Translation of "Bıraktı" in Portuguese

0.067 sec.

Examples of using "Bıraktı" in a sentence and their portuguese translations:

Sigarayı bıraktı.

Ele parou de fumar.

- O sigarayı bıraktı.
- O, sigarayı bıraktı.

Ela parou de fumar.

- Sigarayı bıraktı.
- O, sigara içmeyi bıraktı.

Ele parou de fumar.

O, ipi bıraktı.

Ele soltou a corda.

Parayı evde bıraktı.

Ele deixou o dinheiro em casa.

Tom köpeği bıraktı.

Tom deixou o cachorro sair.

Kadınlar çalışmayı bıraktı.

- As mulheres pararam de trabalhar.
- As mulheres deixaram de trabalhar.

Isıtıcı çalışmayı bıraktı.

O aquecedor parou de funcionar.

Kalbim atmayı bıraktı.

Meu coração parou de bater.

Babam sigarayı bıraktı.

Meu pai parou de fumar.

Babam içmeyi bıraktı.

O meu pai parou de beber.

O, kulübü bıraktı.

Ele se desligou do clube.

Şemsiyesini otobüste bıraktı.

Ela deixou o guarda-chuvas dela no ônibus.

Tom turnuvayı bıraktı.

Tom abandonou a competição.

Tom yarışı bıraktı.

Tom desistiu da corrida.

- O kapıyı açık bıraktı.
- O, kapıyı açık bıraktı.

Ele deixou a porta aberta.

Lincoln köleleri serbest bıraktı.

Lincoln libertou os escravos.

Kapıyı kim açık bıraktı?

Quem deixou a porta aberta?

Pencereyi kim açık bıraktı?

Quem deixou a janela aberta?

O, şemsiyesini trende bıraktı.

Ela deixou o seu guarda-chuva no trem.

O, kitap okumayı bıraktı.

Ele parou de ler um livro.

O silahı yere bıraktı.

Ele abaixou a arma.

O, raketini yere bıraktı.

Ele largou sua raquete.

O motoru çalışırken bıraktı.

Ele deixou o motor ligado.

O, pencereyi açık bıraktı.

Ele deixou a janela aberta.

Bana bir not bıraktı.

Ela me deixou um bilhete.

Tom kuşu serbest bıraktı.

Tom libertou o pássaro.

O, çocuklarını arkada bıraktı.

Ela abandonou os filhos.

Kız kuşu serbest bıraktı.

A menina soltou o pássaro.

Tom bir not bıraktı.

Tom deixou um bilhete.

Babam sigara içmeyi bıraktı.

Meu pai parou de fumar.

O, anahtarlarını arabada bıraktı.

- Elas deixou suas chaves no carro.
- Ela deixou as chaves dela no carro.

Tom kapıyı açık bıraktı.

Tom deixou a porta aberta.

Tom silahı yere bıraktı.

Tom deitou a arma no chão.

Tom pasaportunu evde bıraktı.

Tom deixou o passaporte em casa.

Tom anahtarları bana bıraktı.

Tom deixou as chaves comigo.

Tom şemsiyesini arabada bıraktı.

Tom deixou seu guarda-chuva no carro.

Tom bunu sana bıraktı.

Tom deixou isso para você.

Tom bizi yüzüstü bıraktı.

Tom nos deixou na mão.

Tom cüzdanını masaya bıraktı.

Tom deixou a carteira dele sobre a mesa.

Biri ışıkları açık bıraktı.

Alguém deixou as luzes acesas.

Tom kurşun kalemini bıraktı.

Tom largou seu lápis.

Kutuyu masanın üzerinde bıraktı.

Ela depositou a caixa sobre a mesa.

Şok, Tom'u suskun bıraktı.

O choque deixou Tom sem palavras.

Tom beni denetimde bıraktı.

O Tom me deixou no controle.

O ,oğlunu kaderine bıraktı.

Ela abandonou o filho à própria sorte.

Teröristler rehineleri serbest bıraktı.

Os terroristas libertaram os reféns.

Biri kapıyı açık bıraktı.

Alguém deixou a porta aberta.

Tom beni yalnız bıraktı.

Tom me deixou sozinho.

Tom sonunda sigarayı bıraktı.

Tom finalmente parou de fumar.

Tom Facebook kullanmayı bıraktı.

Tom parou de usar o Facebook.

Tom okula gitmeyi bıraktı.

