Translation of "Gitmeyeceğim" in French

0.009 sec.

Examples of using "Gitmeyeceğim" in a sentence and their french translations:

Gitmeyeceğim.

Je ne vais pas y aller.

Seninle gitmeyeceğim.

- Je n'irai pas avec vous.
- Je n'irai pas avec toi.

Asla gitmeyeceğim.

Je ne partirai jamais.

Yarın sinemaya gitmeyeceğim.

- Demain, je ne vais pas au cinéma.
- Je n'irai pas au cinéma, demain.

Uzun süre gitmeyeceğim.

Je ne serai pas parti longtemps.

Yarına kadar gitmeyeceğim.

Je n'irai pas d'ici demain.

Ben sensiz gitmeyeceğim.

Je ne partirai pas sans toi.

Yarın okula gitmeyeceğim.

Je n'irai pas à l'école demain.

Oraya tekrar gitmeyeceğim.

Je n'irai pas là une deuxième fois.

Bugün okula gitmeyeceğim.

Je ne vais pas aller à l'école aujourd'hui.

Ben oraya gitmeyeceğim.

Je ne vais pas aller là-dedans.

Yağmur durmadığı sürece gitmeyeceğim.

Je n'irai pas, à moins que la pluie ne s'arrête.

Hâlâ buradayım ve gitmeyeceğim.

Je suis encore là et je ne m'en vais pas.

Sanırım bugün işe gitmeyeceğim.

Je pense que je ne vais pas aller travailler aujourd'hui.

Gelecek hafta Boston'a gitmeyeceğim.

Je ne vais pas aller à Boston la semaine prochaine.

Bu yıl Avustralya'ya gitmeyeceğim.

Je n'irai pas en Australie cette année.

Yarın yağmur yağarsa, gitmeyeceğim.

S'il pleut demain, je n'y vais pas.

- Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.
- Yarın yağmur yağarsa, ben pikniğe gitmeyeceğim.

S'il pleut demain, je n'irai pas faire un pique-nique.

Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.

S'il pleut demain, je n'irai pas faire un pique-nique.

Sen olmadan bir yere gitmeyeceğim.

- Je n'irai nulle part sans toi.
- Je n'irai nulle part sans vous.

Oraya gitmek zorundayım fakat gitmeyeceğim.

Je dois y aller, mais je ne le ferai pas.

Eğer yarın yağmur yağarsa toplantıya gitmeyeceğim.

S'il pleut demain, je n'irai pas à la réunion.

Yarın yağmur yağarsa, ben pikniğe gitmeyeceğim.

S'il pleut demain, je n'irai pas faire un pique-nique.

Nereye gideceğimizi bana söylemezsen seninle gitmeyeceğim.

- Je n'irai pas avec toi à moins que tu me dises où nous allons.
- Je n'irai pas avec vous à moins que vous me disiez où nous nous rendons.

Ben de korktum, bu yüzden gitmeyeceğim.

J'ai peur également, donc je ne vais pas m'y rendre.

- Bugün okula gitmeyeceğim.
- Bugün okula gitmiyorum.

- Je ne vais pas à l'école aujourd'hui.
- Je ne vais pas aller à l'école aujourd'hui.