Translation of "Bilgisayar" in French

0.008 sec.

Examples of using "Bilgisayar" in a sentence and their french translations:

- Bilgisayar yeni.
- Bilgisayar yenidir.

L'ordinateur est neuf.

Bilgisayar kütüphanededir.

L'ordinateur est à la bibliothèque.

Bilgisayar nedir?

Qu'est-ce qu'un ordinateur ?

Bilgisayar başladı.

L'ordinateur s'est mis en marche.

Bilgisayar yeni.

L'ordinateur est neuf.

Bilgisayar satarım.

Je vends des ordinateurs.

Bir bilgisayar.

Sacré ordinateur !

Bilgisayar bozuldu.

L'ordinateur tomba en panne.

Bilgisayar kapalı.

L'ordinateur est éteint.

- Ben bir bilgisayar istiyorum.
- Bilgisayar istiyorum.

Je veux un ordinateur.

- Bilgisayarları kullanıyorum.
- Bilgisayar kullanıyorum.
- Bilgisayar kullanırım.

J'emploie des ordinateurs.

Beyin-bilgisayar iletişimi.

la communication entre le cerveau et les ordinateurs.

bilgisayar ekranından izleyerek

et qu'il peut regarder un écran

Bilgisayar çevirisine güvenemezsin.

On ne peut pas se fier à la traduction automatique.

Bilgisayar kullanabilir misin?

- Sais-tu utiliser un ordinateur ?
- Savez-vous utiliser un ordinateur ?
- Sais-tu te servir d'un ordinateur ?

O bilgisayar kimin?

- De qui est-ce le laptop ?
- À qui est ce cahier ?

Bilgisayar çevirisi kullanma!

N'employez pas de traduction par ordinateur.

O bilgisayar çalışmayabilir.

Ils se pourrait que cet ordinateur ne fonctionne pas.

Bu bir bilgisayar

C'est un ordinateur.

Kullandığın bilgisayar yavaş.

L'ordinateur dont tu te sers est lent.

Bu bilgisayar çalışmaz.

Cet ordinateur ne fonctionne pas.

Tom bilgisayar satar.

Tom vend des ordinateurs.

Bu bir bilgisayar.

C'est un ordinateur.

Bilgisayar yeniden başlatılıyor.

L'ordinateur redémarre.

- Bilgisayar karmaşık bir makinedir.
- Bilgisayar kompleks bir makinedir.

L'ordinateur est une machine complexe.

- Yeni bir bilgisayar aldı.
- Yeni bir bilgisayar satın aldı.

Elle a acheté un nouvel ordinateur.

O bir bilgisayar programcısıdır.

Elle est une programmeuse.

O bir bilgisayar hatasıydı.

C'était une erreur informatique.

Ben bir bilgisayar kullanıyorum.

J'emploie un ordinateur.

Ben bir bilgisayar bilimcisiyim.

- Je suis informaticien.
- Je suis informaticienne.

Büroda hiç bilgisayar yoktu.

Il n'y avait pas d'ordinateurs au bureau.

O bir bilgisayar delisi.

C'est un informaticien boutonneux.

Bir bilgisayar nasıl çalışır?

Comment un ordinateur fonctionne-t-il ?

Bu bilgisayar ne kadar?

Combien coûte cet ordinateur ?

Bilgisayar kullanabilmek bir avantajdır.

- C'est un avantage de savoir utiliser un ordinateur.
- C'est un avantage d'être capable d'utiliser un ordinateur.

Bu bilgisayar pille çalışır.

- Cet ordinateur fonctionne sur batteries.
- Cet ordinateur fonctionne grâce à une batterie.

Bilgisayar onun sol tarafındadır.

L'ordinateur se trouve à sa gauche.

Bu bilgisayar kaç yaşında?

Quel âge a cet ordinateur ?

Bir bilgisayar mağazasında çalışıyor.

Il travaille dans un magasin d'informatique.

- Bu bilgisayar seninki, değil mi?
- Bu bilgisayar sizinki, değil mi?

Cet ordinateur est le tien, n'est-ce pas ?

Okul kütüphanesindeki bilgisayar kabinlerini kullanarak

Avec les ordinateurs du CDI de mon lycée,

Bilgisayar modelleriyle de gezegenleri çarpıştırabiliyorum,

Et avec des modèles informatiques, je peux entrechoquer des planètes entières

Akıllı telefon, tablet veya bilgisayar.

un smartphone, une tablette, un ordinateur.

Macintosh adında bir bilgisayar yaptı

Fabriqué un ordinateur appelé Macintosh

Yani piyasadaki en iyi bilgisayar

Donc le meilleur ordinateur du marché

En yüksek performansı olan bilgisayar

L'ordinateur le plus performant

O bir bilgisayar programcısı mı?

Est-elle programmeuse ?

Evde kaç tane bilgisayar var?

Combien d'ordinateurs avez-vous à la maison ?

Arkadaşlarımın hepsi bilgisayar oyunlarını sever.

Tous mes amis aiment les jeux vidéo.

Ben bir bilgisayar oyunu oynuyorum.

