Translation of "Yazdığı" in French

0.007 sec.

Examples of using "Yazdığı" in a sentence and their french translations:

Yazdığı şey şuydu...

Elle a écrit :

Leo Tolstoy'un yazdığı üzere,

Comme Léon Tolstoï l'a écrit :

Onun yazdığı romanlar ilginçtir.

Les romans qu'il a écrits sont intéressants.

Arık sıra Aziz Nesin'in yazdığı

maintenant il est écrit par Aziz Nesin

Bu, babamın yazdığı ilk şey.

C'est la première chose que mon père écrivit.

O, onun makalelerini yazdığı bilgisayar.

- C'est l'ordinateur sur lequel il écrit son article.
- C'est l'ordinateur avec lequel il écrit ses articles.

Tom'un yazdığı müzik türünden hoşlanırım.

J'aime le genre de musique que Tom écrit.

Bu mektubu kimin yazdığı belli değildir.

L'identité de l'auteur de cette lettre n'est pas claire.

Tom'un Fransızca'ya yazdığı her şeyi çevirdim.

J'ai traduit en français tout ce que Tom a écrit.

El alemin yazdığı yazılımı mı kullanacak birde?

Va-t-il utiliser le logiciel écrit par le monde réel?

Babasının Amerika'da yazdığı Çince kitabı okumayı seviyor.

Il aime lire les livres chinois que son père a écrits aux États-Unis.

Babasının ABD'de yazdığı Çince kitapları okumaktan hoşlanır.

Il aime lire les livres chinois que son père a écrits aux États-Unis.

Tom bir ergenken yazdığı şiirleri bana gösterdi.

Tom m'a montré les poèmes qu'il avait écrit quand il était adolescent.

Tom'un Mary'ye yazdığı mektuplar açılmadan iade edildi.

Les lettres que Tom a écrit à Mary ont été retournées non décachetées.

Bana hayvanların kokusundan nefret ettiğini yazdığı bir kartpostal göndermiş.

Elle m'a envoyé une carte postale qui disait qu'elle détestait l'odeur des animaux.

O, babasının Birleşik Devletlerde yazdığı Çince kitapları okumaktan hoşlanır.

Il aime lire les livres chinois que son père a écrits aux États-Unis.

Fransa'nın yeni Birinci Konsolosu Napolyon Bonaparte'a yazdığı raporda Masséna, "Yargı

Dans son rapport au nouveau Premier Consul de France, Napoléon Bonaparte, Masséna écrit: «Pour le jugement

Yoksa Simpsons'ların yazdığı sahneler garip bir şekilde gerçek mi oluyordu?

ou les scènes écrites par les Simpson étaient-elles étrangement réelles?

Tom yazdığı o yeni şarkıyı bu gece söyleyeceğine bana söz verdi.

Tom m'a promis que ce soir il chanterait cette nouvelle chanson qu'il a écrite.