Translation of "Yaşamasına" in English

0.003 sec.

Examples of using "Yaşamasına" in a sentence and their english translations:

Tom'un yaşamasına izin ver.

Let Tom live.

Onun yaşamasına izin vermemelisin.

You must not let him live.

Tom'un yaşamasına izin vermeni istiyorum.

I want you to let Tom live.

Onların yaşamasına izin vermeni istiyorum.

I want you to let them live.

Onun yaşamasına izin vermeni istiyorum.

- I want you to let him live.
- I want you to let her live.

Sami, Leyla'nın yaşamasına izin verdi.

Sami let Layla live.

Sami, Leyla'nın yaşamasına karar verdi.

Sami made the decision to let Layla live.

Yaşamasına rağmen kimse bu guruplara komutanlık

Although no one lives, command these groups

Yakında yaşamasına rağmen , onu nadiren görürüm.

Although she lives nearby, I rarely see her.

Denize yakın yaşamasına rağmen o hala yüzemiyor.

Despite having lived near the sea, she still cannot swim.

- Koy yaşasın.
- Yaşamasına izin ver.
- Bırak yaşasın.

- Let him live.
- Let her live.

O, bitişikte yaşamasına rağmen, bize selam bile vermez.

- Though living next door, he doesn't even say hello to us.
- Even though he lives next door, he doesn't even say hello to us.

Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşamasına rağmen Tom İngilizce konuşamıyor.

Even though he lives in the United States, Tom can't speak English.

Bir evcil hayvana sahip olan hiç kimseye bu apartmanda yaşamasına izin verilmez.

No one who owns a pet is allowed to live in this apartment building.

- Fadıl, Rami'nin orada yaşamasına izin verdi.
- Fadıl, Rami'nin orada oturmasına izin verdi.

Fadil allowed Rami to live there.