Translation of "Treni" in English

Treni kaçırdım.

- I was late for the train.
- I missed the train.

Treni kaçıracaksın.

- You will miss the train.
- You'll miss the train.
- They will miss the train.
- They'll miss the train.

Treni kaçıracağım.

I'll miss the train.

Treni durdurun.

Stop the train.

Treni bekliyorum.

- I'm waiting for the train.
- I'm waiting for a train.
- I am waiting for the train.

- Az önce treni kaçırdı.
- Şimdi treni kaçırdı.

He just missed the train.

- Az daha treni kaçırıyordum.
- Neredeyse treni kaçırıyordum.

I almost missed the train.

- Neredeyse treni kaçırıyorduk.
- Biz neredeyse treni kaçırıyorduk.

We almost missed the train.

Eğer treni kaçırmadıysa!

If she hasn't missed the train!

Onlar treni kaçırdılar.

They missed the train.

Treni kaçırabileceğini düşünüyorum.

- I fear that he may be late for the train.
- I'm afraid that he might be late for the train.
- I think that he might miss the train.

İlk treni yakalamalıyım.

I must catch the first train.

Son treni kaçırdın.

You missed the last train.

Son treni kaçırdılar.

They missed the last train.

Treni kaçırabileceğinden endişeliydi.

She was worried that she might miss the train.

Treni kaçırmış olmalı.

He must have missed the train.

Son treni kaçırdım.

I missed the last train.

Treni kaçırmaktan korkuyoruz.

We're afraid we'll miss our train.

Neredeyse treni kaçırıyorduk.

We nearly missed the train.

Treni Boston'a götürüyorum.

I'm taking the train to Boston.

Biz treni yakaladık.

We caught the train.

O treni kaçırdı.

She missed the train.

Tom treni kaçıracak.

Tom will miss the train.

Tom treni kaçırdı.

Tom missed the train.

Biz treni kaçırdık.

We just missed the train.

Üzgünüm, treni kaçırdım.

- Sorry. I missed the train.
- Sorry, I missed the train.

Fırtına, treni durdurdu.

The storm stopped the train.

Tom treni kaçırmayacak.

Tom won't miss the train.

- Acele etmezsen treni kaçırırsın.
- Acele etmezsen, treni kaçıracaksın.

- If you don't hurry, you'll miss the train.
- If you don't hurry, you'll miss your train.

Acele etmezsen, treni kaçırırsın.

You'll miss the train if you don't hurry.

Hızlı koşarsan treni yakalayabilirsin.

If you run fast, you can catch the train.

Treni kaçırırsak, otobüsle gideriz.

- If we should miss the train, we'll go by bus.
- If we miss the train, we'll go by bus.

Onlar treni kaçırmış olabilirler.

They may have missed the train.

Son treni kaçırmış olabilir.

He may have missed the last train.

Onun treni kaçırdığı kesindir.

It is certain that he missed the train.

Hızlı koşarsan, treni yakalarsın.

Run fast, and you will catch the train.

Belki de treni kaçırdı.

Perhaps he missed the train.

O son treni kaçırdı.

He missed the last train.

Treni kaçırırsam, otobüse bineceğim.

If I miss the train, I'll get on the bus.

O, son treni kaçırdı.

She missed the last train.

Biz son treni kaçırdık.

We missed the last train.

Tom treni kaçırmış olmalı.

- Tom must've missed the train.
- Tom must have missed the train.

Son treni yakalamayı başardım.

I managed to catch the last train.

Az daha treni kaçırıyordum.

I almost missed the train.

Kahretsin, yine treni kaçırdım.

Shit, once again I missed the train!

O, treni kaçırmış olabilir.

She may have missed the train.

Kar, treni seferden alıkoydu.

The snow prevented the train from running.

Onlar ilk treni kaçırdı.

They missed the early train.

Tom'un treni henüz gelmedi.

Tom's train hasn't arrived yet.

Treni yakaladığın için şanslıydın.

It was lucky that you caught the train.

Treni kaçırdın, değil mi?

You just missed the train, didn't you?

Londra treni bu mudur?

Is this the train for London?

New York treni budur.

This is the train for New York.

9.35 treni Bambury'de durur.

The 9:35 train stops at Bambury.

Tom son treni kaçırdı.

Tom missed the last train.

Biz treni yakalayabilir miyiz?

Can we catch the train?

Hız treni gerçekten korkutucuydu.

The roller coaster was really scary.

Sanırım Tom treni kaçırdı.

- I think Tom missed the train.
- I think that Tom missed the train.

Son treni kaçırmak istemiyorum.

I don't want to miss the last train.

- Kyoto treni ne zaman gelecek?
- Kyoto treni ne zaman varacak?

What time will the train to Kyoto arrive?

- Treni kaçırmazsan oraya vaktinde varırsın.
- Treni kaçırmazsan oraya zamanında yetişirsin.

If you don't miss the train, you'll get there on time.

- Treni yakalayacak kadar hızlı koşmadı.
- Treni yakalamak için yeterince hızlı koşmadı.

He didn't run fast enough to catch the train.

Acele et, ve treni yakalayabileceksin.

Hurry up, and you will be able to catch the train.

Londra treni hangi platformdan kalkar?

Which is the platform for the London train?

Hızlı yürü yoksa treni kaçırırsın.

Walk faster, or you'll miss the train.

Birmingham treni 3. platformdan kalkar.

The train for Birmingham leaves from platform 3.

Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.

The traffic accident prevented me from catching the train.

Trafik kazasından dolayı treni kaçırdı.

He missed the train because of the traffic accident.

O, bir dakikayla treni kaçırdı.

He missed the train by a minute.

Treni kaçırmamak için acele etti.

- He hurried so that he wouldn't miss the train.
- He hurried so he wouldn't miss the train.

Her zamanki treni kaçırmış olmalı.

He must have missed his usual train.

Onun treni sabah beşte varır.

His train arrives at five this evening.

Tom treni yakalamak için koştu.

Tom ran to catch the train.

Jiro treni kaçırmış gibi görünüyor.

Jiro seems to have missed the train.

Bir dakika ile treni kaçırdım.

I missed the train by a minute.

Bu öğleden sonra treni kaçırma!

Don't miss the train this afternoon!

Otuz saniye ile treni kaçırdım.

I missed the train by thirty seconds.

Bir dakika ile treni kaçırdı.

He missed the train by one minute.

Onun treni Tokyo istasyonuna vardı.

His train arrived at Tokyo Station.

Treni kaçırmamak için acele ettim.

- I hurried so as not to miss the train.
- I hurried so I wouldn't miss the train.
- I was in a hurry in order not to miss the train.

İki yolcu treni Şangay'da çarpıştı.

Two passenger trains crashed in Shanghai.

O treni kaçırmayı göze alamam.

I can't afford to miss that train.

Treni kaçırmamak için dikkat et.

- Be careful not to miss the train.
- Take care not to miss the train.

Çabuk ol, yoksa treni kaçıracağız.

Hurry up, or we'll miss the train.

Tom son treni kaçırmamış olabilir.

Tom might not have missed the last train.

Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.

Hurry up, or you'll miss the train.

Treni kaçırmamak için istasyona koştum.

I ran to the station not to miss the train.

İstasyona koştum ama treni kaçırdım.

I hurried to the station only to miss the train.

Treni kaçırmayayım diye istasyona koştum.

I hurried to the station so that I wouldn't miss the train.

Acele et yoksa treni kaçırırsın.

Hurry up, or you will miss the train.