Translation of "Yakalamak" in English

0.008 sec.

Examples of using "Yakalamak" in a sentence and their english translations:

Banknotlarla değiştirirken yakalamak.

the new design notes.

Tom'u yakalamak zorundayız.

We have to catch Tom.

Tavuk yakalamak zordu.

Catching the chicken was difficult.

- O, topu yakalamak için atladı.
- Topu yakalamak için sıçradı.

He jumped to catch the ball.

Tom yakalamak istediği treni yakalamak için zamanında istasyona gitti.

Tom got to the station in time to catch the train he wanted to catch.

Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

That was smart pinning the head with that stick.

Kayıp zamanı yakalamak zorundayız.

I have to catch up the lost time.

Tabii ki yakalamak istiyorum!

Of course I want to catch up!

Biz aslanı canlı yakalamak zorundayız.

We've got to catch the lion alive.

Topu yakalamak için elini kaldırdı.

He put up his hand to catch the ball.

Tom treni yakalamak için koştu.

Tom ran to catch the train.

Tom otobüsü yakalamak için koştu.

- Tom ran to catch the bus.
- Tom made a dash for the bus.

NASA bir asteroid yakalamak istiyor.

NASA wants to corral an asteroid.

Yem olmadan balık yakalamak zor.

It's hard to catch fish without bait.

Bir tavşanı elle yakalamak zordur.

It is difficult to catch a rabbit by hand.

Ben o treni yakalamak zorundayım.

I have to catch that train.

Alice otobüsünü yakalamak için koşuyor.

Alice is running to catch her bus.

Tom, Mary'yi yakalamak için koştu.

Tom ran to catch up to Mary.

Elinle balık yakalamak kolay değildir.

- It isn't easy to catch a fish with your hands.
- It's not easy to catch a fish with your hands.

Balina yakalamak için bir çaçabalığı atın.

Throw a sprat to catch a whale.

Nick otobüsü yakalamak için acele etti.

Nick hurried to catch the bus.

Trenimizi yakalamak için bol zamanımız var.

We have ample time to catch our train.

Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.

She has to study hard and catch up with everybody in her class.

O, treni yakalamak için acele etti.

- He hurried so as to be in time for the train.
- He hurried to catch the train.

Hayvanları yakalamak için, onlar bola kullanırdı.

In order to catch animals, they used the bola.

İlk treni yakalamak için acele ettim.

I hurried in order to catch the first train.

Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.

He set a trap to catch the animal.

Treni yakalamak için yeterli zamanın var.

You have enough time to catch the train.

Tom otobüsü yakalamak için acele etti.

Tom was in a hurry to catch the bus.

Otobüsü yakalamak için koşmak zorunda kaldım.

I had to run to catch the bus.

Onu yakalamak için yeterince hızlı koşabilirim.

I can run fast enough to catch up with him.

İlk otobüsü yakalamak için erkenden ayrıldım.

I left early to catch the first bus.

O, treni yakalamak için yeterince şanslıydı.

He was fortunate enough to catch the train.

Dün balık yakalamak için nehre gittim.

Yesterday I went to the river to catch fish.

Hamam böceklerini yakalamak için tuzaklar kurduk.

We set out traps for catching cockroaches.

Polislerin önemli bir işlevi hırsızları yakalamak.

An important function of policemen is to catch thieves.

Treni yakalamak için koşmak zorunda kalacağız.

We will have to run to catch the train.

Treni yakalamak için erkenden ayrılmak zorundayım.

I have to leave early to catch the train.

Yiyecek yakalamak için en iyi ihtimalimiz ne?

So, what's our best bet to catch some food?

Peki onu yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız?

So what approach should we take to try and capture it?

Şansı yakalamak için bir yelken yaparak başlayın.

You start building a sail to capture luck.

O, otobüsü yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.

She didn't run fast enough to catch the bus.

John son treni yakalamak için istasyona koştu.

John ran to the station to catch the last train.

Bir kuşu yakalamak için uçabilmeye gerek yok.

You don't need to fly to catch a bird.

İlk treni yakalamak için yeterince erken kalktım.

I got up early enough to catch the first train.

Kabuslarınızı yakalamak için bir düş kapanı kullanabilirsiniz.

You can use a dreamcatcher to catch your nightmares.

Bill ilk treni yakalamak için erken kalktı.

Bill got up early in order to catch the first train.

Son treni yakalamak için acele etmek zorundasın.

You have to hurry up so you'd catch the last train.

Tom yemek için birkaç balık yakalamak istedi.

Tom wanted to catch some fish to eat.

Son otobüsü yakalamak için yeterince zaman yoktu.

Not enough time to catch the last bus.

Onu yakalamak için elimden geldiğince hızlı koşuyorum.

I'm running as fast as I can to run him down.

O sekiz trenini yakalamak için acele ediyor.

He is in a hurry to catch the eight o'clock train.

Polis soyguncuyu yakalamak için bir pusu düzenledi.

The police arranged an ambush to catch the mugger.

Üç saat içinde bir uçağı yakalamak zorundayım.

I have to catch a plane in three hours.

