Translation of "Sopayla" in English

Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

That was smart pinning the head with that stick.

Tom bir sopayla yürür.

Tom walks with a cane.

Tom sopayla topa vurdu.

Tom hit the ball with the bat.

Ona bir sopayla vur.

Hit it with a stick.

Fareyi sopayla o öldürdü.

The rat was killed by him with a stick.

Tom bir sopayla yere yazdı.

Tom wrote on the ground with a stick.

O, bir sopayla köpeği dövdü.

He beat the dog with a stick.

Leyla, Sami'yi sopayla ölümüne dövdü.

Layla bludgeoned Sami to death.

Tom fareyi bir sopayla öldürdü.

Tom killed the mouse with a stick.

Tamam, sopayla başını tutmamı istiyorsunuz demek?

Okay, so you want me to use the stick and try and pin the head?

Tamam, sopayla başını tutmamı istiyorsunuz demek?

Okay, so you want me to use the stick and try and pin the head?

Fare bir sopayla Tom tarafından öldürüldü.

The rat was killed by Tom with a stick.

Tom alüminyum bir sopayla Mary'ye vurdu.

Tom hit Mary with an aluminum bat.

O bir sopayla kız kardeşinin gözüne dürttü.

She poked her sister in the eye with a stick.

Tom bir sopayla kumda bir daire çizdi.

Tom drew a circle in the sand with a stick.

Tamam, iyi işti. Aferin. Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

Okay, good job. Well done. That was smart pinning the head with that stick.

- Bir çubukla fareyi öldürdüm.
- Bir sopayla fareyi öldürdüm.

I killed the rat with a stick.

- Babası Tom'u sopayla dövdü.
- Babası Tom'a güzel bir sopa çekti.

Tom's father beat him with a stick.