Translation of "Yurtdışında" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yurtdışında" in a sentence and their english translations:

Tom yurtdışında.

Tom is abroad.

Yurtdışında konferanslara katılıyorsun.

You attend conferences abroad.

Yurtdışında bulundun mu?

Have you been abroad?

Yurtdışında okudun mu?

Have you studied abroad?

- Neden yurtdışında okumak istiyorsun?
- Neden yurtdışında okumak istiyorsunuz?
- Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?

Why do you want to study abroad?

Ben yurtdışında eğitim aldım.

I studied abroad.

Ürünlerimiz yurtdışında iyi satar.

Our products sell well overseas.

Tom üç yıldır yurtdışında.

Tom has been abroad for three years.

Yurtdışında okumaya karar verdim.

I decided to go abroad to study.

Balayımızı yurtdışında geçirmeyi planlıyoruz.

We plan to spend our honeymoon abroad.

Ben yurtdışında hiç yaşamadım.

I've never lived abroad.

Tom yurtdışında, değil mi?

Tom is abroad, isn't he?

Yurtdışında okumak istediğini söyledi.

He said he wanted to study abroad.

Bildiğim kadarıyla, yurtdışında hiç olmamıştır.

As far as I know, he has never been overseas.

Yurtdışında okumam hakkında ailemle konuştum.

I talked with my parents about my studying abroad.

Ağabeyim yurtdışında eğitim almak istiyor.

My older brother wants to study abroad.

Onun babasının yurtdışında olduğunu duydum.

I hear that her father is abroad.

- Onun yurtdışında eğitim yapmaya gitmemesinin nedeni budur.
- Bu yüzden yurtdışında okumaya gitmedi.

This is why he didn't go to study abroad.

O, yurtdışında eğitim alma amacına ulaştı.

He achieved his purpose of studying abroad.

Babamız yurtdışında çalışırken biz buraya geldik.

We came here when our father was working abroad.

Okulu bitirdikten sonra yurtdışında eğitim yapacağım.

I will study abroad when I have finished school.

Oğlumun yurtdışında eğitim görmesine karşı geliyorum.

I object to my son studying abroad.

Ben, para sayesinde yurtdışında eğitim yapabildim.

I was able to study abroad by virtue of the money.

Yurtdışında eğitim görmeyi ciddi biçimde düşünmelisin.

You should seriously consider studying abroad.

Müzisyen Japonya'nın yanı sıra yurtdışında da ünlüdür.

The musician is famous abroad as well as in Japan.

Babam, ben gençken yurtdışında eğitim görmemi istiyor.

Father wants me to study abroad while I am young.

O, yurtdışında eğitim yapabilmek için çok çalışıyor.

He works hard so that he can study abroad.

O, yurtdışında eğitim alma fırsatı için istekli.

He is eager for a chance to study abroad.

O, hiçbir şey için yurtdışında eğitim görmedi.

He hasn't studied abroad for nothing.

Onun yurtdışında yaşadıkları hakkında uzun zaman konuştuk.

She talked long of her experiences abroad.

O, yurtdışında eğitim almak için part-time çalışmak zorunda kaldı.

He was forced to work part-time to study abroad.

Bay Suzuki oğlunu yurtdışında eğitim planınından vazgeçirmek için ikna etti.

Mr Suzuki persuaded his son to drop his plan to study abroad.

Bu öğrenci zengin değil, o yurtdışında eğitim için bir burs kazandı.

This student isn't rich, he won a scholarship to study abroad.

- Yurt içinde ve yurt dışında ünlüdür.
- O hem yurdunda hem de yurtdışında ünlüdür.

He is famous both at home and abroad.

- Karım bana sıklıkla telefon eder yurtdışında olduğumda.
- Ben yurtdışındayken karım bana sıklıkla telefon eder.

My wife telephones me often when I am abroad.