Translation of "Programı" in French

0.009 sec.

Examples of using "Programı" in a sentence and their french translations:

Programı dikkate almalıydık.

Nous aurions dû prendre en compte les horaires.

Onun programı değiştirildi.

Son planning a été modifié.

Sana programı göndereceğim.

- Je t'enverrai le calendrier.
- Je vous enverrai le planning.

Programı kontrol edeyim.

- Laisse-moi vérifier le calendrier.
- Laissez-moi vérifier l'emploi du temps.

Takımın programı yorucu.

L'emploi du temps de l'équipe est exténuant.

Görüşme programı diyelim haydi.

Disons un programme d'entrevue.

Verelim kullansınlar programı demiş

Utilisons le programme dit

Programı değiştirmesek iyi olur.

Nous ferions mieux de ne pas modifier l'emploi du temps.

Lütfen bana programı göster.

Pouvez-vous me montrer les horaires ?

Bu programı bilgisayarınıza kopyalayın.

Copiez ce programme sur votre ordinateur.

Bu programı beğendiniz mi?

Aimes-tu cette émission ?

Dün hangi programı seyrettin?

- Quelle émission as-tu regardée hier ?
- Quel programme avez-vous regardé hier ?

Bu programı iki kere yaptık

L'expérience a été répetée,

Onun sıkı bir programı var.

Il a un horaire chargé.

Bir ders programı var mı?

- Y a-t-il un horaire ?
- Y a-t-il un programme ?

En sevdiğiniz TV programı hangisi?

Quel est ton programme télé préféré ?

TV programı çok ilginç görünüyordu.

Le programme télé semblait vraiment intéressant.

Bu televizyon programı penguenler hakkında.

Cette émission télévisée traite des pingouins.

Bu programı izlemek ister misin?

Voulez-vous regarder cette émission ?

Bu TV programı çocuklara yöneliktir.

Cette émission télé est destinée aux enfants.

Ne olursa olsun, programı değiştiremeyiz.

Nous ne pouvons en aucun cas modifier l'horaire.

MR: İki televizyon programı sunuyoruz.

MR : Nous animons des émissions de télévision.

Sakinlerin %70'inden fazlası programı destekliyor.

Plus de 70% des habitants adhèrent au programme.

Ben bir sınıf programı alabilir miyim?

Pourrais-je avoir l'emploi du temps de la classe ?

En sevdiğim TV programı iptal edildi.

Mon programme télé préféré a été annulé.

Bu gidişle programı değiştirmek zorunda kalacağız.

À ce rythme, nous allons devoir changer l'horaire.

Lütfen programı bana daha önce bildirin.

Laissez-moi savoir le programme au préalable, s'il vous plaît.

Dün ilginç bir televizyon programı izledim.

Hier, j'ai vu un programme intéressant à la télévision.

Sadece birkaç TV programı izlemeye değer.

Seuls quelques émissions de télévision sont dignes d'intérêt.

Hangi TV programı en çok seversiniz?

Quel programme de télévision appréciez-vous le plus ?

Creative Europe programı 300.000'in üzerinde sanatçıya

L'Europe de la création met 2,4 milliards de dollars

Programı öğretmen açtı. Sanki dersteymiş gibi artık

programme ouvert par l'enseignant. Comme s'il était en classe maintenant

Daha önce bir bilgisayar programı yazdın mı?

Avez-vous jamais écrit de programme informatique ?

Bu şirketin bir müşteri sadakat programı var.

Cette entreprise a un programme de fidélité pour sa clientèle.

Bu programı acil bir mesaj için kesiyoruz.

Nous interrompons cette émission pour une communication urgente.

Esnek bir çalışma programı, çalışanların verimliliğini artırır.

Des horaires de travail flexibles augmentent la productivité des employés.

Evet Amerika'da bazı şirketler çalışanlarına bu programı yasakladı

oui, certaines entreprises aux États-Unis ont interdit ce programme à leurs employés

Birçok televizyon programı çocuklar üzerinde kötü etkiye sahiptir.

Beaucoup d'émissions ont une mauvaise influence sur les enfants.

Apollo programı uzay hakkındaki bilgimizi büyük ölçüde ilerletti.

Le programme Apollo a avancé grandement nos connaissances sur l'espace.

İran atom programı, kötü amaçlı yazılım tarafından saldırıya uğradı.

- Le programme nucléaire iranien vient de faire l'objet d'une attaque par un maliciel.
- Le programme nucléaire iranien vient de faire l'objet d'une attaque par un logiciel malveillant.

Onun dışında zaten bir çok şirket bu programı zaten kullanıyordu

En dehors de cela, de nombreuses entreprises utilisaient déjà ce programme.

Bir astronotu Ay'a indirmenin inanılmaz görevi Apollo Programı olarak bilinecekti.

L'incroyable tâche d'atterrir un astronaute sur la Lune serait connue sous le nom de programme Apollo.

Videomuz sizi Apollo Programı hakkında daha fazla bilgi edinme isteği

Si notre vidéo vous donne envie d'en savoir plus sur le programme Apollo, ce serait

Apollo Programı hayatta kalacaksa, bir sonraki görevin başarılı olması gerekiyordu.

Si le programme Apollo devait survivre, la prochaine mission devait être un succès.

Ancak Apollo Programı ilk astronotlarını başlatmadan önce en karanlık saatiyle yüzleşecekti

Mais avant que le programme Apollo ne lance ses premiers astronautes, il ferait face à son

Programı yüklemekle profesyonel bir toplantı başlatmak arasında bir kaç dakikalık süre var

quelques minutes entre l'installation du programme et le début d'une réunion professionnelle

'ay canım ne olacak bankacılık programı kullanıyorsan telefonundan kaldır laptopta kullan' dedi

Il a dit: "Si vous utilisez un programme bancaire, retirez-le de votre téléphone et utilisez-le sur votre ordinateur portable."

Apollo programı tekrar yoluna girdi ve bir sonraki adımı gerçekten dev bir adım olacaktı.

Le programme Apollo était de retour sur les rails, et sa prochaine étape serait vraiment un pas de géant.