Translation of "Yazarak" in English

0.031 sec.

Examples of using "Yazarak" in a sentence and their english translations:

Biz yazarak öğreniriz.

We learn by writing.

O yazarak hayatını kazanır.

He earns his living by writing.

Elle mektuplar yazarak çok zaman harcıyoruz.

We're eating up a lot of time writing letters by hand.

O, denemesini yazarak çok zaman harcadı.

She spent a lot of time writing her essay.

O kitabı yazarak vaktini boşa harcıyorsun.

You're wasting your time writing that book.

Ve Napolyon'a yazarak, "Efendim, bu korkunç bir savaş."

writing to Napoleon, “Sire,  this is a horrifying war.”

En iyi satan romanı yazarak bir servet yaptı.

He made a fortune by writing a best selling novel.

Tom ömür boyu hapis cezasını sevgi cümleleri yazarak geçirmeyi istiyor.

Tom intends to spend his life sentence writing sentences about love.

Tom günün çoğunu yerel bir dergi için bir makale yazarak geçirdi.

Tom spent the better part of the day writing an article for a local magazine.

Mary arkadaşlarına mesaj atarak ya da e-posta yazarak telefonunda çok zaman harcar.

Mary spends a lot of time on her phone, texting and e-mailing her friends.