Translation of "Yaklaşık" in German

0.064 sec.

Examples of using "Yaklaşık" in a sentence and their german translations:

Yaklaşık üç.

- Fast drei.
- Beinahe drei.

Yaklaşık saat kaçta?

Um welche Zeit?

Yaklaşık bir ay.

- Ungefähr ein Monat.
- Es geht um einen Monat.

Yaklaşık 300 £ ağırlığındadır.

Er wiegt ungefähr 300 Pfund.

Saat yaklaşık üç.

- Es ist beinahe drei Uhr.
- Es ist fast drei.
- Es ist fast drei Uhr.

Yaklaşık 60 kiloyum.

Ich wiege ungefähr 60 Kilo.

Yaklaşık beş mil.

Es sind ungefähr fünf Meilen.

O yaklaşık otuzdur.

Er ist ungefähr dreißig.

- Ben yaklaşık altıda kalktım.
- Yaklaşık saat altıda uyandım.

Ich bin ungefähr um sechs aufgestanden.

Yaklaşık saat altıda uyandım.

- Ich wurde gegen sechs Uhr wach.
- Ich wachte gegen sechs Uhr auf.

Saat yaklaşık 12:00.

Es ist fast zwölf Uhr.

Yaklaşık akşam yemeği zamanı.

- Es ist in etwa Zeit fürs Mittagessen.
- Es ist allmählich Zeit, um zu Mittag zu essen.

Londra'dan yaklaşık 133 kilometredir.

Es ist ungefähr 133 Kilometer von London entfernt.

O yaklaşık yirmi dolardı.

Es waren ungefähr zwanzig Dollar.

Yaklaşık beşte seni arayacağım.

Ich werde dich gegen 5 Uhr anrufen.

O, yaklaşık iki mildir.

Es ist etwa zwei Meilen.

Yaklaşık bir mil yürüdüm.

Ich lief ungefähr eine Meile.

O yaklaşık ikide geldi.

Er kam etwa um zwei.

Yaklaşık öğleyin onunla karşılaştım.

Ich traf ihn um die Mittagszeit.

O yaklaşık benim yaşımda.

Er ist ungefähr in meinem Alter.

Yaklaşık 10 kişi bekliyor.

Ungefähr zehn Leute warten.

Yaklaşık 20 kişi yaralandı.

Ungefähr zwanzig Personen wurden verletzt.

Tom yaklaşık benim boyutumda.

Tom ist etwa so groß wie ich.

Yaklaşık iki hafta içinde.

In ungefähr zwei Wochen.

Ben yaklaşık altıda kalktım.

- Ich bin ungefähr um sechs aufgestanden.
- Ich bin gegen sechs aufgestanden.

Yaklaşık 1.6 km gittim.

Ich ging ungefähr 1,6 km.

O yaklaşık senin yaşında.

Er ist ungefähr in deinem Alter.

Yaklaşık altı kilometre yürüdük.

- Wir sind um die sechs Kilometer weit gegangen.
- Wir gingen etwa sechs Kilometer zu Fuß.

Çekim yaklaşık öğleyin başladı.

Die Schießerei begann etwa um zwölf Uhr mittags.

Yaklaşık elli dolar ödedim.

Ich habe um die 50 Öcken gezahlt.

Yaklaşık üç saat alacak.

Es wird ungefähr drei Stunden lang dauern.

Yaklaşık bir saat alacak.

Es wird etwa eine Stunde dauern.

Yaklaşık 180 santimetre boyundayım.

Ich bin fast 180 Zentimeter groß.

Yaklaşık otuz yarda ileride.

Es ist etwa 30 Meter weiter.

Yaklaşık bir saate döneceğim.

Ich bin in ungefähr einer Stunde wieder da.

Yaklaşık yirmi kişi yaralandı.

Ungefähr zwanzig Personen wurden verletzt.

Tom yaklaşık otuz yaşında.

Tom ist ungefähr dreißig.

Ben yaklaşık Tom'un yaşındayım.

Ich habe etwa Toms Alter.

Yaklaşık üç yıldır buradayım.

Ich bin schon seit fast drei Jahren hier.

Saat yaklaşık on mudur.

Ist es ungefähr zehn Uhr?

Yaklaşık bin kişi vardı.

- Dort waren ungefähr tausend Menschen.
- Es waren ungefähr tausend Leute da.

Tom yaklaşık otuz olmalı.

- Tom muss an die Dreißig sein.
- Tom muss fast dreißig sein.

Yaklaşık 1.000 kişi vardı.

Es waren ungefähr tausend Leute da.

Otobüsle giderseniz, yaklaşık olarak zamanın yaklaşık üçte birine oraya gidebilirsiniz.

Wenn du mit dem Bus fährst, brauchst du für die Strecke nur ungefähr ein Drittel der Zeit.

- Tahta yaklaşık iki metre uzunluğundadır.
- Pano yaklaşık iki metre uzunluğundadır.

Das Brett ist etwa zwei Meter lang.

- O yaklaşık bir yumurta büyüklüğünde.
- O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

Es hat etwa die Größe von einem Ei.

- Tom yaklaşık 300 pound ağırlığındadır.
- Tom yaklaşık 136 kilo ağırlığındadır.

Tom wiegt ungefähr 300 Pfund.

- Ben yaklaşık bir yıl önce buradaydım.
- Yaklaşık bir yıl önce buradaydım.

Ich war vor ungefähr einem Jahr hier.

