Translation of "Duyarlı" in French

0.008 sec.

Examples of using "Duyarlı" in a sentence and their french translations:

Duyarlı ol!

- Soyez raisonnable !
- Soyez raisonnables !
- Sois raisonnable !

Tom duyarlı.

Tom est sensible.

Eleştiriye çok duyarlı.

Il est très sensible à la critique.

İnsanlar duyarlı yaratıklardır.

Les humains sont des êtres sensibles.

Onlar duyarlı kızlar.

Ce sont des jeunes filles sérieuses.

Bilirsiniz işte kadınlara karşı duyarlı

sensible avec les femmes,

Bir çok insan duyarlı tabi

Beaucoup de gens sont sensibles

Adam ölüm cezasına karşı duyarlı.

L'homme est passible de peine de mort.

Eleştiriye karşı çok duyarlı olma.

Ne soyez pas si sensible à la critique.

O genç, duyarlı bir ergen.

C'est une jeune adolescente impressionnable.

O genç, duyarlı bir delikanlı.

C'est un jeune adolescent impressionnable.

Çok duyarlı bir cildim var.

Ma peau est très sensible.

O onların duyarlı varlıklar olmadıklarını düşünüyor.

- Il pense qu'ils ne sont pas des êtres doués de sens.
- Il pense qu'elles ne sont pas des êtres doués de sens.

Çok duyarlı bir adamsın, değil mi?

T'es un mec très sensible, n'est-ce pas ?

Her duyarlı yaratık şefkati hak ediyor.

Toute créature sensible mérite la compassion.

Eğer algin bu ışığa duyarlı kısmını klonlarsak

Si on clone cette partie de l'algue sensible à la lumière

Bunu yaşamak istemiyorsanız lütfen duyarlı olalım lütfen

Si vous ne voulez pas en faire l'expérience, soyez sensible.

Hayvanlara saygı gösterelim çünkü onlar duyarlı varlıklardır.

Respectons les animaux car ce sont des êtres sensibles.

Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...

Les caméras haute sensibilité montrent ces prédateurs puissants

Gözlerindeki, ışığa duyarlı hücrelerden oluşan yatay hatla ufku tararlar.

Ils ont une bande horizontale de cellules photosensibles pour scruter l'horizon.

Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.

Au beau milieu de la nuit, des caméras haute sensibilité révèlent un spectacle inouï.

Ben ısıya duyarlı olduğum gibi, yaz aylarında klima olmadan rahatça yaşayamam.

Comme je suis sensible à la chaleur, je ne peux vivre confortablement sans air conditionné en été.

Isıya duyarlı kamera daha yükseklerde, karanlıkta saklanan bir başka avcıyı ortaya çıkarıyor.

Plus haut, une caméra thermique révèle un autre chasseur tapi dans les ombres.

Bir İngiliz olarak, o, İngiliz ve Amerikan kullanımı arasındaki farklara özellikle duyarlı.

En tant qu'Anglais, il est particulièrement sensible aux différences entre les usages anglais et étasunien.

O, yaşayan türlerin en güçlüsü değil, en zekisi değil fakat değişmek için en duyarlı olanıdır.

Ce n'est pas l'espèce la plus forte qui survit, pas la plus intelligente, mais celle qui est la plus réactive au changement.

Biz koyu tenli insanlardan daha kolayca yanan mavi gözlü kırmızı saçlı kimselerin güneş ışığına karşı duyarlı olduğunu hepimiz biliyoruz.

Nous savons tous que les personnes aux cheveux roux et aux yeux bleus sont sensibles au soleil, et que leur peau brûle plus facilement que les peaux foncées.