Translation of "Içinde" in Chinese

0.007 sec.

Examples of using "Içinde" in a sentence and their chinese translations:

Bolluk içinde yaşayın.

過富足的生活。

Mektup zarfın içinde.

這封信在信封內。

Cüzdan çantanın içinde.

钱包在包里。

Barış içinde çalışayım.

让我安心工作。

Bolluk içinde yaşıyor.

她过着富足的日子。

Dünya kaos içinde.

世界处于混沌之中。

10 dakika içinde döneceğim.

我10分钟后回来。

Borunun içinde birşeyler sıkıştı.

有東西卡在管子裡。

Onlar barış içinde yaşarlar.

他们过着和平的生活。

İki gün içinde görüşürüz.

后天见。

Yaklaşık iki hafta içinde.

大约两周内。

Bir hafta içinde görüşürüz.

我下星期的今天會和你見面。

Tom dehşet içinde izledi.

汤姆惊恐地盯着。

O konfor içinde yaşar.

她生活得很舒適。

O, gözyaşları içinde yanıtladı.

她很傷心地回答。

Buz su içinde erir.

冰在水中融化。

Tom kabininin içinde bekliyordu.

汤姆在他的小屋里等着。

Üç saat içinde buluşacağız.

我們三小時後見吧。

Yakında herkesin içinde konuşmaya alışacaksın.

你很快就會習慣在公開場合講話了。

Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.

幾天之後你就可以開車了。

Otobüs, beş dakika içinde ayrılacak.

公車將在五分鐘後開動。

Ben pijamalar içinde kahvaltı yaptım.

- 我穿著我的睡衣吃早餐。
- 我穿著睡衣吃早飯。

Bina bir yıl içinde tamamlanacak.

那座建築物會在一年內完工。

Çimento birkaç saat içinde donacak.

水泥會在數個小時內凝固。

Üç gün içinde cevap vereceğim.

我會在三天之內回覆。

Çiçekler birkaç gün içinde çıkacak.

过两三天就要开花了。

Bir hafta içinde işi yaptıracağım.

我会一周内完成这个工作的。

Bir saat içinde oraya varacağız.

我们会在一小时内到达。

Tarlaların içinde bir patika var.

有条小路穿过农田。

Uçak bir saat içinde kalkacak.

飞机将在一小时后起飞。

Onun gözlerinin içinde gözyaşları gördüm.

我在她的眼睛裡看到淚水。

Onlar bir hafta içinde gelecekler.

他們將於下個星期的今天抵達。

O, üç saat içinde dönecek.

他會在三個小時內回來。

Bir saat içinde seni göreceğim.

我一小时内来见你。

Beş dakika içinde çıkmak zorundayız.

我们必须在五分钟之内离开。

O yaklaşık iki hafta içinde.

大约两周内。

Ben iki saat içinde döneceğim.

我會在兩個小時內回來。

Bir kimono içinde iyi görünüyorsun.

你穿着和服看上去很漂亮。

Saatler içinde, dünya haberi öğrendi.

消息在數小時內就傳遍了全世界。

O, toplum içinde konuşmaya alışkındır.

他習慣在公眾場合說話。

Toplum içinde konuşmaya alışkın değilim.

我不習慣在公眾場合說話。

Doğayla uyum içinde yaşamayı öğrenmeliyiz.

我们必须学会与自然和谐共处。

Tom sınıf içinde uykuya daldı.

汤姆在课堂上睡着了。

İki haftalık süre içinde geri döneceğim.

我两个礼拜就会回来。

Bir saat içinde ödevimi bitirmem gerekiyor.

我必須在一小時內做完功課。

On yıl içinde şehrimiz çok değişecek.

十年后,我们的城市将改变许多。

Korkunç sahne onu korku içinde titretti.

令人震惊的光景让了他吓得发抖。

Tüm öğrencilerin içinde en çok çalışır.

他是眾多學生之中最勤奮用功的一個。

Onun içinde yaşadığı bir evi yok.

他没有房子住。

Milli piyangoyu kazanırsam, lüks içinde yaşayabilirim.

如果我中了彩劵,就一輩子衣食無憂了。

Tren on dakika içinde hareket edecek.