Her biri yaklaşık yarım saatti

jede jeweils etwa halbstündig,

Yaklaşık %39 yoksulluk oranı vardı.

hatten wir eine Armutsquote von 39 %.

Kimyasal enerjinin yaklaşık yarısı elektriğe,

Etwa die Hälfte der chemischen Energie wird in Strom umgewandelt

Yaklaşık iki katı artış gösteriyor,

steigt nur halb so stark an.

Bay White yaklaşık benim yaşımda.

Herr White hat ungefähr mein Alter.

O yaklaşık ne kadar sürecek?

Wie lange wird es ungefähr dauern?

O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

- Es hat etwa die Größe eines Eies.
- Es ist etwa eigroß.
- Es hat ungefähr die Größe von einem Ei.

Ağaç yaklaşık çatı kadar yüksektir.

Der Baum ist annähernd so hoch wie das Dach.

Fiyat yaklaşık 50 dolar civarındaydı.

Der Preis war in der Gegend von 50 Dollar.

Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.

Die Brücke ist ungefähr eine Meile lang.

Gösteriye yaklaşık bin kişi katıldı.

- Fast tausend Leute haben an dieser Demonstration teilgenommen.
- Beinahe eintausend Personen nahmen an der Demonstration teil.

Benim yaklaşık 5.000 yenim var.

Ich habe ungefähr 5000 Yen.

Yaklaşık 20 dakikada makyaj yaptı.

Sie hatte sich in ca. 20 Minuten geschminkt.

Yaklaşık beş yıl orada yaşadı.

Sie hat ungefähr fünf Jahre dort gelebt.

O yaklaşık benim beden ölçümde.

- Er ist ungefähr so groß wie ich.
- Er hat ungefähr meine Statur.

Ada yaklaşık bir mil genişliğindedir.

Die Insel ist fast eine Meile breit.

Savaş yaklaşık on yıl sürdü.

Der Krieg dauerte fast zehn Jahre.

O, yaklaşık saat dörtte geldi.

Er kam um etwa vier Uhr.

Evren yaklaşık 13.75 milyar yaşındadır.

Das Universum ist ungefähr 13,75 Milliarden Jahre alt.

Bir mil yaklaşık 1,600 metredir.

Eine Meile entspricht etwa 1,6 Kilometern.

Ben yaklaşık bir mil yürüdüm.

Ich bin ungefähr eine Meile gelaufen.

Yaklaşık iki otuzda Kobe'ye vardım.

Ich bin etwa um halb drei in Kōbe angekommen.

O, yaklaşık benimle aynı yaştadır.

Sie ist ungefähr so alt wie ich.

O yaklaşık seninle aynı yaştadır.

- Er ist ungefähr so alt wie du.
- Er ist ungefähr so alt wie ihr.
- Er ist ungefähr so alt wie Sie.

Yaklaşık bir haftadır yağmur yağmaktadır.

- Es regnet seit ungefähr einer Woche.
- Es regnet seit etwa einer Woche.
- Es regnet schon seit einer Woche.

Yaklaşık saat beşte buraya vardım.

Ich bin ungefähr um 5 Uhr hier angekommen.

Yaklaşık iki bin kitabı var.

Sie hat um die zweitausend Bücher.

Yaklaşık olarak misafirlerin gelme zamanı.

Allmählich müssten die Gäste kommen.

O yaklaşık olarak senin yaşında.

- Sie ist ungefähr in eurem Alter.
- Sie ist ungefähr in deinem Alter.
- Sie ist ungefähr in Ihrem Alter.

Yaklaşık 8:30'da başlar.

Es geht etwa um acht Uhr dreißig los.

Benim evimden yaklaşık dört blok.

Das ist von mir zu Hause etwa vier Blocks entfernt.

Ben yaklaşık saat altıda geldim.

Ich kam so gegen sechs Uhr.

Japonya'nın nüfusu yaklaşık 120 milyondur.

- Die Bevölkerungszahl Japans liegt bei 120 Millionen.
- Japan hat eine Bevölkerung von etwa hundertzwanzig Millionen.
- Japan hat etwa hundertzwanzig Millionen Einwohner.

O yaklaşık olarak 40 yaşında.

Sie ist ungefähr vierzig.

Yaklaşık bir dakikaya ihtiyacım var.

Ich brauche etwa eine Minute.

Hâlâ yaklaşık üç dakikam var.

Ich habe noch ungefähr drei Minuten.

Yaklaşık otuz dakikada geri döndü.

Sie kam nach ungefähr dreißig Minuten zurück.

Tom yaklaşık Mary'nin yarı yaşında.

Tom ist etwa halb so alt wie Maria.

Tom ve yaklaşık aynı yaştayız.

Tom und ich sind etwa gleichaltrig.

Yolculuk yaklaşık beş saat sürecek.

Der Ausflug wird rund fünf Stunden dauern.

Yolculuk yaklaşık 5 saat sürüyor.

- Die Fahrt dauert ungefähr fünf Stunden.
- Die Fahrt wird ungefähr fünf Stunden dauern.

Norveç'in nüfusu yaklaşık beş milyon.

Norwegen hat eine Einwohnerzahl von etwa fünf Millionen.

Yaklaşık saat onda uyumaya gittim.

Ich ging gegen zehn Uhr schlafen.

Bu yaklaşık üç inç genişliğinde.

Es ist etwa acht Zentimeter breit.

O yaklaşık üç dakika sürerdi.

Das würde etwa drei Minuten dauern.