Translation of "Zorundaydılar" in English

0.003 sec.

Examples of using "Zorundaydılar" in a sentence and their english translations:

Hastaneye gitmek zorundaydılar.

They had to go to the hospital.

Onlar Jacques'ı karşılamak zorundaydılar.

They had to meet Jacques.

Bütün gün evde kalmak zorundaydılar.

They had to stay at home all day.

Onlar bütün yıl boyunca çalışmak zorundaydılar.

They had to work all year round.

Fakir oldukları için çok çalışmak zorundaydılar.

Being poor, they had to work hard.

Kendilerini Sipahi süvarilerinin yan saldırılarından korumak zorundaydılar.

and protect the flanks from the sipahi cavalry attacks.

Birçok akarsu üzerinde köprü inşa etmek zorundaydılar.

They had to build bridges over the many streams.

Benimle iletişimde olmak için tam ücreti vermek zorundaydılar.

They had to pay full price to attend courses to communicate with me.

Pahalı olan kursun tam ücretini vermek zorundaydılar ve

but they had to pay full price for them, which proved very expensive,

Çocukların tümü güneş batmadan önce yatağa gitmek zorundaydılar.

All of the children had to go to bed before dark.