Translation of "Yaşayıp" in French

0.003 sec.

Examples of using "Yaşayıp" in a sentence and their french translations:

Fransa'da yaşayıp çalışıyorum.

- Je vis et travaille en France.
- J'habite et travaille en France.

Ben Meksika'da yaşayıp çalışıyorum.

Je vis et travaille au Mexique.

Ben de öylece yaşayıp gittim.

alors j'ai simplement vécu ma vie.

Ona hâlâ Tokyo'da yaşayıp yaşamadıklarını sor.

Demande-lui s'ils vivent toujours à Tokyo.

Tom'un hâlâ Boston'da yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum.

- Je ne sais pas si Tom vit encore à Boston.
- Je ne sais pas si Tom habite encore à Boston.

Tom'un hâlâ burada yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum.

- Je ne sais pas si Tom vit encore ici ou pas.
- J'ignore si Tom vit encore ici ou non.
- J'ignore si Tom vit encore ici ou pas.
- Je ne sais pas si Tom vit encore ici ou non.

Onların hala orada yaşayıp yaşamadıklarını bilmiyorum.

J'ignore s'ils y vivent encore.

Tabii ki de yalnız yaşayıp da yalnız olmayan bir çok insan var.

Bien sûr, nombre de gens vivant seuls ne se sont pas esseulés.

- Tom'un hâlâ yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum bile.
- Tom'un hâlâ hayatta olup olmadığını bile bilmiyorum.

Je ne sais même pas si Tom est toujours vivant.