Translation of "Oğlu" in French

0.016 sec.

Examples of using "Oğlu" in a sentence and their french translations:

- Onun oğlu hasta.
- Oğlu hasta.

Son fils est malade.

Oğlu hasta.

Son fils est malade.

- John'ın iki oğlu var.
- John'ın iki oğlu vardır.
- John'un iki oğlu var.

John a deux fils.

Oğlu okuldan atıldı.

Son fils a été expulsé de l'école.

Onların oğlu büyüdü.

Leur fils a grandi.

Oğlu kasabada kayboldu.

Son fils était perdu dans la ville.

Kralın oğlu kaçırıldı.

- Le Dauphin fut enlevé.
- Le Prince fut enlevé.
- Le Prince a été enlevé.

Oğlu kazada öldü.

Son fils est mort dans l'accident.

Oğlu ona bağırıyor.

Son fils lui crie dessus.

Üç oğlu vardı.

Il avait trois fils.

- Sen Simon'sin, Jean'ın oğlu.
- Sen Jean'ın oğlu Simon'sın.

Tu es Simon, fils de Jean.

- Oğlu kadar kızı da ünlüydü.
- Kızı oğlu kadar ünlüydü.

Sa fille, tout autant que son fils, fut célèbre.

- Onun başka bir oğlu var.
- Onun bir başka oğlu var.
- Onun bir oğlu daha var.

Il a un autre fils.

Ali Sunal'da yanındaydı oğlu

Ali Sunal était avec son fils

Onun oğlu sekiz yaşında.

Son fils a huit ans.

Oğlu geçen yıl öldü.

Son fils est mort l'année dernière.

Onun oğlu bir deha.

Son fils est un génie.

Onun oğlu kesinlikle başaracak.

Son fils est certain de réussir.

Onun 12 oğlu var.

Il a douze fils.

Mary'nin bir oğlu var.

Mary a un fils.

Oğlu kesinlikle başarılı olacak.

Son fils est certain de réussir.

Onun üç oğlu var.

Il a trois fils.

Onun bir oğlu var.

Il a un fils.

Tom'un bir oğlu var.

Tom a un fils.

John'ın iki oğlu vardır.

John a deux fils.

Deborah'ın oğlu tıraş olur.

Le fils de Deborah se rase.

Ruben'in üç oğlu var.

- Ruben a trois fils.
- Ruben a trois garçons.

John'un iki oğlu var.

John a deux fils.

Onun yedi oğlu var.

Elle a sept fils.

Oğlu bir düelloda öldürülmüştü.

- Son fils fut tué en duel.
- Son fils a été tué en duel.

Onun oğlu bir dâhi.

Son fils est un génie.

Tom'un üç oğlu var.

Tom a trois fils.

Tom'n hiç oğlu yoktu.

Tom n'avait pas de fils.

Sanırım Tom Mary'nin oğlu.

Je crois que Tom est le fils de Manon.

- Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- Oğlu ünlü bir piyanist oldu.

Son fils est devenu un pianiste renommé.

Oğlu bir trafik kazasında öldü.

Son fils est mort dans un accident de la route.

Onun oğlu geçen yıl öldü.

Son fils est mort l'année dernière.

Onun oğlu hapis cezasını çekiyor.

Son fils purge sa peine.

İnanıyorum, onun iki oğlu var.

Il a deux fils, je crois.

O, oğlu ile gurur duyar.

Il est fier de son fils.

Senin yaşında bir oğlu var.

Il a un fils de ton âge.

Tom'un oğlu üçüncü kez soyuldu.

Le fils de Tom s'est fait voler pour la troisième fois.

Onun yedi tane oğlu var.

Il a sept fils.

Onun güneşin oğlu olduğunu düşünüyorlardı.

Ils pensaient qu'il était le fils du soleil.

Bir padişahın altı oğlu varmış.

Un monarque avait six fils.

Ayakkabıcının oğlu hep yalınayak gider.

Les cordonniers sont les plus mal chaussés.

O, oğlu ile gurur duymaktadır.

Elle est fière de son fils.

Yedi yıl önce oğlu kayboldu.

Son fils a disparu il y a sept ans.