Je joue à un jeu vidéo.

Ben yeni bir bilgisayar kullanıyorum.

J'emploie un nouvel ordinateur.

Yeni bir bilgisayar almak istiyorum.

Je veux acheter un nouvel ordinateur.

Bayan Jones, bilgisayar bilimi öğretir.

Mme Jones enseigne l'informatique.

Bu dizüstü bilgisayar çok incedir.

Cet ordinateur portable est très fin.

Tom saatlerce bilgisayar oyunları oynuyor.

Tom joue aux jeux vidéo pendant des heures à la suite.

Son zamanlarda bilgisayar kullanmaya başladım.

J'ai commencé à utiliser l'ordinateur, ces jours-ci.

Yeni bir bilgisayar almak zorundayım.

Il me faut un nouvel ordinateur.

Bilgisayar korsanları bilgisayarlara izinsiz girerler.

Les pirates informatiques s'introduisent dans les ordinateurs sans autorisation.

Sovyet Rusya'da, bilgisayar kullanıcıyı kullanır!

En Russie soviétique, l'ordinateur utilise l'utilisateur !

O, onun makalelerini yazdığı bilgisayar.

- C'est l'ordinateur sur lequel il écrit son article.
- C'est l'ordinateur avec lequel il écrit ses articles.

Bilgisayar tamiri tüm gün sürdü.

La réparation de l'ordinateur a pris toute la journée.

Bu koltuk bilgisayar için uygundur.

Cette chaise va bien pour l'ordinateur.

Biz burada bilgisayar tamir etmiyoruz.

Nous ne réparons pas d'ordinateur ici.

Tom bilgisayar oyunları oynamayı seviyor.

Tom adore jouer aux jeux sur ordinateur.

Bu bir bilgisayar sorunu değil.

Ce n'est pas un problème informatique.

Ben bir dizüstü bilgisayar istiyorum.

- Je veux un ordinateur portable.
- Je veux un ordinateur portatif.

Bir bilgisayar olmadan işimi yapamam.

- Je ne peux pas faire mon travail sans un ordinateur.
- Je ne peux pas accomplir mon travail sans un ordinateur.

O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.

Cette usine est pour la fabrication des ordinateurs.

Bayan Jones, bilgisayar bilimleri öğretiyor.

Mme Jones enseigne l'informatique.

Bilgisayar endüstrisinin gelişimi çok hızlıydı.

Le développement de l'industrie informatique a été très rapide.

Bilgisayar endüstrisi bir patlama yaşıyor.

Le secteur informatique vit une période de croissance.

Bilgisayar kullanmak için yazmayı öğrenmelisin.

Vous devez apprendre à taper pour utiliser un ordinateur.

Bilgisayar nispeten yeni bir buluş.

L'ordinateur est une invention relativement récente.

Bilgisayar kadınların sol tarafına yerleştirildi.

L'ordinateur est placé à la gauche des femmes.

Ben kişisel bir bilgisayar istiyorum.

- Je veux un ordinateur individuel.
- Je veux un ordinateur.

Bu bilgisayar artık iyi çalışıyor.

Cet ordinateur fonctionne bien maintenant.

Ben yeni bir bilgisayar istiyorum.

- Je veux un nouvel ordinateur.
- Je veux un nouveau PC.

O bir bilgisayar satın alıyor.

- Il achète un ordinateur.
- Elle achète un ordinateur.

O yeni bir bilgisayar almalı.

Il devrait se prendre un nouvel ordinateur.

Noel için bir bilgisayar aldım.

J'ai reçu un ordinateur pour Noël.

Yeni bir bilgisayar aldın mı?

- As-tu acheté un nouvel ordinateur ?
- Avez-vous acheté un nouvel ordinateur ?

Bu ölçümleri karmaşık bilgisayar modelleriyle birleştiriyorlar

Et ils les combinent à des modèles informatiques complexes

Tek ihtiyacınız, telefon, tablet veya bilgisayar,

Et que tout ce qu'il faut est un téléphone, une tablette ou un ordinateur,

İşte Steve Jobs'da bilgisayar yapmak istiyor

Ici, il veut faire un ordinateur chez Steve Jobs

Ya beraber gelin bilgisayar yapalım desem

Allez, faisons un ordinateur ensemble

Yani Google, bir bilgisayar tarafından yönetiliyor.

Google est donc géré par un ordinateur.

Ama gerçekten bir bilgisayar tarafından yönetiliyor.

Mais c'est vraiment géré par un ordinateur.

Dan yeni bir bilgisayar satın aldı.

Dan s'est acheté un nouvel ordinateur.

Birçok erkek çocuk bilgisayar oyunları sever.

La plupart des garçons aiment les jeux sur ordinateurs.

Onun yeni bir bilgisayar aldığını duydum.

J'ai entendu dire qu'il a acheté un nouvel ordinateur.

Babam bana bir bilgisayar oyunu verdi.

Mon papa m'a donné un jeu informatique.

Tom eski bilgisayar oyunlarını oynamayı sever.

Tom adore jouer à des vieux jeux sur ordinateur.