Translation of "Boşa" in English

- Havanda su dövüyorsun.
- Zamanı boşa harcıyorsun.
- Boşa kürek çekiyorsun.
- Boşa uğraşıyorsun.

You're flogging a dead horse.

Boşa kürek çekmekti.

It was a wild goose chase.

Çabaları boşa çıktı.

Their efforts came to nothing.

Zamanını boşa harcıyorsun.

- You're wasting your time.
- You are wasting your time.

Zamanımı boşa harcamamalıydım.

I shouldn't have wasted my time.

Zamanımı boşa harcıyorum.

- I am wasting my time.
- I'm wasting my time.

Paranı boşa harcama.

Don't waste your money.

Zamanımı boşa harcıyorsun.

You're wasting my time.

Zamanını boşa harcama.

- Don't waste your time.
- Don't waste your time!

Boşa zaman harcıyoruz.

- We're wasting time.
- We are wasting time.

Zamanımızı boşa harcamayalım.

Let's not waste our time.

Yiyecek boşa gitmedi.

- The food didn't go to waste.
- The food did not go to waste.
- The food didn't get wasted.
- The food did not get wasted.

Paramı boşa harcadım.

I've wasted my money.

Paramı boşa harcamayacağım.

I'm not going to waste my money.

Zamanımı boşa harcamıyorum.

- I'm not going to waste time.
- I'm not wasting my time.

Vaktimi boşa harcadın.

You've wasted my time.

Zamanımızı boşa harcıyoruz.

- We're losing time.
- We are wasting time.
- We're wasting our time.

Vaktimizi boşa harcıyorsun.

- You're wasting our time.
- You are wasting our time.

Nefesini boşa harcıyorsun.

You're wasting your breath.

Zaman boşa geçiyor.

Time is wasting.

Boşa mermi harcamıyorum.

I don't waste rounds.

Cephaneyi boşa harcıyorsun.

- You're wasting ammo.
- You're wasting ammunition.

Suyu boşa harcıyorsun.

You're wasting water.

Cephaneyi boşa harcıyoruz.

We're wasting ammunition.

Boşa zaman harcamazsın.

You don't waste time.

Zamanını boşa harcamayacağım.

I won't waste your time.

Biz boşa harcandık.

We were wasted.

Vaktimi boşa harcamayacağım.

I won't waste my time.

Zamanımı boşa harcamam.

I don't waste time.

Nefesini boşa harcama.

- Don't waste your breath.
- Don't waste your breathe.

Nefesinizi boşa harcamayın.

- Don't waste your breath.
- Don't waste your breathe.

Tom boşa ölmedi.

- Tom didn't die in vain.
- Tom did not die in vain.

Para boşa harcanmıyor.

The money isn't being wasted.

Deneyim boşa çıkıyordu.

The experience was draining.

Tom boşa harcanmış.

- Tom is sloshed.
- Tom is wasted.

Zamanımızı boşa harcamak demek hayatımızı boşa harcıyoruz demektir.

Wasting our time is like wasting our lives.

- Mühimmatı israf etme.
- Cephaneyi boşa harcama.
- Cephaneyi boşa harcamayın.

Don't waste ammunition.

Pazarlara ulaşamadan boşa gidiyor.

even arriving to the country’s markets.

Parayı boşa harcadığıma pişmanım.

I regret that I wasted the money.

Bütün çabalarım boşa gitti.

All my pains went for nothing.

Boşa zaman kaybını onaylamadı.

He didn't approve of wasting time.

Onun çabaları boşa çıkar.

His efforts come to nothing.

Aşk asla boşa gitmez.

Love is never wasted.

Boşa harcayacak zamanım yok.

- I don't have time to lose.
- I have no time to waste.

Neden zamanımı boşa harcıyorsun?

Why are you wasting my time?

Parasını boşa harcadığına üzülüyor.

He regrets his having wasted his money.

Tom zamanını boşa harcıyor.

- Tom is wasting time.
- Tom's wasting time.

Babam zamanını boşa harcamaz.