Tom Mary'nin en küçük oğlu.

Tom est le plus jeune fils de Mary.

Tom, oğlu doğmadan önce öldü.

Tom est mort avant que son fils naisse.

Onu güneşin oğlu olduğunu düşündüler.

Ils pensaient qu'il était le fils du soleil.

En genç oğlu beş yaşında.

Son plus jeune enfant a cinq ans.

Tom oğlu ile gurur duyar.

Tom est fier de son fils.

Tom'un üç oğlu var, sanırım.

Tom a trois fils, je crois.

Onun bir oğlu var mı?

A-t-il un fils ?

Tom'un Mary'nin oğlu olduğunu bilmiyordum.

Je ne savais pas que Tom était le fils de Mary.

Erkek kardeşimin oğlu benim yeğenimdir.

Le fils de mon frère est mon neveu.

Mesika'da oğlu ve kendisinin öldürülmesinden korkuyordu.

où elle avait dit craindre pour sa vie et celle de son fils au Mexique.

Oğlu üniversite okuma çağına geldiğinde ise

quand son fils est en âge de l'université

Ancak Hjörungavágr'da Jarl Hakon ve oğlu

Mais à Hjörungavágr, ils ont subi une défaite écrasante aux mains de Jarl Hakon et de son

Onun oğlu bir avukat olmak istiyor.

Son fils veut être juriste.

Hristiyanlıkta İsa'nın, Tanrı'nın oğlu olduğuna inanılır.

Dans le christianisme, on croit que Jésus est le fils de Dieu.

Başkanın oğlu özel kuvvetlere başkanlık ediyor.

- Le fils du président mène les forces spéciales.
- Le fils du président commande les forces spéciales.

Onun oğlu yedi yıl önce kayboldu.

Son fils a disparu il y a sept ans.

Emekli olduğunda onun işini oğlu devraldı.

Quand il partit à la retraite, son fils reprit son affaire.

Kralın en büyük oğlu tahtın varisidir.

Le fils aîné du roi est l'héritier du trône.

Oğlu bir trafik kazasında hayatını kaybetti.

Son fils a été tué dans un accident de la route.

O oğlu ile zaman geçirmek istiyor.

Elle veut passer du temps avec son fils.

Tom oğlu ile çok gurur duyuyor.

Tom est très fier de son fils.

Onun en büyük oğlu evli değil.

Son fils aîné n'est pas marié.

Tom'un polis olan bir oğlu var.

Tom a un fils qui est policier.

Onun, herkesin sevdiği bir oğlu var.

Elle a un fils que tout le monde aime.

Onun avukat olmuş üç oğlu var.

Il avait trois fils qui devinrent avocats.

Komşunun oğlu okulda heceleme yarışmasını kazandı.

Le fils des voisins a remporté le concours d'orthographe de l'école.

Tom'un bir oğlu olduğunu biliyor muydun?

Est-ce que tu savais que Tom avait un fils ?

Oğlu henüz bir çocukken kanserden öldü.

Son fils mourut d'un cancer alors qu'il n'était encore qu'un enfant.

Onun en yaşlı oğlu evli değil.

Son fils aîné n'est pas marié.

Büyük oğlu mirasını ikiye katlamayı başardı

Le fils aîné réussit à doubler son héritage.

Onların on yaşında bir oğlu var.

Ils ont un fils de dix ans.

Tom'un John adında bir oğlu var.

Tom a un fils nommé John.

Onun doktor olan iki oğlu vardı.

Il avait deux fils qui devinrent médecins.

Onun Qian adında bir oğlu vardı.

Il a eu un fils nommé Qian.

Tom Mary'nin oğlu olduğunu iddia etti.

Tom a prétendu être le fils de Mary.

Oğlu hakkında övgü dolu sözler söyledi.

Il parla en bien de son fils.

Ve oğlu ile bir araya getirene kadar

jusqu'à ce que nous obtenions sa libération

Oğlu Dan Uzan'ı bir terör saldırısında kaybetti,

qui a perdu son fils, Dan Uzan, dans un attentat terroriste

Oğlu ile beraber daha önce yarım bıraktığı

est parti avec son fils avant