Translation of "Yalandı" in English

0.012 sec.

Examples of using "Yalandı" in a sentence and their english translations:

O bir yalandı.

That was a lie.

Bu bir yalandı.

This was a lie.

- O tamamen büyük bir yalandı.
- Bu tamamen büyük bir yalandı.
- Hepsi koca bir yalandı.

It was all a big lie.

Tom'un söylediği bir yalandı.

What Tom said was a lie.

Bu bir yalandı tabii.

It was a lie, of course.

O bir yalandı, elbette.

That was a lie, of course.

Bu elbette bir yalandı.

This was, of course, a lie.

Bariz gerçek gerçekten bir yalandı.

The apparent truth was really a lie.

O bir yalandı, değil mi?

That was a lie, wasn't it?

Onun hepsi sadece bir yalandı.

That was all just a lie.

Tom'un sana söylediği bir yalandı

What Tom told you was a lie.

- Onunla tanıştığını söyledi, bu bir yalandı.
- Onunla karşılaştığını söyledi, bu bir yalandı.

He said that he had met her, which was a lie.

Hasta olduğunu söyledi, o bir yalandı.

He said he was sick, which was a lie.

Tom'un söylediği sadece büyük bir yalandı.

What Tom said was just a big lie.

Bence bana söylediğin şey bir yalandı.

I think what you just told me was a lie.

Tom'un söylediği her şey bir yalandı.

Everything Tom said was a lie.

Tom hasta olduğunu söyledi, bu bir yalandı.

- Tom said he was ill, which was a lie.
- Tom said that he was ill, which was a lie.

O tekrar geleceğini söyledi, bu bir yalandı.

She said that she would come back again, which was a lie.

O, hasta olduğunu söyledi, o bir yalandı.

She said that she was ill, which was a lie.

O, adamı tanımadığını söyledi, bu bir yalandı.

He said he did not know the man, which was a lie.

O, odaya girmediğini söyledi, o bir yalandı.

He said he did not enter the room, which was a lie.

Babasının hasta olduğunu söyledi, o bir yalandı.

He said his father was ill, which was a lie.

O, ünlü aktrisi tanıdığını söyledi, bu bir yalandı.

He said he knew the famous actress, which was a lie.

Bir piyanist olduğunu söyledi fakat o bir yalandı.

She said she was a pianist, but that was a lie.

O, yatakta hasta yattığını söyledi, bu bir yalandı.

She said she was ill in bed, which was a lie.

Tom hasta olduğunu söyledi, fakat o bir yalandı.

Tom said he was sick, but that was a lie.

O hasta olduğunu söyledi ve bu bir yalandı.

He said that he was sick, and this was a lie.

Tom hakkında bildiğimi düşündüğüm her şey bir yalandı.

Everything I thought I knew about Tom was a lie.

Mary hakkında bildiğimi düşündüğüm her şey bir yalandı.

Everything I thought I knew about Mary was a lie.

O, babasının hasta olduğunu söyledi, ama o bir yalandı.

- He said that his father was ill, but it was a lie.
- He said his father was ill, but that was a lie.

O, babasının hasta olduğunu söyledi, ama bu bir yalandı.

He said that his father was ill, but it was a lie.

- Tom'dan hoşlanmadığımı söylerken yalan söylemiştim.
- Tom'u sevmediğimi söylemem yalandı.

I lied when I said I didn't like Tom.

- Hasta olduğunu söyledi, ki yalandı.
- Yalandan hasta olduğunu söyledi.

- He said he was ill, which was a lie.
- She said she was sick, which was a lie.

Tom asla bana ihanet etmeyeceğini söyledi. Bu elbette bir yalandı.

Tom said that he would never betray me. This was, of course, a lie.