Translation of "Tuvalete" in German

Tuvalete gideceğim.

Ich gehe ins Badezimmer.

Tuvalete gidiyorum.

Ich geh nur kurz auf die Toilette.

Tuvalete gitmeliyim.

Ich muss auf die Toilette.

Tuvalete gidebilir miyim?

Darf ich zur Toilette gehen?

Leyla tuvalete girdi.

Layla ging ins Badezimmer.

Ben tuvalete gitmek zorundayım.

Ich muss mal die Toilette aufsuchen.

Oğlan tuvalete gitmek istiyor.

Der Junge will auf die Toilette.

Tom köpeğini tuvalete kilitledi.

Tom schloss seinen Hund im Badezimmer ein.

Bekleyin, tuvalete gitmem gerekiyor.

Einen Moment, ich muss auf die Toilette.

Her otuz dakikada tuvalete koşarım.

Ich renne alle halbe Stunde aufs Klo.

Kendini tuvalete kilitledi ve ağladı.

Sie schloss sich im Badezimmer ein und heulte.

Tom uyuşturucuları tuvalete atmaya çalıştı.

Tom versuchte, das Rauschgift in der Toilette runterzuspülen.

Tom ilaçları tuvalete atıp sifonu çekti.

Tom spülte die Drogen die Toilette hinunter.

Asla ilaçları tuvalete atıp sifonu çekme.

Medikamente nie in der Toilette herunterspülen!

Mary kendini tuvalete kilitledi ve ağladı.

Maria schloss sich im Badezimmer ein und weinte.

Beş dakika önce onun tuvalete girdiğini gördüm.

Ich habe ihn vor ein paar Minuten auf die Toilette gehen sehen.

- Ben sadece makyajımı tazeleyeceğim.
- Ben sadece tuvalete gideceğim.

- Ich pudere nur schnell meine Nase.
- Ich gehe gerade meine Nase pudern.

Çocuk: "Tuvalete gitmem gerek." - Anne: "Bir numara mı, yoksa iki numara mı?"

Kind: „Ich muss mal!" - Mutter: "Groß oder klein?"

O, yemek sunulduğunda doğru tuvalete gitmek zorunda. O hep böyle uygunsuz zamanlarda bir şeyler yapıyor.

Er muss ausgerechnet austreten, wenn das Essen gebracht wird. Er macht ständig Sachen, wenn es am wenigsten passt.

"İşemek zorundayım." "Jonny, söylemek için bu doğru bir yol değil. Şöyle söyle, 'Affedersiniz. Tuvalete gitmem gerekiyor.'"

"Ich muss mal pinkeln." - "Jonny, so sagt man nicht. Man sagt: Entschuldigt, ich muss mal auf die Toilette."