Translation of "Yediğini" in English

0.107 sec.

Examples of using "Yediğini" in a sentence and their english translations:

Tom yediğini söyledi.

- Tom said that he was eating.
- Tom said he was eating.

Zaten yemek yediğini düşündüm.

- I thought that you had already eaten.
- I thought you had already eaten.
- I thought that you'd already eaten.

Ne bok yediğini sanıyorsun?

What the fuck do you think you're doing?

Tom'un domuz yediğini sanmıyorum.

- I don't think Tom eats pork.
- I don't think that Tom eats pork.

Tom'a ne yediğini sordum.

I asked Tom what he was eating.

Tom'un ne yediğini düşünüyorsun?

What do you think Tom ate?

Tom yemek yediğini söyledi.

- Tom said that he was eating.
- Tom said he was eating.

Kahvaltıda ne yediğini hatırlamıyordu.

He was unable to remember what he had eaten for breakfast.

Ben onun kurbağa yediğini duyuyorum.

I hear that he eats frogs.

Biz senin çok yediğini anladık.

- We understood that you have eaten a lot.
- We understood that you've eaten a lot.

Onun bir sandviç yediğini gördü.

She saw him eat a sandwich.

Siz arkadaşların ne yediğini biliyorum.

I know what you guys are eating.

Tom Mary'nin ne yediğini gördü.

Tom saw what Mary was eating.

Çocuklarınızın ne yediğini biliyor musunuz?

Do you know what your kids are eating?

Zac'in bir elma yediğini düşünüyorum.

I think that Zac ate an apple.

Onu yediğini görmeme izin ver.

Let me see you eat it.

Onun yemek yediğini gördün mü?

Have you ever seen her eat?

Tom kahvaltıda ne yediğini hatırlayamadı.

Tom was unable to remember what he had eaten for breakfast.

Tom çok fazla yediğini söyledi.

- Tom said he ate too much.
- Tom said that he ate too much.

Rakunların ne yediğini merak ediyorum.

I wonder what raccoons eat.

Tom Mary'nin sandviç yediğini gördü.

Tom saw Mary eating a sandwich.

Tom sandvicini kimin yediğini söyledi.

Who did Tom say ate his sandwich?

Tom'un bir şey yediğini sanmıyorum.

- I don't think Tom ate anything.
- I don't think that Tom ate anything.

Tom'un ne yediğini merak ediyorum.

I wonder what Tom is eating.

Sandviçimi kimin yediğini biliyor musun?

Do you know who ate my sandwich?

Tom'un bütün muzları yediğini sanmıyorum.

- I don't think that Tom ate all the bananas.
- I don't think Tom ate all the bananas.

Tom Mary'nin kahvaltı yediğini düşündü.

- Tom thought that Mary had eaten breakfast.
- Tom thought Mary had eaten breakfast.

Tom Mary'nin yemek yediğini söyledi.

Tom said that Mary was eating.

Tom, Mary'nin yeni yediğini söylüyor.

- Tom says Mary has just eaten.
- Tom says that Mary has just eaten.

Tom daha yeni yediğini söyledi.

- Tom said you'd just eaten.
- Tom said that you'd just eaten.

Üzgünken daha çok yediğini söylüyor.

He says he eats more when he's sad.

- Tom'un öğle yemeğinde ne yediğini biliyorum.
- Tom'un öğle yemeği için ne yediğini biliyorum.

I know what Tom ate for lunch.

Sazanın kurbağa yavrularını yediğini biliyor muydun?

- Did you know that carp eat tadpoles?
- Did you know carp eat tadpoles?

Tom az önce yemek yediğini söylüyor.

Tom says that he's just eaten.

Tom bütün dondurmayı yediğini kabul etti.

- Tom admitted that he ate all the ice cream.
- Tom admitted he ate all the ice cream.

Öğle yemeği için ne yediğini biliyorum.

I know what you ate for lunch.

Hiç onların yemek yediğini gördünüz mü?

Have you ever seen them eat?

Hiç onun yemek yediğini gördünüz mü?

Have you ever seen him eat?

Burada kaç kez yemek yediğini düşünüyorsun?

How many times do you think you've eaten here?

Tom arkadaşlarıyla öğle yemeği yediğini söyledi.

Tom said that he had eaten lunch with his friends.

Tom kurabiyelerin hepsini yediğini itiraf etti.

Tom confessed that he'd eaten all of the cookies.

Tom bana haddinden çok yediğini söyledi.

- Tom told me he ate way too much.
- Tom told me that he ate way too much.

Tom bana Mary'nin önceden yediğini söyledi.

- Tom told me that Mary had already eaten.
- Tom told me Mary had already eaten.

Tom, Mary'nin şimdi yemek yediğini söyledi.

- Tom said Mary is eating now.
- Tom said that Mary is eating now.

Tom'un ne kadar çikolata yediğini düşünüyorsun?

How much chocolate do you think Tom eats?

Tom'un orada bir sandviç yediğini gördüm.

I saw Tom eating a sandwich over there.

Tom'un ne kadar peynir yediğini düşünüyorsun?

How much cheese do you think Tom eats?

Tom'un ne kadar şeker yediğini düşünüyorsun?

How much candy do you think Tom eats?

Tom, Mary'nin onun tatlısını yediğini söyledi.

Tom said that Mary ate his dessert.

Tom, Mary'nin sıklıkla muz yediğini söylüyor.

- Tom says Mary often eats bananas.
- Tom said Mary is finished eating.

