Translation of "Bıraktı" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Bıraktı" in a sentence and their arabic translations:

Bıraktı .

للآخرين.

Mareşal Ney'e bıraktı .

للمارشال ناي.

Fadıl okulu bıraktı.

ترك فاضل المدرسة.

- O kapıyı açık bıraktı.
- O, kapıyı açık bıraktı.

ترك الباب مفتوحاً.

- Sami eşyalarını sahilde bıraktı.
- Sami eşyalarını plajda bıraktı.

ترك سامي أغراضه في الشّاطئ.

Mike içmeyi bıraktı mı?

هل أقلع مايك عن الشرب؟

Tom kapıyı açık bıraktı.

ترك توم البوابة مفتوحة.

O, kitabı masaya bıraktı.

ترك الكتاب على الطاولة.

O, eldivenlerini arabada bıraktı.

تركت قفازيها في السيارة.

Fadıl, Dania'yı geride bıraktı.

ترك فاضل دانية خلفه.

Sami gözlüklerini arabada bıraktı.

تركَ سامي نظّاراته في السّيّارة.

Sami çocukları evde bıraktı.

سامي ترك الأطفال في البيت.

Sami hastaneye gitmeyi bıraktı.

ذهب سامي إلى مستشفى في نهارة المطاف.

Sami anahtarlarını geride bıraktı.

ترك سامي مفاتيحه وراءه.

Annem okulu oldukça erken bıraktı.

تركت والدتي المدرسة في مرحلة مبكرة جدًا

. Anglo-Saksonlar onları serbest bıraktı.

تركهم الأنجلو ساكسون.

Kız kuşları kafesten serbest bıraktı.

الفتاة حررت الطيور من القفص.

O, kitabı bir kenara bıraktı.

وضع الكتاب جانبا.

Tom bana bir mesaj bıraktı.

ترك لي توم رسالة.

Annem bana bir mesaj bıraktı.

تركت لي أمي رسالة.

Babası vasiyetinde evi ona bıraktı.

ترك أبوها البيت لها في وصيته.

O, otobüste bir şemsiye bıraktı.

لقد ترك مظلته في الحافلة.

Sami ütüyü yatak odasında bıraktı.

ترك سامي المكواة تشتغل في غرفة نومه.

Sami Leyla'yı caminin önünde bıraktı.

- أوصل سامي ليلى إلى المسجد.
- أقلّ سامي ليلى إلى المسجد.

Tom okumayı bıraktı ve yattı.

ترك توم القراءة ونام.

Beni bıraktı ve bölmeden çıkmaya çalıştı.

‫تركني أذهب وكان الفهد يحاول القفز‬ ‫إلى خارج المجمع السكني.‬

Pek çok kamu kurumunu harap bıraktı.

أصبح الكثير من هذه المؤسسات المجتمعية في حالة سيئة.

Kalan kabukları bıraktı ve hızlıca uzaklaştı.

‫وتسقط الأصداف المتبقية،‬ ‫وتهرب بعيدًا.‬

çeşitli bölgelerde silahlı milisler bıraktı , başlangıçta

ميليشياتٌ مسلحة في مختلف المناطق غلب عليها الطابع قبلي

O, geçen yıl sigara içmeyi bıraktı.

أقلع عن التدخين العام الماضي.

Leyla, anahtarlarını ve telefonunu arabasında bıraktı.

تركت ليلى مفاتيحها و هاتفها في سيّارتها.

Mısır seferine devam etmesi için yönetimi bıraktı.

لمواصلة الحملة ضد مصر

6 ayın sonun da üniversiteyi de bıraktı

غادر الجامعة بعد 6 أشهر

Bu çocuk meleğin güzelliği görenleri hayran bıraktı

أثار هذا الصبي إعجاب أولئك الذين رأوا جمال الملاك

Fadıl, Leyla için inanılmaz miktarda para bıraktı.

ترك فاضل مبلغا هائلا من المال لليلى.

Sami'nin geçmişi onu sonsuza dek lanetli bıraktı.

كان ماضي سامي يطارده للأبد.

Çok kez, hip-hop kendi insanlarını yüzüstü bıraktı.

في كثير من الحالات الهيب هوب أفشل مجتمعات.

Ve maluliyet maaşları kısa süre içinde gelmeyi bıraktı.

ومنذ وقت قريب لم تعد تصيبني أي إعاقة.

Mahrum bıraktı ve bizim uzayın nadir kişiler, zenginler

حرمت بالفعل الكثير من الناس من الاستفادة من الفضاء

- Fadıl ilacını almayı bıraktı.
- Fadıl ilacını almayı durdurdu.

توقّف فاضل عن تناول دوائه.

Tom arkasında bir dul ve beş çocuk bıraktı.

ترك توم ورائه ارملة وخمسة أطفال.

- Sami yemek yemeyi bıraktı.
- Sami yemek yemeyi durdurdu.

توقّف سامي عن الأكل.

Fakat annesi Priya'yı sokakta tek başına ve yemeksiz bıraktı

لكن والدة "بريا" تركتها في الشاّرع وحيدة دون أكل،

Ne zaman bir gezegendi ve ne zaman olmayı bıraktı?

متى يتوقف الكوكب عن كونه كوكبًا؟

1227 de ölümünden sonra varislerine büyük bir imparatorluk bıraktı,

أقام إمبراطورية شاسعة، وعند وفاته في عام 1227، قام أحفاده بمهمته لغزو العالم

Bu seçimler aslında bizi iki tehlikeli yan etkiyle bıraktı.

وقد تركت لنا هذه الخيارات اثنين من الآثار الجانبية الخطيرة.

- Sami'nin kızı başını açtı.
- Sami'nin kızı başörtüsü takmayı bıraktı.

توقّفت ابنة سامي عن ارتداء الحجاب.

Araplar ve dünya üzerinde sonsuza kadar parlak bir iz bıraktı

خمسمائة بناءٍ يمكن ان نسميها ناطحات سحاب. تركت اثراً مشرقاً

10 bin askeri geride kalıp Hristiyan işgaline karşı tedbir olarak bıraktı.

10,000 جندي للبقاء في مصر وحراستها ضد أي غزو مسيحي محتمل

Ayrıca ülkedeki cinayet oranı, dünyanın en tehlikeli şehirlerini bile geride bıraktı.

معدل الجريمة تجاوز الدول الأكثر خطورة في العالم

Fransız sınırına geri çekilmekten başka seçeneği yoktu ve geride iyi tedarik edilmiş birkaç garnizon bıraktı.

نحو الحدود الفرنسية ، تاركًا وراءه العديد من الحاميات المجهزة جيدًا.