Translation of "Yetmedi" in English

- Avukata param yetmedi.
- Bir avukat tutmaya param yetmedi.

I couldn't afford a lawyer.

- O semtte yaşamaya param yetmedi.
- O semtte oturmaya gücüm yetmedi.
- O semtte oturmaya param yetmedi.

I couldn't afford to live in that neighborhood.

Yetti mi peki? Yetmedi.

Is it enough? It was not enough.

Onun performansı beklentilerine yetmedi.

His performance fell short of expectations.

Yetti mi? Tabi ki de yetmedi

is it enough? Of course it was not enough

Sami bir avukat tutmaya gücü yetmedi.

Sami couldn't afford an attorney.

İhtiyacımız olan her şeyi almaya gücümüz yetmedi.

I couldn't afford to buy everything we needed.

Tom bir araba almak istedi, ancak parası yetmedi.

Tom wanted to buy a car, but he couldn't afford to.

Tom'un böylesine pahalı bir gerdanlığı almaya asla gücü yetmedi.

Tom could never afford to buy such an expensive necklace.

Tom bir soprano saksafon almak istedi fakat bir tane almaya gücü yetmedi.

Tom wanted to buy a soprano sax, but couldn't afford one.

- Tom elinden geleni yaptı, ama yeterli olmadı.
- Tom her şeyini verdi, ama yetmedi.

Tom gave his all, but it wasn't enough.

- Sana yeni bir davul almayı göze alamadım.
- Sana yeni bir davul almaya gücüm yetmedi.

I couldn't afford to get you a new drum.

- Tom çocuklarının liseden mezun olduğunu görmek için yaşamadı.
- Tom'un ömrü çocuklarının liseyi bitirmesini görmeye yetmedi.

Tom didn't live to see his children graduate from high school.