Tom, Mary'nin nadiren balık yediğini söylüyor.

Tom says Mary seldom eats fish.

Öğle yemeğini arkadaşlarıyla birlikte yediğini söyledi.

He said that he had eaten lunch with his friends.

Tom Mary'nin hatır hutur havuç yediğini duyabiliyordu.

Tom could hear Mary crunching on a carrot.

Bir gün için yeterli şeker yediğini düşünüyorum.

I think you've had enough candy for one day.

Tom ve Mary'nin eskimo dondurmalar yediğini gördüm.

I saw Tom and Mary eating popsicles.

Tom'un kahvaltı için ne yediğini merak ediyorum.

I wonder what Tom ate for breakfast.

Bana öğle yemeği için ne yediğini söyle.

Tell me what you ate for lunch.

Noel yemeğinde Tom'un ne yediğini merak ediyorum.

I wonder what Tom ate for his Christmas dinner.

Tom'un kaç tane tatlı çörek yediğini düşünüyorsun?

How many donuts do you think Tom ate?

Tom bana daha önce yemek yediğini söyledi.

- Tom told me that he'd already eaten.
- Tom told me he'd already eaten.

Tom önceden yediğini söylediğinde Mary'ye yalan söylüyordu.

Tom was lying to Mary when he said he'd already eaten.

Tom, Mary'nin muhtemelen hâlâ yemek yediğini söyledi.

- Tom said Mary is probably still eating now.
- Tom said that Mary is probably still eating now.

Tom, Mary'nin pastanı yediğini gerçekten gördü mü?

Did Tom actually see Mary eat your piece of pie?

Tom, Mary'ye neden bütün kurabiyeleri yediğini sordu.

Tom asked Mary why she'd eaten all the cookies.

Tom, muhtemelen Mary'nin hâlâ yemek yediğini söyledi.

Tom said that Mary was probably still eating.

Tom gerçekten Mary'in sandviçimi yediğini gördü mü?

Did Tom actually see Mary eating my sandwich?

Tom, Mary'ye çubuklarla nasıl yemek yediğini öğretti.

Tom taught Mary how to eat with chopsticks.

Tom, Mary'ye çubuklarla nasıl yemek yediğini gösterdi.

Tom showed Mary how to eat with chopsticks.

Tom Mary'nin John'la öğle yemeği yediğini biliyor.

- Tom knows that Mary ate lunch with John.
- Tom knows Mary ate lunch with John.

Tom, Mary'nin et yediğini hiç görmediğini söyledi.

- Tom said he's never seen Mary eat meat.
- Tom said that he's never seen Mary eat meat.

Tom, Mary'nin nadiren fasulye filizi yediğini söyledi.

- Tom said Mary seldom eats bean sprouts.
- Tom said that Mary seldom eats bean sprouts.

Tom, Mary'nin sık sık muz yediğini söyledi.

- Tom said Mary often eats bananas.
- Tom said that Mary often eats bananas.

- Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.
- Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeceğim.

Tell me what you eat, I will tell you who you are.

Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

Tell me what you eat, I'll tell you what you are.

Tom'un öğle yemeği için ne yediğini biliyor musun?

- Do you know what Tom ate for lunch?
- Do you know what Tom had for lunch?

Son kez ne zaman mantı yediğini hatırlayabiliyor musun?

Can you remember the last time you ate ravioli?

Tom, Mary'nin ne kadar dondurma yediğini bilmek istiyor.

Tom wants to know how much ice cream Mary ate.

Tom bana sabah kahvaltısını genellikle yedide yediğini söyledi.

- Tom told me he usually eats breakfast at seven.
- Tom told me that he usually eats breakfast at seven.

Dün gece akşam yemeği için biftek yediğini duydum.

I heard that you ate steak for dinner last night.

Tom üzgün olduğunda daha çok yemek yediğini söylüyor.

Tom says he eats more when he's sad.

Dün gece yemek yedim ama Tom'un yediğini sanmıyorum.

I ate dinner last night, but I don't think Tom did.

Tom'un hangi restoranda öğle yemeği yediğini biliyor musun?

Do you know what restaurant Tom has lunch at?

Tom gerçekten Mary'in fare yediğini düşünmüyor, değil mi?

Tom doesn't really think Mary ate a mouse, does he?

Tom, Mary'nin bütün pastayı kendi başına yediğini bilmiyordu.

Tom didn't know Mary had eaten the whole cake by herself.

Tom Mary'ye neden onun sandviçini yediğini söyledi mi?

Did Tom tell Mary why he ate her sandwich?

Tom, Mary'ye onun sandviçini neden yediğini sordu mu?

Did Tom ask Mary why she ate his sandwich?

- Bana ne yediğini söyle.
- Bana yediğin şeyi söyle.

Tell me what you ate.

İnsanın yılda ortalama kaç tane muz yediğini düşünüyorsun?

How many bananas do you think the average person eats in a year?

Doğum günü akşam yemeğinde ne yediğini merak ediyorum.

I wonder what he ate for his birthday dinner.

Tom Mary'nin yemeğin sonunu yediğini izlerken orada sessizce oturdu.

Tom sat there silently watching Mary eat the last of the food.

Tom yediği elmaya baktığında yarım solucan yediğini fark etti.

- When Tom looked down at the apple he was eating, he realized that he had eaten half a worm.
- When Tom looked down at the apple he was eating, he realized he had eaten half a worm.

Tom tabağını bir kenara itti ve yeterince yediğini söyledi.

Tom pushed his plate away and said that he had eaten enough.