火車十分鐘後離開。

Jessie, ölüm sessizliği içinde Ürdün'e baktı

傑西死寂般沈默地盯著喬丹看。

O, o elbisenin içinde hoş görünüyor.

她穿上那件衣服看起來很漂亮。

Tom son zamanlarda bir çöküş içinde.

- 汤姆最近在工作中发挥不太好。
- 汤姆最近意志很消沉。

Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.

我得要在一週內回家。

Bir zamanlar bir ağacın içinde kayboldum.

有一次,我在树里迷路了。

Bu kovanın içinde bir deliği var.

這個桶有個洞。

Bu yapı, kent içinde inşa edilecek.

这座建筑物将在城市建造。

Biri böyle bir gürültü içinde çalışamaz.

在这么嘈杂的环境中无法学习。

Üç gün içinde bunu bitirebilir misin?

您可以在三天内完成吗?

John beş dakika içinde burada olacak.

約翰五分鐘後會到這裡。

İçinde doğduğum ve büyüdüğüm ev budur.

这就是我出生长大的房子。

Bu nehir içinde yüzmek için tehlikelidir.

- 在这条河里游泳很危险。
- 在這條河裡游泳很危險。

Bu şişenin içinde biraz viski var.

這瓶內有一點威士忌。

Bu, iki hafta içinde kendiliğinden kaybolacak.

这在两周后就会自然消失的。

O kötü bir ruh hali içinde.

他心情不好。

O, herkesin içinde benimle alay etti.

他在公共場合取笑了我。

Uçak on dakika içinde hareket eder.

- 飛機十分鐘後起飛。
- 飞机十分钟后起飞。

O bir hafta içinde geri dönecek.

她一週之內會回來。

Doktor bir dakika içinde burada olacak.

醫生馬上就來。

O, uykusunda huzur içinde vefat etti.

她在睡眠中安详地去世了。

- İşin bir ay içinde tamamlanması kesinlikle imkansız.
- Bir ay içinde işi bitirmek tamamen imkansız.

這份工作絕對沒有可能在一個月之內完成。

Yapraklar iki veya üç hafta içinde kızaracak.

再过两三周,树叶就会变红吧。

Pek çok insan amaçsızca hayatın içinde sürükleniyor.

许多人毫无目的地随波逐流。

Onu kısa süre içinde yapsan iyi olur.

你最好尽快去做。

Tom'un on dakika içinde seni görmesi gerekiyor.

湯姆需要在十分鍾內見到你。

Alışverişe gitmek zorundayım. Bir saat içinde döneceğim.

我该去买东西了,我一小时后回来。

O kadar yıl içinde üç kitap yazdı.

他三年寫了三本書。

Tom'a bir dakika içinde orada olacağımı söyle.

告诉Tom我将在一分钟内到达这里。

Lütfen on beş dakika içinde hazır ol.

请在15分钟内准备好。

Bir ay içinde size katılmak için döneceğim.

我会在一个月后回来和你们见面。

Bir yıl içinde iki defa kaza yaptı.

她一年裡遇到了兩次事故。

Bu kutu boş. İçinde hiçbir şey yok.

这箱子是空的,里面什么也没有。

O, ülkeyi altı ay içinde terk ediyor.

她半年后就要出国了。

Ben bu işin içinde yer almak istemiyorum.

我可不想卷入这场纷争中去。

Nüfus son beş yıl içinde iki katına çıkmıştır.

在過去的五年裏人口增長了一倍。

Oğlunuz öğrenci hareketi içinde yer aldı, ben duydum.

聽說你兒子參與了學生運動。

Bu, elli yıl içinde yaşadığımız en sıcak yaz.

這是 50 年來最熱的夏天。

O, 5 yıl içinde 5 tane roman yazdı.

她在5年里写了5本小说。

Bir ilişki gizli olmak zorundaysa, onun içinde olmamalısın.

如果一个浪漫关系需要保密,你不应该做了。

Göçmenler sürekli bir akış içinde ülkeye giriş yaptılar.

移民川流不息地进入这个国家。

Bu kutunun içinde bir şey olduğuna yemin edebilirim.

我能发誓这箱子里有东西。

Bunun sebebi sabunun içinde bulunan iki yönlü moleküllerdir.

那是因为肥皂里面有两面分子。