Translation of "Okumak" in English

Okumak zorundayım.

I have to read.

Okumak önemlidir.

Studying is important.

Çok okumak zorundayız.

We have to do a great deal of reading.

İngilizce okumak istiyorum.

I want to study English.

Kitap okumak ilginçtir.

Reading a book is interesting.

Okumak zihnini geliştirebilir.

Reading can develop your mind.

Kitaplar okumak önemlidir.

It's important to read books.

Kitap okumak önemlidir.

Reading books is important.

Okumak istemiyor musun?

Don't you want to study?

Okumak ister misin?

Do you want to read?

Sadece okumak istiyorum.

I just want to read.

Onu okumak istemem.

I don't want to read it.

Onları okumak istedim.

I wanted to read them.

Bunu okumak zor.

This one's hard to read.

Kitap okumak istiyorum.

I want to read the book.

Bela okumak şeytandandır.

It's evil to curse.

Almanca okumak istiyorum.

I want to study German.

Hollandaca okumak istiyorum.

I want to study Dutch.

Okumak istemiyorsan, okuma.

- If you don't want to read, then don't read.
- If you don't want to read, then don't.
- If you don't want to read, don't.

Onu okumak istiyorum.

I want to read it.

Fransızca okumak istiyordum.

I wanted to study French.

Hikayeler okumak içindir.

Stories are meant for reading.

Boston'da okumak istiyorum.

I want to study in Boston.

Tıp okumak istiyorum.

I want to study medicine.

Fransızca okumak istiyorum.

I wish to study French.

Müzik okumak istiyorum.

I want to study music.

Fransızca okumak zorundaydım.

I had to study French.

Tom okumak istemedi.

Tom didn't want to study.

Yorumları okumak istemiyorum.

I don't want to read the comments.

Okumak kafa açıyor.

Reading opens up windows.

- Onu okumak zorunda değilsin.
- Onu okumak zorunda değiliz.

We don't have to read that.

- Okumak istediğim kitap budur.
- Bu benim okumak istediğim kitap.

- This is the book I want to read.
- This is the book that I want to read.

- Bu kitabı okumak niyetindeydim.
- Aklımda bu kitabı okumak vardı.

I've been meaning to read this book.

- Benim okumak için zamanım yok.
- Okumak için zamanım yok.

- I have no leisure for reading.
- I have no time to read.
- I don't have time for reading.
- I have no time for reading.

Yazmak ilgimi çekmiyor. Okumak istiyorum, yazmak değil. Okumak istiyorum.

Writing doesn't interest me. I want to read, not write. I want to read.

- Bu kitap, okumak için ağırdır.
- Bu kitabı okumak zordur.

This book is heavy reading.

Size meydan okumak istiyorum.

with your own self-affirming words.

Hepiniz onu okumak zorundasınız.

All of you have to read it.

Tuvalette okumak benim alışkanlığımdır.

It's my habit to read on the toilet.

Kitap okumak benim alışkanlığımdır.

To read books is custom with me.

Hayali Amerika'da kimya okumak.

His dream is to study chemistry in the US.

Çok kitap okumak önemlidir.

- It is important for you to read many books.
- It's important to read a lot of books.

Klasikleri okumak kolay değil.

Reading classics is not easy.

Bu kitabı okumak istiyorum.

I want to read this book.

Gençken kitap okumak iyidir.

It's good to read books when you're young.

Onun yazısını okumak imkansızdır.

His writing is impossible to read.

Hiçbir şey okumak istemiyorum.

I don't want to read anything.

Okumak istemiyorsan, öyleyse okuma.

- If you don't want to read, then don't read.
- If you don't want to read, then don't.

Kitap okumak çok ilginçtir.

Reading books is very interesting.

Bu kütüphanede okumak yasaktır.

Reading is prohibited in this library.

Hayallerini okumak hoşuma gitti.

I enjoyed reading about your dreams.

Bu makaleyi okumak zorundayım.

I have to read this article.

Yeni kitabını okumak istiyorum.

I'd like to read your new book.

Satır aralarını okumak zorundasın.

You have to read between the lines.

Daha fazla okumak istemiyorum.

I don't want to read more.

Tom kitap okumak istiyor.

Tom wants to read a book.

Tom bunu okumak isteyecek.

Tom is going to want to read this.

Okumak iyi bir faaliyettir.

Reading is a good activity.

Paris'te resim okumak istiyorum.

My wish is to study painting in Paris.

Kitaplar okumak benim hobim.

Reading books is my hobby.

Gerçekten canım okumak istemiyor.

I don't really feel like reading.

Okumak için zamanım yok.

I don't have time for reading.

Bunu okumak isteyebileceğini düşündüm.

- I thought you might want to read this.
- I thought that you might want to read this.

Shakespeare'yi okumak çok zordur.

Shakespeare is too hard to read.

Eski günlüğümü okumak eğlencelidir.

- It is interesting for me to read my old diary.
- It's fun to read my old diary.

Ben İbranice okumak istiyorum.

I want to study Hebrew.

O kitabı okumak istiyorum.

I want to read that book.

Edebiyat okumak zihnimizi besler.

Reading of literature nourishes the mind.

Bu kitabı okumak istemiyorum.

I don't want to read this book.

Köyden okumak için ayrıldı.

He left the village in order to study.

Çince karakterleri okumak zordur.

Chinese characters are difficult to read.

İşte okumak istediğin kitap.

Here's the book you wanted to read.

Okumak istediğim kitap bu.

- This is the book I want to read.
- That is the book I want to read.
- This is the book that I want to read.

Bunları okumak zorunda mıyım?

Do I have to read these?

Tom Fransızca okumak istemiyor.

Tom doesn't want to study French.

Tom Fransızca okumak istemiyordu.

Tom didn't want to study French.

Her şeyi okumak zorundasın.

You have to read everything.

Kitap okumak çok rahatlatıcıdır.

Reading books is very relaxing.

Tom tıp okumak istiyor.

Tom wants to study medicine.

Okumak onun baş eğlencesidir.

Reading is his chief amusement.

Bu kitabı okumak kolay.

It is easy to read this book.

Üniversitede ne okumak istiyorsun?

What do you want to study at college?

Sanırım bunu okumak isteyebilirsin.

I think you might want to read this.

Buraya okumak için geldim.

I came here to study.

Ben matematik okumak istiyorum.

I want to study math.

Bir kitap okumak istiyordum.

I wanted to read a book.

Meydan okumak için hazırım.

I'm up for the challenge.

Bunu okumak ister misin?

Would you like to read it?

Fransızca okumak zorunda kalabilirim.

I may have to study French.

Fransızca okumak zorunda mıyız?

Do we have to study French?

Tom Fransızca okumak istiyordu.

Tom wanted to study French.