My father doesn't waste his time.

Tom'un zamanını boşa harcama.

Don't waste Tom's time.

Boşa geçirecek zamanım yok.

I don't have time to waste.

Bu fırsatı boşa harcamayalım.

Let's not waste this opportunity.

Bu şansı boşa harcamayalım.

- Let's not waste this opportunity.
- Let's not waste this chance.

Boşa vakit harcamayı durduralım.

Let's stop wasting time.

Mary boşa zaman harcamaz.

Mary doesn't waste time.

Tom zamanı boşa harcıyor.

- Tom is wasting time.
- Tom's wasting time.

Sadece boşa zaman harcıyoruz.

We're just wasting time.

Nefesini boşa tüketmeyi bırak.

Stop wasting your breath.

Bak, boşa zaman harcıyoruz.

Look, we're wasting time.

Lütfen zamanımı boşa harcama.

Please don't waste my time.

Neden zamanımızı boşa harcıyorsun?

Why are we wasting our time?

Sadece zamanını boşa harcıyorsun.

You're just wasting your time.

Nefesini Tom'la boşa harcama.

Don't waste your breath on Tom.

Vaktimi boşa mı harcıyorum?

Am I wasting my time?

Onların paralarını boşa harcamıyorum.

I don't waste their money.

Umarım zamanımı boşa harcamıyorsundur.

I hope you're not wasting my time.

Zamanımı boşa harcadığımı anlıyorum.

I see I'm wasting my time.

Sanırım zamanını boşa harcıyorsun.

I think you're wasting your time.

Tom boşa zaman harcamadı.

- Tom didn't waste any time.
- Tom wasted no time.

Maalesef zamanımızı boşa harcıyoruz.

- I'm afraid we're wasting our time.
- I'm afraid that we're wasting our time.

Zamanını boşa harcadığımı hissediyorum.

I feel that I've wasted your time.

O zamanı boşa harcıyor.

She is wasting time.

Mary zamanı boşa harcıyor.

Mary is wasting time.

Onlar boşa zaman harcıyorlar.

They are wasting time.

Umarım zamanımızı boşa harcamıyorsunuz.

I hope you're not wasting our time.

Değerli zamanımızı boşa harcıyoruz.

We're wasting precious time.

Değerli zamanı boşa harcıyorsun.

You're wasting precious time.

Tom yeteneklerini boşa harcıyor.

Tom is wasting his talents.

Boşa harcanacak zamanımız yok.

- We have no time to waste.
- We don't have any time to waste.
- We don't have time to waste.

Burada boşa zaman harcıyoruz.

We're wasting time here.

O, zamanını boşa harcar.

He idles away his time.

O zamanı boşa harcadı.

She wasted time.

Boşa zaman harcamaktan vazgeç.

Quit wasting time.

Boşa geçirilecek zamanımız yok.

- We have no time to waste.
- We don't have any time to waste.

Zamanımı boşa harcamak istemedim.

I didn't want to waste my time.

Tom boşa zaman harcamaz.

Tom doesn't waste time.

Tom kaynakları boşa harcıyor.

Tom is wasting resources.

Her çaba boşa çıktı.

Every effort was in vain.

Zamanımı boşa harcadığımı hissediyorum.

I feel I'm wasting my time.

McClellan zamanı boşa harcamadı.

McClellan wasted no time.

Boşa zaman harcamayı durdurmalısın.

You need to stop wasting time.

Boşa harcayacak paramız yok.

We have no money to waste.

Biz zamanımızı boşa harcamıyorduk.

We weren't wasting our time.

Paramı boşa harcamak istemiyorum.

I don't want to waste my money.

Zamanımı boşa harcamamaya çalışıyorum.

I'm trying not to waste my time.

Cep harçlığınızı boşa harcamayın.

Don't waste your pocket money.

Zamanını benimle boşa harcıyorsun.

You're wasting your time with me.

Zamanı boşa harcamayı bırak.

Stop wasting time.

Vaktini Fadıl'la boşa harcıyorsun.

You're wasting your time with Fadil.