Translation of "Başına" in Chinese

0.021 sec.

Examples of using "Başına" in a sentence and their chinese translations:

Tek başına işi bitirebildi.

她想方设法以一己之力完成了工作。

Mary tek başına geldi.

Mary自己一個人來。

Kendi başına evde kaldı.

她獨自留在家裡。

Ormanda tek başına yaşıyor.

他獨自住在森林裡。

Kendi başına Meksika'ya gitti.

她独自一人去了墨西哥。

Büyükannem tek başına yaşıyor.

我祖母獨自生活。

Tek başına sinemaya gitti.

她獨自去看了電影。

O, kendi başına uyandı.

她自己起床的。

Eve tek başına gitme.

不要自己一个人走回家。

- O tek başına yurt dışına gitti.
- Tek başına yurtdışına çıktı.

他一个人去了国外。

Görevinin başına ne zaman gidiyorsun?

你幾點值班?

Bunu tek başına mı yaptın?

這是你自己做的嗎?

Dick kendi başına gitmeyi planlıyor.

迪克打算自己去。

Yaşlı adam tek başına yaşadı.

老人独自生活。

Bu evde tek başına yaşıyorum.

我一个人住在这个房子里。

Tom sorunu tek başına çözebildi.

汤姆有办法自己把问题解决了。

Bugün tek başına mı geldin?

您今天一个人来的吗?

Bunu tek başına yapmaya çalışma.

别想靠你自己做这事。

Bunu kendi başına yapmak istiyor.

她想亲力亲为。

Oraya tek başına gitmeni istemiyorum.

我不要你一个人去那个地方。

Hafta sonunu tek başına geçirdi.

她獨自度過了週末。

Tom tek başına gitmek istemiyor.

汤姆不想一个人走。

Tom raporu tek başına yazdı.

湯姆寫報告全是靠的自己。

Onu tek başına yapabilir misin?

你自己一個人能做嗎?

Tom çoğunlukla tek başına alışverişe gider.

湯姆常常一個人去買東西。

Işçi başına 50 dolar ödemeye başladılar.

雇主们只需要每个工人付50美元。

O, tek başına yürüyüş yapmayı seviyor.

他喜欢独自散步。

O tek başına seyahat etmeyi sever.

他喜歡獨自旅行。

O, tek başına seyahat etmeyi sever.

他喜歡獨自旅行。

Brezilya'ya tek başına gitmesi bizi şaşırttı.

让我们惊讶的是她独自去过巴西。

Tom'un bunu tek başına yapabildiğine inanamıyorum.

没法相信,汤姆没人帮助自己一个人就做到了这些。

Tom tek başına pastanın yarısını yedi.

湯姆獨自吃了半個蛋糕。

Bu resmi tek başına mı yaptı?

他自己畫這幅畫的嗎?

Yaşlı adam orada tek başına yaşadı.

這個老人獨自住在那裡。

Onun onu tek başına yapabileceğini düşünmüyorum.

我不觉得他自己一个人会做到。

Talihsizliklerin asla tek başına gelmediklerini unutmuyorum.

我谨记祸不单行。

Tom onu tek başına mı yapacak?

汤姆会自己做吗?

- Aklını başına al.
- Başına dikkat et.
- Dikkat et, kafanı çarpma.
- Dikkat et, kafana gelmesin.

- 小心踫頭。
- 小心碰头。

O, tek başına seksen günde dünyayı gezdi.

他独自环游了世界八十天。

Onun işi kendi başına yaptığını düşünüyor musun?

你认为他是自己独立完成这份工的吗?

- O yalnız yaşıyor.
- O tek başına yaşar.

他独自生活。

Bunu tek başına yapmak istediğinden emin misin?

你确定要自己做这个吗?

Tom'un bunu yalnız başına yapmasına izin vermiyorum.

我不会让汤姆独自去做。

Tom isteyerek tek başına oraya asla gitmeyecek.

汤姆绝不会愿意独自去那里。

Bütün bu dertleri başına açtığım için üzgünüm.

我很抱歉给你惹来所有的这些麻烦。

Okinawa'daki asgari ücret saat başına 642 yendir.

冲绳的最低时薪是每小时642日元。

O, bir apartman dairesinde tek başına yaşıyor.

他一個人住在公寓裡。

Florida işverenleri işçi başına 319$ işsizlik vergisi ödüyordu.

佛罗里达州的雇主为每名工人支付了319美元的失业税。

Ebeveynlerinin tek başına buraya gelmene izin verdiklerine inanamıyorum.

我不敢相信你父母让你自己过来。

Bu senin kendi başına çözmen gereken bir sorun.

这是一个你必须自己解决的问题。

- Yumi oraya yalnız gitti.
- Yumi oraya tek başına gitti.

由美一個人去了那裏。

Tom tek başına oraya gitmemesi konusunda Mary tarafından uyarıldı.

玛丽建议汤姆不要独自去。

- Bu araba her bir litre yakıt başına on üç kilometre gidebilir.
- Bu araba bir litre yakıt başına on üç kilometre gidebilir.

這輛車每升油能跑十三公里。

Kocasının ölümünden sonra o, iki çocuğu tamamen kendi başına yetiştirdi.

她的丈夫死後,她就獨力把兩個孩子養大成人。

- Kişi başına tur kaç para?
- Tur kişi başı ne kadar?

一個人的旅費多少錢?

Tek başına on kişilik akşam yemeği pişiremezsen, Lucy sana yardımcı olabilir.

露西也许能帮你的忙,如果你一人做不来十个人的晚饭。

- Kafana dikkat et.
- Başına dikkat et.
- Dikkat et, kafanı çarpma.
- Dikkat et, kafana gelmesin.

小心碰头。

O bir kadının başına, bir aslanın gövdesine, bir kuşun kanatlarına ve bir yılanın kuyruğuna sahipti.

它长着女人的头、狮子的身体、一双羽翅以及蛇尾巴。

- O henüz gelmedi. Ona bir şey olmuş olabilir.
- O henüz gelmedi. Başına bir şey gelmiş olabilir.

他還沒有來,不知道是不是發生了甚麼意外?

Yerinde olsam çocuğumu bir süre için kendi başına dışarı gönderirdim. Bu noktada birkaç sert darbe ona iyi gelebilir.

換了是我,就會要孩子自己一個人去遊歷一下。他現在這個年紀,吃一點苦是好的。