Translation of "Yorucu" in French

Bu yorucu oluyor.

- Cela devient ennuyant.
- Ça devient fastidieux.

Kızlarla çıkma yorucu.

Sortir avec des filles est épuisant.

O yorucu görünüyor.

Ça a l'air épuisant.

Takımın programı yorucu.

L'emploi du temps de l'équipe est exténuant.

O yorucu işti.

C'était un travail éreintant.

Bu yorucu bir iş.

Cette tâche est fatigante.

Jim yorucu bir hafta geçirdi.

Jim a eu une semaine épuisante.

Onlardan hiçbiri yorucu sporlardan hoşlanmıyor.

Aucun d'eux ne s'intéresse aux sports éprouvants.

Bu pis ve yorucu bir iş.

C'est un travail sale et fatigant.

Onun ne kadar yorucu olabileceğini biliyorum.

- Je sais comme cela peut être fatigant.
- Je sais à quel point ça peut être fatigant.

Bu gece yorucu bir şey yapma.

- Ne faites, ce soir, rien d'éprouvant !
- Ne fais, ce soir, rien d'éprouvant !
- Ne faites pas, ce soir, quoi que ce soit d'éprouvant !
- Ne fais pas, ce soir, quoi que ce soit d'éprouvant !
- Ne faites, ce soir, rien qui soit éprouvant !
- Ne fais, ce soir, rien qui soit éprouvant !

- Yoğunlaştırılmış eğitimler her zaman en yorucu olanlardır.
- Hızlandırılmış kurslar her daim en yorucu olanlar oluyor.

Les cours intensifs sont toujours les plus fatigants.

- Birçokları için gezmek en yorucu olanıdır.
- Birçok insan için geziye çıkmak oldukça yorucu bir iştir.

Pour beaucoup de gens, voyager est très fatigant.

Zorlu ve yorucu kısımlar bile kolaylıkla geçti.

Même les portions les plus ardues, je les ai franchies aisément.

Evin içinde çalışıp, daha az yorucu iş yapmalarına izin veriliyordu

ils travaillaient dans la maison, et avaient des tâches moins pénibles

Deniz kenarında oturup hiçbir şey yapmamayı her zaman yorucu buldum.

J'ai toujours trouvé fatigant de rester assis au bord de la mer et de ne rien faire.

Bu iş çok ağır ve tek bir kadın için yorucu. Robotumu etkinleştireceğim.

Ce travail est trop difficile et pénible pour une femme seule. Je vais mettre en marche mon robot!