Translation of "Yapılamaz" in English

O yapılamaz.

- It cannot be done.
- It can't be done.

Bu yapılamaz.

- It can't be done.
- That can't be done.

İş birdenbire yapılamaz.

The work can't be done at a moment's notice.

Hiçbir şey yapılamaz.

Nothing can be done.

Kardan dolayı bu yapılamaz.

Because of the snow, it cannot be done.

Bir şey yapılamaz mı?

Can't anything be done?

Aldığım biletler iade yapılamaz.

The tickets I bought are non-refundable.

Onun hakkında bir şey yapılamaz.

Nothing can be done about it.

Onun hakkında hiçbir şey yapılamaz.

Nothing could be done about that.

Ve bu Amerika'da kolayca yapılamaz.

and this cannot be easily done in America.

Bazı şeyler tek başına yapılamaz.

Some things can't be done alone.

Bir insan, bir kalıp içinde yapılamaz.

A man cannot be made in a mold.

Bu yalnızca tek bir kişi tarafından yapılamaz.

This cannot be done by only a single person.

Senin rızan olmadan, bu konuda hiçbir şey yapılamaz.

Without your consent, nothing can be done about it.

Buradaki kişisel bilgisayar sistemi değiştiremediği için hiçbir şey yapılamaz.

- Since the computer here can't change the system, I can't do anything.
- Because the personal computer here cannot change the system, nothing can be done.

- Bu caddede sola dönüş yasaktır.
- Bu caddede sola dönüş yoktur.
- Bu caddede sola dönüş yapılamaz.

You are not allowed to turn left on this street.