Translation of "Jim" in French

0.008 sec.

Examples of using "Jim" in a sentence and their french translations:

Jim Kanadalıdır.

Jim est canadien.

Jim nerede?

Où est Jim ?

Teşekkürler, Jim.

Merci, Jim.

- Onu Jim diye çağırırlar.
- Ona Jim derler.

Ils l'appellent Jim.

Jim doktoru seviyor.

Jim aime le docteur.

Jim sözünün adamı.

Jim est un homme de parole.

Jim bahçeyi suluyor.

Jim est en train d'arroser le jardin.

Jim Japonca okuyabilir.

Jim lit le japonais.

Jim elini kaldırdı.

Jim a levé la main.

Jim bugün gelmeyecek.

Jim ne viendra pas aujourd'hui.

Jim henüz gelmedi.

- Jim n'est pas encore venu.
- Jim n'est pas encore arrivé.

Jim kapıyı açar.

Jim ouvre la porte.

"Kim o?" "Jim."

« Qui est-ce ? » « C'est Jim. »

Jim kadar hızlı koşarım.

Je cours aussi vite que Jim.

Jim, derhal hastaneye yatırılmalı.

Jim doit être hospitalisé immédiatement.

Jim bedensel çalışmadan korkuyordu.

Jim avait peur du travail physique.

Jim hâlâ gelmedi mi?

Jim n’est pas encore arrivé ?

Jim de partiye geliyor.

Jim vient à la fête lui aussi.

Jim araba sürmeyi öğreniyor.

Jim apprend à conduire.

Jim için çikolata aldım.

J'ai acheté du chocolat pour Jim.

Onu Jim diye çağırırlar.

Ils l'appellent Jim.

Jim henüz eve dönmedi.

Jim n'est pas encore rentré à la maison.

Jim henüz eve gelmedi.

Jim n'est pas encore rentré à la maison.

Jim kadar hızlı koşamam.

Je ne cours pas aussi vite que Jim.

Jim dün Paris'ten ayrıldı.

- Jim est parti de Paris hier.
- Jim a quitté Paris hier.

Jim James'in kısa şeklidir.

Jim est le diminutif de James.

Jim hâlâ dönmedi mi?

Jim n'est pas encore revenu ?

Jim yorucu bir hafta geçirdi.

Jim a eu une semaine épuisante.

Jim kız arkadaşını çok seviyor.

Jim est fou de sa petite amie.

Keşke Jim kendisi gibi davransa.

J'aimerais que Jim se comporte bien.

Tom ve Jim aynı boydalar.

Tom et Jim font la même taille.

Jim iskeleden balık tutmaya gitti.

Jim est parti pêcher à la jetée.

Jim, ona piyanoda eşlik etti.

Jim l'accompagna au piano.

Jim sınavda kopya çekerken yakalandı.

Jim a été attrapé alors qu'il trichait à l'examen.

Jim Ron kadar hızlı koşar.

Jim court aussi vite que Ron.

"Jim okula nasıl gidiyor?" "Otobüsle."

« Comment Jim va-t-il à l'école ? » « Il y va en bus. »

Jim eskiden olduğu gibi değil.

Jim n'est plus ce qu'il était.

Jim kilitin içinde anahtarı çevirdi.

Jim tourna la clef dans la serrure.

Tom ve Jim yıllardır birbirleriyle görüşmüyorlar.

Tom et Jim s'entendent mal depuis plusieurs années.

Jim sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor.

Jim est apprécié de tous ses copains de classe.

Jim buzlu yolda kaydı ve incindi.

Jim a glissé sur la route gelée et s'est fait mal.

Jim tekrar gelmeyeceğine bana söz verdi.

Jim me promit de ne plus revenir.

Ne zamandan beri Jim Robinson'u tanıyorsunuz?

Depuis combien de temps connaissez-vous Jim Robinson ?

- Jim bir avukat değil fakat bir doktordur.
- Jim, bir avukat değil, ama bir doktordur.

Jim n'est pas avocat mais médecin.

Jim bizi beklemesinin bir sakıncası olmayacağını söyledi.

Jim a dit que ça ne le dérangeait pas de nous attendre.

Jim onunla tanışır tanışmaz Mary'ye âşık oldu.

Jim est tombé amoureux de Marie au moment même où il l'a rencontrée.

O, odaya girdiğinde biz Jim hakkında konuşuyorduk.

Nous étions en train de parler de Jim quand il est entré dans la pièce.

Jim bir avukat değil fakat bir doktordur.

Jim n'est pas avocat mais médecin.

Jim, bir avukat değil. O bir doktor.

Jim n'est pas avocat mais médecin.

- "O kim?" " O Jim."
- "O kimdir?" "O Jim'dir."

« Qui est-il ? » « C'est Jim. »

Jim caddeyi geçmeden önce sağa ve sola baktı.

Jim regarda à droite et à gauche avant de traverser la rue.

Jim öfkesine hakim oldu ve bir kavgadan kaçabildi.

Jim a pu retenir sa colère et éviter une bagarre.

Jim liseden mezun olduğundan beri iki yıl geçti.

Deux ans ont passé depuis que Jim a eu le bac.

Jim kızlarla arkadaşlık yapma sanatını biliyor gibi görünüyor.

Jim semble connaître l'art de faire ami-ami avec les filles.

Jim kalp krizinden sonra, şeker alımını kesmek zorunda kaldı.

Après sa crise cardiaque, Jim a dû réduire sa consommation de sucre.

Jim, benim kompozisyonumda bazı dil bilgisi hatalarına dikkat çekti.

Jim mit en évidence quelques fautes grammaticales dans ma composition.

Jim haftada en az üç kez koşmaya gittiğini söylüyor.

Jim dit qu'il va courir au moins trois fois par semaine.

Ya Jim ya da ben ona ondan bahsetmek zorundayız.

Soit Jim, soit moi, on doit lui en parler.

Hasta olan sadece Jim değil ancak onun ebeveynleri de hasta.

Il n'y a pas que Jim qui soit malade, ses parents aussi.

Jim geçen hafta bana yazdı ve 2 ay erken geri geldiğini söyledi.

Jim m'a écrit la semaine dernière et a dit qu'il était revenu deux mois auparavant.

Onun Komuta Modülü Pilotu, Borman'ı çoğundan daha iyi tanıyan Jim Lovell'di - Gemini 7'de,

Son pilote du module de commande était Jim Lovell, qui connaissait Borman mieux que quiconque - Sur Gemini 7,