O Tom parou de ir à escola.

Tom Mary'yi geride bıraktı.

Tom deixou Mary para trás.

Tom, Mary'yi yalnız bıraktı.

Tom deixou Maria sozinha.

Tom bir mesaj bıraktı.

Tom deixou uma mensagem.

Tom radyoyu açık bıraktı.

Tom deixou o rádio ligado.

John kapıyı açık bıraktı.

John deixou a porta aberta.

Tom şemsiyesini arabamda bıraktı.

- Tom deixou o guarda-chuva dele no meu carro.
- Tom deixou o seu guarda-chuva no meu carro.

Biri şemsiyesini salonda bıraktı.

- Alguém deixou seu guarda-chuva no salão.
- Alguém deixou o guarda-chuva no salão.

Ordu kasabayı düşmana bıraktı.

O exército cedeu a cidade ao inimigo.

O kendini içmeye bıraktı.

Ela se entregou à bebida.

Tom pencereyi açık bıraktı.

Tom deixou a janela aberta.

Tom kapıyı kilitlemeden bıraktı.

Tom deixou a porta destrancada.

Tom, Mary'nin elini bıraktı.

Tom soltou a mão de Maria.

Tom otelde çantamı bıraktı.

Tom deixou minha bolsa no hotel.

Tom evde cüzdanını bıraktı.

- Tom deixou a carteira em casa.
- O Tom deixou a carteira em casa.

Tom trende şemsiyesini bıraktı.

Tom deixou o guarda-chuva dele no trem.

Tom şapkasını odamda bıraktı.

- Tom deixou o chapéu dele em meu quarto.
- Tom deixou o seu chapéu em meu quarto.

Maria kötü alışkanlıkları bıraktı.

Maria deixou os maus hábitos.

Tom, Mary'yi Boston'da bıraktı.

Tom deixou Mary em Boston.

Babam içki içmeyi bıraktı.

O meu pai parou de beber.

Fadıl, Leyla'yı evde bıraktı.

Fadil deixou Layla na casa.

Tom, Fransızca okumayı bıraktı.

Tom parou de estudar francês.

Köpeği kim içeri bıraktı?

Quem foi que deixou o cachorro entrar?

Tom Mary'yi kütüphanede bıraktı.

Tom deixou Mary na biblioteca.

- Babam son zamanlarda sigara içmeyi bıraktı.
- Babam sigara içmeyi geçenlerde bıraktı.

Meu pai parou de fumar recentemente.

- Tom sigara içmekten vazgeçti.
- Tom sigara içmeyi bıraktı.
- Tom sigarayı bıraktı.

Tom parou de fumar.

- Sigarayı bıraktı ve koşmaya başladı.
- O, sigara içmeyi bıraktı ve koşmaya başladı.
- Sigara içmeyi bıraktı ve koşuya başladı.

Ele parou de fumar e começou a correr.

. Anglo-Saksonlar onları serbest bıraktı.

Os anglo-saxões os deixaram ir.

Balık bu nehirde yaşamayı bıraktı.

Os peixes têm cessado de viver neste rio.

Birçok sürücü arabasını karda bıraktı.

Muitos motoristas abandonaram seus carros na neve.

Tom sonunda sigara içmeyi bıraktı.

- Tom finalmente parou de fumar.
- O Tom finalmente parou de fumar.

Kız kuşları kafesten serbest bıraktı.

A menina soltou os passarinhos da gaiola.

Araba bir toz izi bıraktı.

O carro deixou um rastro de poeira.

Sağlık sorunları nedeniyle okulu bıraktı.

Ela abandonou a escola por motivos de saúde.

Oğluna büyük bir servet bıraktı.

- Deixou uma grande herança ao filho.
- Ele deixou uma grande herança ao filho.
- Ele deixou uma grande herança para o filho dele.

O, son sayfayı boş bıraktı.

Ele deixou a última página em branco.

O, köpeği bahçede serbest bıraktı.

Ele deixou o cachorro solto no jardim.

O, doktorunun tavsiyesiyle sigarayı bıraktı.

Ele parou de fumar por recomendação do médico.

İki yıl önce sigarayı bıraktı.

- Ele parou de fumar há dois anos.
- Ele deixou de fumar há dois anos.

Tom motoru çalışır durumda bıraktı.

Tom deixou o motor ligado.

Tom Mary'yi arabada yalnız bıraktı.

Tom deixou Mary sozinha no carro.