Rasierst du dich jede halbe Stunde?

Bu makine dakikada 100 kopya yapar.

Diese Maschine macht hundert Kopien in der Minute.

Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.

- Diese Maschine kann sechzig Seiten in der Minute drucken.
- Dieses Gerät kann 60 Seiten pro Minute drucken.

Her 20 dakikada bir otobüs var.

Es kommt alle zwanzig Minuten ein Bus.

Tom son dakikada bir hata buldu.

Im letzten Augenblick fand Tom einen Fehler.

Bir bisikletle, senin evine 20 dakikada ulaşabilirdim.

Mit dem Fahrrad könnte ich in 20 Minuten bei dir zu Hause sein.

Otobüs her on beş dakikada hareket eder.

- Der Bus fährt jede Viertelstunde.
- Der Bus fährt alle fünfzehn Minuten.

Şu trenler her üç dakikada bir çalışırlar.

- Diese Züge fahren alle drei Minuten.
- Diese Züge verkehren alle drei Minuten.

Burada otobüsler her on dakikada bir çalışır.

Der Bus hier kommt alle zehn Minuten.

Ben son dakikada randevuyu iptal ettiğim için üzgünüm.

Es tut mir leid, dass ich den Termin im letzten Augenblick absagen muss.

Köpekler yaklaşık olarak dakikada otuz kez nefes alır.

Hunde atmen ungefähr 30 mal pro Minute.

Her birkaç dakikada önemli bir hayatta kalma seçimi yapmanız gerekecek.

Alle paar Minuten wirst du vor Entscheidungen gestellt, die für das Überleben wichtig sind.

Aynı zamanda her 4 dakikada bir tane taş blok yerleştirilirse

zur gleichen Zeit, wenn alle 4 Minuten ein Steinblock platziert wird

Bir saatte altmış dakika vardır ve bir dakikada altmış saniye vardır.

Eine Stunde hat sechzig Minuten, und eine Minute hat sechzig Sekunden.

Üç dakikada üç yıla ait anıları uyandırmak, bu sadece müziğin yapabileceğidir.

In drei Minuten Erinnerungen von drei Jahren zu wecken, das schafft nur Musik.

Laura son dakikada sadece arkasını dönmek ve kaçmak için yaklaşıyor numarası yaptı.

Laura tat so, als ob sie näher käme, nur um sich dann im letzten Augenblick umzudrehen und wegzurennen.

O bana yardım etmeye söz verdi ama son dakikada beni hayal kırıklığına uğrattı.

Er versprach, mir zu helfen, aber in letzter Minute ließ er mich im Stich.

Beş devasa F1 motoru , sadece iki buçuk dakikada yarım milyon galon gazyağı ve sıvı

Seine fünf riesigen F1-Motoren verbrannten in nur zweieinhalb Minuten eine halbe

Beş dakikada bir reklam çıkınca Tom sinirli bir şekilde televizyonu kapatarak okumak için eline bir kitap aldı.

Alle fünf Minuten kam Werbung. Tom schaltete genervt den Fernseher aus und nahm sich ein Buch, um darin zu lesen.