Kanseri erken yakalamak hayatta kalma oranını arttırır.

Catching cancer early increases survival odds.

Yakalamak için en sevdiğin balık türü nedir?

What's your favorite kind of fish to catch?

Treni yakalamak için koşabildiğim kadar hızlı koştum.

I ran as fast as I could to catch the train.

Tom otobüsü yakalamak için koşmak zorunda kaldı.

Tom had to run to catch the bus.

Ben ilk treni yakalamak için erken kalktım.

I got up early to catch the first train.

Tom tavşan yakalamak için bir tuzak hazırladı.

Tom built a trap to catch rabbits.

Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.

We want to capture all the uniqueness of each language. And we as well want to capture their evolution through time.

Tamam, iyi işti. Aferin. Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

Okay, good job. Well done. That was smart pinning the head with that stick.

Bu börtü böceği yakalamak için yardımınıza ihtiyacım var.

I need your help to catch those creepy crawlies.

Son treni yakalamak için istasyona acele gitmek zorundayım.

- I have to hurry to the station to catch the last train.
- I have to hurry to the station to get the last train.
- I've got to hurry to the station to get the last train.

Yem olmadan, herhangi bir balık yakalamak zor olacaktır.

Without bait, it'll be hard to catch any fish.

Ben treni yakalamak için gerçekten koşmak zorunda kaldım.

I really had to run for it to catch the train.

Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.

We set a trap to catch a fox.

Onu yakalamak için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.

I ran as fast as possible to catch up with her.

Böcekleri yakalamak çocuklar için eğlenceli bir etkinlik olabilir.

Catching bugs can be a fun activity for children.

Polis, kaçağı yakalamak için Teğmen Tom Jackson'ı belirliyor.

Police Lieutenant Tom Jackson is determined to catch the fugitive.

Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.

To be honest, we came to capture you.

Tom ilk treni yakalamak için yeterince erken kalkmadı.

Tom didn't get up early enough to catch the first train.

Tom dün biraz balık yakalamak için nehre gitti.

Yesterday Tom went to the river to catch some fish.

İlk treni yakalamak için ertesi sabah erken kalktım.

I got up early the next morning to catch the first train.

Çocuk topu kaçırıyor ve sokağa doğru yakalamak için koşuyor.

The child drops the ball and follows it into the street.

Pekâlâ, bu küçük hayvanları yakalamak için tasarlanmış bir tuzak.

Okay, so this is one of those traps that's designed to catch small animals.

Bu zehirli sürüngeni yakalamak için en iyi seçeneğimiz nedir?

What's the best way to try and catch this poisonous reptile?

Ben ilk treni yakalamak için normalden daha erken kalktım.

I got up earlier than usual to catch the first train.

O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.

I have created a perfect plan for capturing that crafty animal.

- O pazarı yakalamak istiyoruz.
- O pazarı ele geçirmek istiyoruz.

We want to capture that market.

Pekâlâ, bu tuzak küçük hayvanları yakalamak üzere tasarlanmış bir tuzak.

Okay, so this is one of those traps designed to catch small animals.

Çita, avını yakalamak için gizlilik ve patlayıcı hızlandırma kombinasyonunu kullanır.

The cheetah uses a combination of stealth and explosive acceleration to catch its prey.

- Treni yakalayacak kadar hızlı koşmadı.
- Treni yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.

He didn't run fast enough to catch the train.

Kaçmış bir atı yakalamak söylenmiş bir sözü geri almaktan daha kolaydır.

It is easier to catch an escaped horse than to take back an escaped word.

Bu sefer sana izin vereceğim, ama yine senin çalmanı yakalamak istemiyorum.

I'll let you off this time, but I don't ever want to catch you stealing again.

Tom seri katili yakalamak için polis tarafından düzenlenen bir entrikaya katıldı.

Tom took part in a scheme set by the police to capture the serial murderer.

Yerel polis ve FBI kaçakları yakalamak için bir araştırma planı hazırladı.

The local police and the FBI formulated a search plan to capture the fugitives.

Örümcekler böcekleri yakalamak için ağda beklerler. Bu onların yiyeceklerini nasıl aldıklarıdır.

Spiders wait for insects to get caught in the webs. This is how they get their food.

Tatlı su balıkları arasındakilerden bazıları korunmaktadır. Onları yakalamak veya satın almak yasadışıdır.

Fresh-water fish include some designated as protected species. You're not allowed to catch or buy them.

Onun yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız? Yapılacak en iyi şeyin, ışıkla birlikte bunu bırakıp

So what approach should we take to try and capture it? You reckon the best thing to do, is we'll leave this with the light on

Tom uçağını yakalamak için bol zamanı olduğunu düşünüyordu ama o yalnızca ucu ucuna yetişti.

- Tom thought he had plenty of time to catch his plane, but he only just made it by the skin of his teeth.
- Tom thought that he had plenty of time to catch his plane, but he only just made it by the skin of his teeth.

İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.

Man is the only creature that consumes without producing. He does not give milk, he does not lay eggs, he is too weak to pull the plough, he cannot run fast enough to catch rabbits.