Translation of "Gücü" in Korean

0.005 sec.

Examples of using "Gücü" in a sentence and their korean translations:

Mizahın gücü de şu;

이것이 진정한 유머의 힘이죠;

Memnuniyetsizliğin gücü bu şekilde çalışmıyor.

불만족의 힘이 그런 식으로 작동하지도 않고요.

Mantık gücü ve duyguları olan

이성의 힘을 갖고 자신의 생존을 추구하는

Zehrin gücü ve hızlı harekete geçmesi,

빠른 움직임, 치명적인 독성

Bu gücü suistimal etmek çok kolay.

그리고 그러한 영향력은 남용될 가능성이 큽니다.

Bu süper gücü yeterince kullanmadığımızı görüyoruz.

우리가 이 초능력을 충분히 사용하고 있는 것 같진 않아요.

Fakat sömürgecilik öncesi Filipin kadınlarının asıl gücü,

하지만 이 식민지 전 사회의 필리핀 여성에게 있어서 힘의 열쇠는

çocuğa bir kontrol gücü ve kaynağı sağlar.

병원 직원이 할 일을 하도록 돕기도 하고요 .

Bütün bunlar kendimizden daha büyük bir gücü

이런 모든 것들은 우리 자신보다 더 큰 힘의 존재를 인식하게 하며

Bu parçaların seti, şehrin bu hayal gücü,

이 부품 세트와 창의적인 방식으로 지어진 이 도시는

Muazzam bir hayal gücü ve enerji harcıyor.

유효한 수명의 메가시티를요.

Bence bu teknolojinin gerçek gücü işte bu.

저는 이 기술이 가진 진짜 힘은 바로 이것이라고 생각합니다.

Insanlar gücü yeniden düzenledi ve bir bakıma merkezleştirdiler.

사회는 재구성되고 그 힘은 집중되는 걸 볼 수 있습니다.

...Ay'ın çekim gücü... ...okyanuslarımızı kendine çekecek kadar güçlü.

‎달의 중력은 ‎지구의 바다를 끌어당길 만큼 ‎강합니다

Hepsinin çekim gücü birleşince en güçlü gelgitler oluşur.

‎이들의 중력이 합쳐져서 ‎대조가 일어나고

Ve daha sonra atfettikleri daha yüksek gücü onurlandırmak için

사람들 사이에서 자유롭게 공유되었어요.

Acı çekmenin büyük gücü hayata bir süre ara vermektir.

고통의 강력한 힘은 삶에 대한 개입이라는 점입니다.

Ama bir kere bu gücü bulduklarında mucizevi şeyler yapıyorlar.

기적같은 일들이 일어난다는 사실을 잘 보여 줍니다.

Ancak Venedik'in gücü yapmış oldukları zekice müzakerelerden ve şahsi çıkar anlayışlarından da gelir.

그러나 베네치아는 치밀한 협상력과 이기심에서도 단연 두각을 나타냈다.