Translation of "Hali" in French

0.005 sec.

Examples of using "Hali" in a sentence and their french translations:

Menopozdan sonraki hali.

après la ménopause.

Bunlar, onların bilgisayara işlenmiş hali

C'est la version numérique de ça

O, onun her zamanki hali.

Il est pareil à lui-même.

Bugün kötü ruh hali içindeyim.

Je suis de mauvaise humeur aujourd'hui.

Tik Tok:DEHB nin uygulama hali.

Tik Tok: TDAH (Troubles de l'attention et hyperactivité) sous forme d'application.

O iyi bir ruh hali içerisindeydi.

Il avait le moral.

O kötü bir ruh hali içinde.

Elle est de mauvaise humeur.

Kötü bir ruh hali içinde misin?

- Êtes-vous de mauvaise humeur ?
- Es-tu de mauvaise humeur ?

Bugün garip bir ruh hali içindesin.

Tu es d'une humeur étrange, aujourd'hui.

Onun kötü bir ruh hali var.

Il est de mauvaise humeur.

Tom kızgın bir ruh hali içinde.

Tom est de mauvaise humeur.

Hacı bakkalda da satılacak hali de yok

Il n'y a aucun moyen de le vendre dans l'épicerie Hacı.

Kamboçya'da, hali hazırda bir yetimhane kurduktan sonra.

après avoir déjà construit un orphelinat au Cambodge.

İyi bir ruh hali içinde olduğunu görebiliyorum.

- Je vois que tu es de bonne humeur.
- Je vois que vous êtes de bonne humeur.

Şimdi daha iyi bir ruh hali içindeyim.

Je suis de meilleur humeur maintenant.

Neden böyle kötü bir ruh hali içindesin?

- Pourquoi es-tu de si mauvaise humeur ?
- Pourquoi êtes-vous de si mauvaise humeur ?

Dinlenmek gibi daha yoğun bir ruh hali içindeyken

Lorsque vous êtes dominé par un état mental, comme la relaxation,

Bugün neden böyle kötü bir ruh hali içindesin?

Pourquoi es-tu de si mauvaise humeur aujourd'hui ?

Bugün kötü bir ruh hali içinde gibi görünüyorsun.

- Tu sembles être de mauvaise humeur aujourd'hui.
- Vous semblez être de mauvaise humeur aujourd'hui.

Ciddi yaralarına rağmen onların hepsi iyi ruh hali içindeydi.

- Malgré leurs blessures sévères, ils étaient tous de bonne humeur.
- Malgré leurs blessures graves, ils étaient tous de bonne humeur.

Üç saat önce daha iyi bir ruh hali içindeydim.

J'étais de meilleure humeur il y a trois heures.

Kötü bir ruh hali içinde olduğumda, şarkı söylemeye başlarım.

Si je suis de mauvaise humeur, je chante.

- Bugün keyfim yerinde.
- Bugün iyi bir ruh hali içindeyim.

Je suis de bonne humeur aujourd'hui.

Bu sabah kötü bir ruh hali içindesin gibi görünüyorsun.

On dirait que tu es de mauvaise humeur ce matin.

- Bugün kötü bir moddayım.
- Bugün, kötü bir ruh hali içindeyim.

Aujourd'hui, je suis de mauvaise humeur.

O kadın neredeyse her zaman kötü bir ruh hali içinde.

Cette femme était presque toujours de mauvaise humeur.

- O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.
- O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.

Elle pourrait bien refuser de te parler car elle est de très mauvaise humeur.

Uykudan sonra Tom eminim daha iyi bir ruh hali içinde olacaktır.

Ayant dormi, Tom sera sûrement de meilleure humeur.

- Bugün Tom'un keyfi yerinde.
- Tom bugün iyi bir ruh hali içinde.

Tom est de bonne humeur aujourd'hui.

Dondurma yemek beni her zaman mutlu bir ruh hali içine koyar.

- Manger de la glace me met toujours de bonne humeur.
- Manger de la crème glacée me met toujours de bonne humeur.

İş o kadar başarılıydı ki, onun şimdi hala hali vakti yerinde.

Les affaires étaient si florissantes qu'il est encore riche à l'heure actuelle.

Kötü bir ruh hali içinde misin ya da başka bir şey mi?

- Es-tu de mauvaise humeur, ou quoi ?
- Êtes-vous de mauvaise humeur, ou quoi ?

- Tom yorgun ve kötü bir ruh hali içindeydi.
- Tom yorgundu ve kötü bir moddaydı.

Tom était fatigué et de mauvaise humeur.

- Tom şimdi varlıklı.
- Tom şimdi hali vakti yerinde.
- Tom şimdi zengin.
- Tom şimdi iyi durumda.

Tom est privilégié maintenant.